Hepimizin takıntıları var! Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Hanzade Servi, yine sımsıcak, yer yer gülümseten ince ince düşündüren bir yapıtla çalıyor kapımızı. Bir yandan hayata ayna tutarken bir yandan da yaşamak dediğimiz o armağan yolculuğumuzu daha ışıklı kılmak üzere zarif fenerler sunuyor. Zaten iyi kitaplar, “yaşamak tüm zamanınızı alsın” dileğini seslendirmek değil midir!..

Hepimizin takıntıları var! Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.07.2021 - 00:02

Kitabın tasarımı, anlatıyı besleyen resimler, bizi davet ettiği macera, anlatımda duyumsayacağımız lezzet, damağımızda kalacak tat, aklımıza yazacağımız karakterleri vb. Hepsi nasıl da önemlidir.

Ve bütün bu saydıklarımız, daha da fazlası el ele vermişlerse son sayfaya değin bırakıp bir yerlere gitmeyiz/ gidemeyiz. Terk etmeyiz kitabı...

Ya kapak? Kumsal’ın Çizgili Dünyası’nın Mavisu Demirağ’ın ince bir emekle resimlediği kapağında uzun süre kaldığımı, kapaktaki “8” hınzırca göz kırpınca neredeyse sekiz kez düşündüğümü söylemeliyim.

Derken arka kapaktaki, “Kumsal’ın dünyasında zaman çok hızlı geçmiyor.” tümcesi, -öyle olmasa da- içine yuvarlandığımız “hız çağı”na bir karşı çıkışı düşürdü aklım.

TAKINTILI BİR ÇOCUK

Ve kapıyı on üç yaşındaki Kumsal açtı. Takıntılı bir çocuk o. Çizgiye basamıyor, çizgili ya da kareli defter kullanamıyor, her şeyi sekiz kez yapıyor / yineliyor. Titiz mi titiz. Temizliği hiç söylemeyin.

Tabelalardaki harfleri sayıyor. Uğur saydığı kimi takıntılarını yapamazsa sevdiklerinin başına kötü şeyler geleceği kaygısıyla yaşamı kendisine zehrediyor.

Bu tutumlarına hastalık düzeyindeki temizlik ve titizliği de eklenince “obsesif kompulsif bozukluk” (kısaca OKB) tanısı konmuş Kumsal’a.

Bütün hikâyeyi Kumsal’dan dinliyoruz. Dolayısıyla bir farkındalığa da çağrı aslında Hanzade Servi’nin anlatımdaki seçimi. OKB’li kişileri anlamaya, onlara yardımcı olmaya, takıntılarıyla başa çıkma süreçlerinde yanlarında olmaya hatta kendi takıntılarımızla yüzleşmeye yönelik bir çağrı.

TEMİZLİK HASTASI YA DA BİRİKTİRİCİ

Temiz olmak elbette iyidir ne ki her erzak torbasını, eve sokmadan önce çamaşır suyuyla silmek, başkasının yıkadığını yememek, konuğunuzun oturduğu sandalyeyi, koltuk örtüsünü tepeden tırnağa yıkamak OKB tanısı için yeterlidir.

Az çok ya da şöyle böyle hepimizin bildiği kimi masum tutumlara yaslanarak ortaya çıkan, zamanla kişiyi tutsak eden bir olgu bu OKB. Hayata yeni yeni ısındığımız çocukluk yıllarımızda neredeyse hepimiz almışızdır, tabağımızda kalanların arkamızdan ağlayacağı uyarısını.

Akıl defterimize kırmızı kalemle yazılan bu uyarı zamanla, uzun süre kullandığımız çoğu eşyayı, eskidiği halde atamamaya, dolayısıyla biriktiriciliğe dönüşebiliyor.

Biriktirmek deyince aklımıza düşen “kırk yama” yorganın Kumsal’ın Çizgili Dünyası’ndaki karakterlerden Müzeyyen Pirüpak’ın çöp eviyle ilgisi yok elbette.

Yalnızca temizlik, biriktirmek mi? Kötü bir şeyle karşılaşmamak için ulaşabildiğimiz bir tahtaya üç kez vuruşumuz; kapıyı pencereyi kapattığımızdan emin olamayıp yeniden yeniden kontrol etme hallerimiz; ocağı yanık, ütüyü fişte mi bıraktık telaşıyla yarı yoldan dönmelerimiz...

Örneklere yenilerini eklemek, takıntılı hallerimizi sıralamak hiç de zor değil. Çünkü hepimizin takıntıları, başkalarına garip gelen tutumları var. Ve gerçek arkadaşlıklar, dostluklar, birbirimizi olduğumuz gibi kabul ettiğimizde, garipliklerimizle sevdiğimizde ortaya çıkar.

Hayatımızı etkiler hale gelen/ zorlaştıran takıntılarımız karşıt uçlarda ortaya çıkıyor: Ya aşırı titiz, temizlik hastası oluyoruz ya da “biriktirici”! Öyle ki değil oturacak, adım atacak yer kalmıyor evimizde.

SAĞLAM KARAKTERLER

Hanzade Servi, Kumsal’ın hayatını zorlaştıran, onu yalıtılmış bir çevreye / ortama sürükleyen, neredeyse her yere geciktiren takıntılarından ve “lanetbozar rutin”inden kurtulma sürecinde bir yandan hayata ayna tutarken bir yandan da yaşamak dediğimiz o armağan yolculuğumuzu daha ışıklı kılmak üzere zarif fenerler sunuyor hepimize.

Sımsıcak dili, yer yer gülümseten ince ince düşündüren anlatımı ve örgüsüyle dönüp kendimize sakince bakmaya çağırıyor.

Yapıt, sağlam çizilmiş karakterlerle ilerliyor. Farklı kişiliği, sabırlı tutumu, sahici arkadaşlığıyla Esila; sevgi dolu dede Bahtiyar Bey… Dedenin komşuları, kendine özgü tavrıyla aslında hepimizin tanıdığı her zaman iyimser Muhteşem teyze ve sanki komşumuz Harika Hanım…

Bugün neredeyse “sönmüş ve uzayda dağılmış”, bir zamanların ünlü film yıldızı Müzeyyen Pirüpak, kısa süren mesleki çalışmasının ardından tarımla uğraşmayı seçmiş psikolog Beybora…

Çevresine sevgi ve anlayışla yaklaşan saat tamircisi Arden abi… Bir başka sabır kalesi Dr. Ertuğrul ve ötekiler...

KUMSAL’I SEVECEKSİNİZ

Kumsal’ı, okuldaki tek arkadaşı Esila’nın kendine özgü tutumu ve sabrı mı, Müzeyyen Pirüpak’ın son derece dağınık ve toz içindeki “çöp” evi mi (Çivi çiviyi mi söküyor?), mesleki deneyimi az psikolog Beybora mı, yıllar önce yazılmış bir kitap (Bayan Montgomery’nin Çizgili Dünyası) mı kurtarıyor onca takıntısından? Yoksa?

Esila’nın ailesinden Müzeyyen Hanım’ın anlatının son bölümünde ortaya çıkan oğluna... okura hoşluklar sunan yanlarıyla anlatı, kimi ezber edilmiş tutumları parmak sallamadan irdeliyor. Olguları değerlendirirken farklı, başka, yeni seçenekleri anımsatıyor.

Sahi, kocaman bir kentten (İstanbul’dan) küçük bir kasabaya (Şırılırmak) taşınmışsanız orayı da sevebilmenin gizi, orada kurulan dostluklar ve gülümseyerek yaşanan günlerin çokluğunda değil midir? Kapımızı kimseler açmaz olmuşsa çözüm yürüdüğümüz yolda saklı olmasın?

Kumsal’la yolculuğumuzun başka armağanları da var:

Hayat, neredeyse her yerde bir arada dolaşan karşıtlarla anlam kazanıyor. Dayanışmanın, el ele vermenin, yan yana gelmenin sorunların çözümünü kolaylaştırdığını unutmamalı ya da anımsamalıyız.

Sahi, arkadaşlık karşınızdaki insanın her şeyini bilmek midir?..

Akıcı bir anlatımla ince ince dokunmuş anlatıya sizi hem de takıntılarınızla birlikte elinizden zarifçe tutup dâhil eden Kumsal’ın Çizgili Dünyası’nı seveceksiniz.

Kumsal’ın Çizgili Dünyası / Hanzade Servi / Tudem Yayınları / 9+ / 200 s. / 2021.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon