HDP Eş Genel Başkanı Buldan, yöneticilerin gözaltına alınmasını değerlendirdi: Kars’a özel operasyon var

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kobani olayları gerekçesiyle düzenlenen operasyon kapsamında HDP’li yöneticilerin gözaltına alınmasının siyasi olduğunu söyledi. 6-8 Ekim’de yaşananlarla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması çağrısında bulunan Buldan, “Olayları tüm boyutlarıyla araştıralım”dedi.

Kars Belediyesinin HDP’nin kayyım atanmayan tek İl belediyesi olduğunu anımsatan Buldan, “Kars’a yönelik özel bir operasyon yürütüyorlar. Kars halkı belediyesini soygunculara teslim etmeyecektir” diye konuştu. Son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendiren Buldan, sorularımızı yanıtladı:

-Kobani olayları gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde bir operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya ile Altan Tan başta olmak üzere 82 kişi gözaltına alındı. Bu operasyonun amacı nedir? Yapılan gözaltıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu operasyon hukuki değil, siyasidir. AKP-MHP ortaklığının siyasi ajandasına göre yürütülen bir darbe operasyonudur. Partimize yönelik 4 Kasım 2016’da yapılan ve Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın, milletvekili arkadaşlarımızın tutuklandığı darbe operasyonunun, 19 Kasım 2019 kayyım darbesinin devamıdır. AKP’nin 400’ü bulamadığı 7 Haziran, 1 Kasım ve 24 Haziran genel seçimleri ile belediyelerini birer birer kaybettiği 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinin siyasi intikamını HDP’den, demokrasi güçlerinden almaya dönük geliştirilen bir siyasi hınç yaklaşımıyla karşı karşıyayız. Bu operasyon HDP şahsında tüm demokrasi güçlerine, demokratik muhalefete bir gözdağıdır.  AKP-MHP iktidarı, dış politikada, Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, iç politikada, ülke yönetiminde, ekonomide yaşadığı büyük kriz ve başarısızlıklar nedeniyle toplumsal desteğini giderek kaybetmekte, kaybettikçe de saldırganlaşmakta ve ilk hedef olarak HDP’ye, demokratik muhalefete yönelmektedir. Çünkü kendi iktidar hesaplarının önündeki en önemli engel olarak HDP’yi görüyorlar.  HDP siyasette dengeyi belirleyen önemli bir güçtür. AKP hegemonyasının önündeki engel HDP’dir. HDP’nin bu değişim gücünü tasfiye etmek istiyorlar. HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir meclis hayal ediyorlar. Ama bu hayalleri gerçekleşmeyecek. HDP’yi durduramayacaklar! HDP’ye baktıkça 50+1’in hayal olduğunu görüyorlar. HDP büyüdükçe, toplumsal desteği arttıkça kendilerinin kaybetmekte olduğunu görüyorlar. Kaybetme korkusuyla da giderek kontrolsüzce hareket eden bir yapıya dönüştüler. Anayasa ve hukuku devre dışı bıraktılar. Muhalefet bloğuyla siyaseten mücadele etmek yerine yargı ve devlet gücünü devreye sokarak, tehditle, korkutmayla, sindirmeye sonuç almaya çalışıyorlar. Kontrollerindeki itibarsız medyayla muhalefete karşı itibarsızlaştırma operasyonu yürütüyorlar. AKP-MHP koalisyonu adeta freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı her tarafa çarparak, ortalığı yıkarak gidiyor. Ülke de, toplum da, siyaset de bu gidişattan çok zarar görüyor. AKP bu ülkeye siyasi yararı değil, siyasi, ekonomik, toplumsal zararı olan bir yapı olarak halkın sırtında ağır bir yüke dönüşmüş durumdadır. Ne siyasi operasyonlar, ne de yaptıkları hukuksuzluklar bunları kurtaramayacaktır. Dikiş tutturamıyorlar. Sürdüremiyorlar. Yönetemiyorlar. İktidarda şafak sayıyorlar. İlk seçimlerde halk bunları kesinlikle gönderecektir.

“GÖZALTI SÜRESİNİN UZATILMASI TAMAMEN KEYFİDİR”

-Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen yemeğinden zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Gözaltı sürecinde yaşanan bu durumu nasıl niteliyorsunuz? Ayrıca HDP’li yöneticilerin gözaltı süresi uzatıldı...

Arkadaşlarımızın gözaltında tutulması başlı başlına bir işkencedir. Evet, Kars Belediye Eş Başkanımız Ayhan Bilgen ve iki arkadaşımızda gıda zehirlenmesi yaşandığı bilgisini aldık. Girişimlerimiz sonucu hastanede tedavi altına alındıkları bilgisini verdi Emniyet. Gözaltı süresinin 4 gün daha uzatılması tamamen keyfidir, hukuk dışıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bir durumdur. Partili arkadaşlarımızın siyaset yapma hakkı elinden alınmaktadır. Ayhan Başkanımızın Belediye Eş Başkanlığı görevini yürütmesi, kenti yönetmesi 25 Eylül’den buyana hukuk dışı bir biçimde engellenmektedir. Gözaltında olması gerekenler belediye eş başkanları, demokratik siyaset yürütenler, akademisyenler değildir. Bu ülkeyi soyup soğana çeviren hırsızların, çetecilerin, nefret suçunu işleyenlerin, ırkçı saldırıları organize edenlerin, hırsız kayyımların, kadına şiddet uygulayanların gözaltında olması ve hesap vermesi gerekir. Suruç katliamının, Ankara katliamının, 5 Haziran katliamının faillerinden ve sorumlularından yargı önünde hesap sorulmuş değildir. Bu kadar hukuksuzluk, kanunsuzluk, yolsuzluk varken, siyasi iktidar hesap vereceğine hesap sormaya yeltenmektedir. Elbet bugünler geçecek, hukuk ve adalet mutlaka gelecek ve iktidar tüm bu yaptıklarının hesabını bir bir verecektir. Bundan kaçamayacaktır!

“KARS BELEDİYESİNE KAYYIM ATAMAK İÇİN HER TÜRLÜ YOLU DENİYORLAR”

 -Kars Belediyesi, HDP'nin kayyım atanmayan tek il belediyesi. Kayyım sırası Kars’da mı? 

İktidar ve ortağı başından buyana tüm belediyelerimizde olduğu gibi Kars Belediyesiyle ve Eş Başkanımız Ayhan Bilgen’le de özel olarak uğraşmaktadır. Kars’a yönelik özel ve psikolojik bir operasyon yürütüyorlar. Nedeni açıktır; Belediye HDP’ye geçtikten sonra Kars’taki soygun ve hırsızlık düzeni sona erdirildi. Eş Başkanlarımız, yolsuzluğun yolunu kapattı, hortumlarını kesti. HDP’nin almış olduğu bütün belediyelerde Eş Başkanlarımızın ilk icraatı, kayyımların kurduğu yolsuzluk düzeninin teşhiri oldu. O yüzden belediyelerimizi gasp ederek, yeniden kayyım atadılar. Yolsuzluk çarkını yeniden kurdular. Kars Belediyesine de kayyım atamak için her türlü hukuk dışı yolu deniyorlar. Ama Kars halkının belediyesini ve eş başkanlarını sahiplenmesi, bütünleşmesi Ankara’daki gaspçı zihniyetin önünde engel olarak duruyor. Kars halkı asla belediyesini soygunculara teslim etmeyecektir.

- Diğer muhalefet partilerinin ziyaretleri oldu. Son süreçte iktidara yönelik ne söylersiniz? 

 Muhalefet partilerinin yaşanan hukuksuzluğa karşı tepki göstermesi anlamlı ve değerlidir. Hiç kuşku yok ki bu operasyon sadece HDP’yle sınırlı değildir. Demokrasiden, adaletten yana olan herkes bu ülkede AKP-MHP iktidarının hedefindedir. Muhalefet bloğunun, daha cesur ve kararlı olması, demokratik siyaseti tasfiye girişimleri karşısında daha güçlü ses vermesi gerekir. Siyasi iktidar kendi koltuklarının bekası için ülkeyi uçuruma doğru sürüklüyor. İktidara buradan çağrı yapıyorum: 6-8 Ekim’de yaşananlarla ilgili olarak cesaretiniz varsa buyurun Meclis’te bir araştırma komisyonu kuralım ve olayları tüm boyutlarıyla araştıralım, açığa çıkartalım. 6-8 Ekim’le ilgili olarak şuana kadar verdiğimiz tüm araştırma önergeleri AKP-MHP çoğunluğu tarafından reddedildi. İki ortak, bu meselenin araştırılmasını, aydınlığa kavuşturulmasını istemiyor. Neden kaçıyorlar? Neyin ortaya çıkmasından korkuyorlar? Arkadaşlarımıza yönelik gözaltı ve dayatılan hukuksuzluk biran önce sona erdirilmeli ve derhal serbest bırakılmalılar.