Hayvanlar için cehenneme giden yol
Her yıl milyonlarca hayvan deneyler için diri diri kesiliyor, zehir enjekte ediliyor, öldürülüyor. Bahane hep aynı; “insanlık için”. Oysa mikrodoz veya bilgisayar modellemesi gibi yöntemler de mevcut. Cehenneme Giden Yol, kampanyası işte bunlara dikkat çekiyor. Deneylere hayvan taşıyan havayollarını protesto ederek, bu işkenceye son vermek istiyor.
“Gateway to Hell/Cehenneme Giden Yol” dünyanın pek çok ülkesinde hayata geçirilen bir kampanya. Amaçları, hayvan deneylerini engellemek. Yöntem olaraksa kendilerine, maymunları doğal ortamlarından koparıp deney laboratuvarlarına taşıyan havayollarını deşifre ve boykot etmeyi seçmişler. Şimdi Türkiye'de de başlatıldı bu kampanya. “Cehenneme Giden Yol” eylemcileri, geçen haftalarda Air France-KLM’nin Beşiktaş’taki genel müdürlüğünün önünde maymun maskeleriyle boykot ettiler. Protesto sokağa ve sosyal medyaya da taşındı. Taksim, Cihangir, Şişli, Nişantaşı, Üsküdar ve Kadıköy’de pek çok işlek yola ve acente/ofis binalarına protesto sonrasında yazılamalar yapılıyor.
- “Gateway to Hell/Cehenneme Giden Yol” isimli kampanyası dünyanın pek çok yerinde yapılıyor. Siz de kampanyayı Türkiye'ye taşıdınız eylemlerinizle...
Cehenneme Giden Yol, eylemleri 10'dan fazla ülkede aktif olarak sürdürülüyor. Ağırlık Avrupa'da ve tabi ki boykota çağrılan firmanın kalbi olan Fransa'da; ama ABD'den Morityus'a kadar başka başka ülkelerde de aktif gruplar var. Bu uzun soluklu kampanyanın son hedefi hayvan deneylerini bitirmek, yöntem olarak, aradaki yolu kesmeyi benimsemiş. Kampanya sayesinde bugüne kadar Lufthansa, Airlines, Eithad ve Air China gibi 20'nin üzerinde havayolu şirketi hayvanları deney merkezlerine taşımaktan vazgeçti. Dahası, geçen haftalarda dünyanın üçüncü büyük ilaç üreticisi Merck&Co şempanze deneylerini bıraktığını açıkladı. Kalan tek büyük havayolu ortaklığı, Air France- KLM. Bu iki havayolu firması deney hayvanı taşımacılığında lider oldukları için, hedef.
- Kozmetik ya da savunma sanayinin canlılar üzerinde deney yapmasına pek çok insan karşı çıkıyor. Ancak “insanlık için” argümanını kullanan bilim ve tıp gibi kurumlar kafalarda soru işaretleri doğuruyor...
İlacın ticarileşmesi her zaman tartışılan konulardan biri oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2003’te gerekli ilaç sayısının 240 olduğunu açıklaması da soru işaretlerini arttırtı; zira piyasada 200 binden fazla ilaç var. İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı 2011 resmi hayvan deneyi istatistiklerine göre genelde ticari firmalar tarafından sipariş edilen zehirli madde (toksikoloji) deneylerinin sayısı 399 bini bulurken, kanser için yalnızca 10 bin 200 deney yapılmış! Şirketlerin kimyasal ürünleri ve istemediğimiz bir yaşam biçimi yüzünden kanser olduğumuz bir gerçek. Şirketlerin hayatımızdan kimyasalı çıkarmasıyla hem toksikoloji, hem de kanser deneylerine ihtiyacımız kalmayacak. İşin kötüsü bütün bu deneyleri “insanlık için” ya da biz talep ettiğimiz için yaptıklarını söylüyorlar. Oysa ne kapitalist sistemlerini, ne de bilimlerini talep etmiyoruz, onlar dayatıyor! Üstelik her yıl ilaçların beklenmedik yan etkileri nedeniyle her 6 kişiden 1’i hastaneye başvuruyor. Ecza devleri ise öngörülemeyen etkileri olan bu ilaçları piyasaya pompalamaya devam ediyor. 2004 Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) raporuna göre hayvan deneylerinden geçen 10 ilaçtan 9’u insanlar için tehlikeli veya faydasız. Bunun en büyük sebebi, insan hastalıklarının yüzde 98’ine insan dışı hayvanlarda rastlanmaması. Sektör, ürünleri test etmek için biraz daha fazla zaman ve para harcayarak daha güvenli hatta hayvansız yöntemlere geçmek yerine yeni ürünleri bir an evvel piyasaya süren rakip ilaç firmalarının yarışına odaklanmış. Köpekler ve kediler dâhil olmak üzere her yıl yüz milyondan fazla hayvan, deneylerde diriyken kesiliyor; vücutlarına zehirli kimyasallar enjekte ediliyor. Hala canlı kalanlar çöp tenekesine atılıyor ya da kafalarına vurularak öldürülüyor. Her yıl sadece İngiltere'de 10 milyonun üzerinde fare deneylerde katlediliyor. Bilim dünyasının bir kısmı “insanlığın faydası” gerekçesiyle deneyleri savunsa da istatistikler aksi yönde.
- Türkiye'deki hayvan deneylerine dair ne söyleyebilirsiniz?
Türkiye'de 82 deney yapan üniversite, tıp fakültesi, GATA gibi askeri ve özel laboratuvar var ve gittikçe çoğalıyorlar. Türkiye'de deney yapılan hayvanların yüzde 30'u fare, yüzde 22'si sıçan, yüzde 18'i kuş, yüzde 7'si tavşan. Ayrıca at, koyun, domuz, hamster, kobay, sığır, embriyolu yumurta, sürüngenler, balıklar, bıldırcın ve kekliklerle de deney yapılıyor.
- Daha güvenli hatta hayvansız yöntemlere geçmek mümkün demiştiniz. Alternatif deney yöntemleri neler?
Mikrodoz veya bilgisayar modellemesi gibi hayvan deneylerine alternatif ve işe yarayan yaklaşık 450 metot var. İşkenceler, bilim yapan insanın bilim yapmayan diğer hayvanları sömürmeye hakkı olduğunu öğreten insanmerkezci modern Batı zihniyeti yüzünden gerçekleşiyor. Yüceltilen bilimsel faaliyetlerin hemen hepsinin gizlediği gerçek, ilerlemenin kansız mümkün olmadığıdır. Zulme karşı olan herkesi firmaları arayarak tepkilerini dile getirmeye ve verilen cevapları Twitter'dan #boykotAirFranceKLM hastagi ile paylaşmaya çağırıyoruz.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!
- Bakan Tekin'den, İmamoğlu'na 'kreş' yanıtı