Hayvanlardan insanlara sıçramadan önce virüslerin izini sürmek şart
Bir koronavirüsün nasıl hızla yayılarak tüm insanlığı neredeyse esir aldığını, ekonomileri çökme noktasına getirdiğini biliyoruz. Evet aşı çalışmaları sona yaklaştı, bir noktada Covid-19’un dehşet saçması durdurulacak.
Peki ya bir sonraki pandemiye yol açacak virüsler? Yine böyle durup bekleyecek miyiz? Virüslerin izini hayvanlardan insanlara sıçramadan önce sürebilir miyiz? Yürütülen programlar var ve belli bir başarıya da ulaşıldı.
Virüsler her yerde: Havada, suda, toprakta ve diğer her canlı varlığın içinde... Çok küçük ve sayıca çok üstünler.. O kadar küçükler ki, 100 milyondan fazlası toplu iğne başına sığabilir. 2020 yılı, topluma diz çöktürmek için bunlardan sadece bir tanesinin yeterli olduğunu gösterdi hepimize. Peki ya pandemiye neden olan bir sonraki virüsü yayılmaya başlamadan önce avlayabilirsek? Hayvanlarda gelişen virüslerin gözetimi, olası pandemi adaylarını belirleyebiliyorsa, o zaman en sorunlu virüsleri taşıyan hayvan türlerinin belirlenmesi ile bunların yayılmasını önlemek için önlemler alınabilir. Şunu unutmayalım: İnsanların, vahşi yaşamın ve ekosistemlerin sağlığı birbirleri ile yakından bağlantılı.
Nüfusumuz arttıkça, daha fazla insan vahşi ve evcil hayvanlarla temas halinde yaşıyor ve bu nedenle "zoonotik" patojenlerin bize bulaşma ihtimali artıyor. Bizi viral tehditten koruyan doğal engeller aşınıyor. Ayrıca uluslararası hava yolculuğu sayesinde bir virüs bir günden daha kısa sürede dünyayı dolaşabiliyor. Davis California Üniversitesi'nde viral gözetim uzmanı Tracey Goldstein, "Hayvanlarda hangi virüslerin dolaştığını kesinlikle anlamamız gerekiyor" diyor.
İnsanların karşılaşabileceği tüm vahşi ve evcil hayvanlarda yaşayan virüslerin genomlarını örnekleyecek ve sıralayacak bir gözetim şeması çıkarılması bilim insanları tarafından yıllar önce önerilmişti. Tabii hiç kolay değil: Çok fazla hayvan ve daha da fazla sayıda virüs. İnsana geçebileceği düşünülen muhtemelen 500 bin virüs. Mağaralarda, ormanlarda türlerin aranması; onların idrar, tükürük ve pisliklerinden örnekler alınıp incelenmesi gerekiyor. Uzun soluklu ve nereden bakarsanız bakın birkaç milyar dolara mal olacak bir proje.
KÜRESEL VİROME PROJESİ
Aslında böyle bir plan 2016'da önerilmişti: Küresel Virome Projesi. Hatta “pandemi çağının sonunu getirecek proje” olarak pazarlandı. Ancak hâlâ yaşama geçirilebilmesi için gerekli fonları toplanabilmiş değil. Üstelik tek de değil.
PREDICT PROGRAMI
ABD hükümeti tarafından finanse edilen PREDICT adlı uluslararası bir program. 2005 kuş gribi salgınının neden olduğu pandemilere karşı erken uyarı sağlamak için 2009 yılında başlatıldı. 60 ülkede 207 milyon dolar harcandı ve yaban hayatı, çiftlik hayvanları ve insanlardan 164 bin örnek alınarak 949 yeni virüs keşfedildi. Başka bir deyişle, PREDICT yalnızca vahşi memelilerde tahmini olarak 10 bin potansiyel zoonotik virüsü taradı. İnsanlarda ölümlerle bağlantılı olması muhtemel sadece bir tane buldu - Bas-Kongo virüsü - Covid-19'a neden olan koronavirüsü ise tespit edemedi.
PREDICT, bu yılın başlarında Trump yönetimi tarafından iptal edildi ne yazık ki. PREDICT'in de liderlerinden biri olan Goldstein, “Üzerlerine bulaşabilecek en fazla virüsü taşıma potansiyeline sahip olduğunu düşündüğümüz hayvanları hedefledik” diyor. “Bu tamamen kapsamlı değil ama bir yerden başlamalısın. Ve öncelikle RNA virüslerini hedef aldık. Çünkü bunlar geçmişte pandemilerin çoğuna neden olan virüsler...” Örneğin PREDICT ekibi, 2017 yılında Uganda'da bir yarasada, develerde bulunan ve insanları enfekte edebilen MERS virüsüne genetik olarak benzeyen bir koronavirüs buldu. Ancak, virüslerin olası konakçı hücrelere nüfuz etmek için kullandıkları spike proteininde farklılıklar vardı. Laboratuvar testleri, bunun insanlara zararsız hale getirdiğini doğruladı.
Ekip 2013 yılında SARS'a neden olana benzer bir koronavirüs tespit etti. İnsan hücrelerine bulaşabilirdi, ancak aslında insanlara bulaştığına dair hiçbir kanıt yoktu. 2018'de PREDİCT ekibi bu kez Sierra Leone'de bir yarasada yeni bir virüs tespit etti. Bombali virüsü olarak adlandırılan bu virüs, Ebola ile aynı aileden. Laboratuvar deneyleri, insan hücrelerini enfekte edebileceğini doğruladı, ancak yine de insandan insana yayılabileceğine dair bir kanıt ortaya çıkmadı.
VIZIONS PROJESİ
Yeni ortaya çıkan viral tehditleri tespit etmek için bir başka program Vietnam'da gerçekleştirildi. Zoonotik patojen transferi için yüksek risk altındaki hayvanlarla yakın yaşayan ve onlarla yakın çalışan insanlara odaklandı. 2013-2016 yılları arasında VIZIONS adı verilen proje kapsamında, yaklaşık 600 çiftçi, hayvan sağlığı çalışanını ve hayvan kesimiyle uğraşan veya yarasa, fare eti satan insanları takip etti. İçlerinden biri öksürük, boğaz ağrısı veya ateş bildirdiğinde, yerel doktorlar örnek almak ve hayvanlara maruz kalma durumlarıyla ilgili ayrıntıları kaydetmek için 48 saat içinde ziyaret ediyorlardı. Çalışanların yaklaşık üçte ikisi, 3 yıllık süre içinde bir solunum yolu enfeksiyonu geliştirdi.
Örneklerin analizi ağırlıklı olarak influenza A virüsünü işaret etse de bazı yeni virüsler de bulundu. Bunların nereden geldiği veya klinik bir risk oluşturup oluşturmayacağı net değil, ancak VIZIONS bu tür taramanın yeni ortaya çıkan zoonotik enfeksiyonları yakalamak için etkili bir yol olduğunu kanıtladığını söylüyor. Zoonotik virüslerin yayılması ekoloji ile de yakından alakalı.
Örneğin Avustalya’nın kuzeydoğusunda 1994 yılından beri rapor edilen düzinelerce salgınlar. Nedeni genellikle yarasalarda bulunan ancak atlara ve onlardan insanlara geçerek ateşe, öksürüğe ve bazen menenjit ve komaya neden olan Hendra virüsü. Montana Eyalet Üniversitesi'nden bulaşıcı hastalık ekolojisti Raina Ploughright, Hendra salgınlarının yoğun yağış dönemleriyle bağlantılı olduğunu söylüyor. Islak koşullarda, okaliptüs gibi ağaçlar, enfekte yarasaların yemesi için daha az çiçek üretir. Sonuç olarak, atlarla temas edebilecekleri çiftliklerde yiyecek arama olasılıkları daha yüksektir. Aç yarasalar da stres altındadır ve bu nedenle daha yüksek miktarda virüs yayma eğilimindedir.
KARŞI ÇIKANLAR DA VAR
Bu tür virüs izini sürme projelerine karşı çıkanlar da var. Zira uzun emek ve uzun yıllar gerektiren çok yüksek maliyetli programlar. Bunun yerine insanlarda enfeksiyonun erken belirtilerini tespit etmek ve ülkelerin sağlık kapasitesini artırmak için para harcanması gerektiğini savunanların da sayısı az değil.
Ancak PREDICT programında hastalık ekolojisti Jonathan Epstein, viral gözetlemenin yayılma olaylarının riskini her zaman durduramasa bile azaltmanın bir yolunu sunduğunda ısrarcı. “Yayılmayı teşvik eden ana faaliyetlerin neler olduğunu anlayabilir ve oradaki riski azaltmaya çalışabilirsiniz” diyor.
Örneğin canlı hayvan pazarlarında daha sıkı kontroller gibi yöntemler... İnsanları zoonotik virüs kaynaklarından uzak tutmak için insan davranışını değiştirmek asıl anahtar.
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?