HDP'li Başer: 65 yaşındaki annem çıplak aramadan geçti
HDP’li Süleyman Başer cezaevinde geçen 9 ayı anlattı.
HDP Basın Komisyonu üyesi Süleyman Başer, “örgüt üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” iddiasıyla tutuklu olduğu Silivri Cezaevi’nden geçen hafta tahliye edildi. Yaklaşık 9 ay sonra özgürlüğüne kavuşan Başer, ‘aklı ve kalbi koğuş arkadaşı gazeteci Ömer Çelik ve tutuklu diğer arkadaşlarında kaldığı için’ tahliye kararına sevinememiş. Cezaevinde zaman zaman zor anlar yaşadığını söyleyen Başer, “Teyzem vefat etti. Cenazesine dahi gidemedim. 65 yaşındaki annem beni görmek için çıplak aramaya, göz taramasına maruz kaldı” dedi.
Mahkemede verilen tahliye kararını cezaevine gittikten sonra öğrendiğini anlatan Başer, “Hâkim adliyede tahliye kararı vermiş. Biz duruşma salonunun alt katında bekliyoruz. Bu karar bize iletilmedi. Cezaevine geri götürüldüğümüzde bekleyenleri gördük. Adli kontrolle serbest kalması talebinde bulunulan arkadaşlarımız vardı. Onların tahliye edildiğini düşündüm. Gardiyan tahliye edildiğimi söyleyince, ‘yanlışınız var. O diğer Süleyman’dır’ dedim. Meğer tahliye edilen benmişim” dedi.
Sadece siyaset yaptık
Tutuklandıktan 5 ay sonra iddianemenin hazırlandığını ve bir o kadar da duruşma günü beklediklerini kaydeden Başer, “Türkiye atmosferi ortada. Derdimizi anlatıp, suçsuzuz, demokratik siyaset hakkımızı kullandık. ‘Niçin burdayız?’ diye sormak için en az 1 sene beklemek gerekiyor” diye konuştu. HDP olarak sadece siyaset yaptıklarını, hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına inanmak istediklerinin altını çizen Başer, “Türkiye’nin 3. büyük muhalefet partisinin yapmış olduğu basın açıklamaları, kullanılan cümleler suç olarak gösterildi. O zaman biz iktidarı nasıl eleştireceğiz? Toplumun bizden talebini nasıl yerine getireceğiz?” dedi.
Hazırlanan iddianameyi ‘yamalı bohçaya’ benzeten ve Gaziantep katliamı sonrası katıldığı basın açıklamasının aleyhinde delil olarak gösterildiğine değinen Başer, “IŞİD’in eylemlerine karşı bir önlem alınmadığını söylemişim. Bunu benim aleyhime kullanıyorlar. Kaldı ki ben, Suruç katliamında hayatta kalanlardan biriyim. Bu patlamayada diğer patlamalar gibi, tepki göstermeyeceksem, insan olmamın ne anlamı var?” diye konuştu.
CUMHURİYET’İ İLANLARINA KADAR OKUYORDUM Başer, cezaevinde yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı: “Cezaevine sazım alınmadığı için bir arkadaşımın sazına el koydum. İçeride tespih kullanma alışkanlığı edindim. Daha önceleri Cumhuriyet gazetesinin köşe yazarlarını düzenli olarak takip ederdim. Ama cezaevinde Cumhuriyet’e verilen ilanları dahi okuyordum. Cezaevinde mektuplarım verilmiyordu. Onlarca mektup arasından birkaç tanesi sadece elime geçiyordu. Tutuklandığım ilk günlerde annem çok üzgündü. Duygusal bir deprem yaşadı. Ama zaman geçtikçe alıştı. Hatta son zamanlarda tutuklu arkadaşlarıma moral veriyordu. Beni görmek için 50 tane dayatmadan geçiyor ancak yarım saat görebiliyordu. Yeğenlerimi ve arkadaşlarımı çok özlemiştim.” |
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu