'HAYIR' kazanacak
Gazete yöneticileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, insanların korkutularak ‘Evet’e zorlandığını, ama 16 Nisan’da ‘Hayır’la bu baskının biteceğini söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün İstanbul’da gazete yöneticileri ile bir araya gelerek güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Referandumda Türkiye’nin kaderinin oylanacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Katılımın yüksek olmasını istiyoruz. Ülkemizin geleceği için oy kullanacağız. Katılım oranı yüksek olursa ‘hayır’ büyür” dedi.
'HAYIR DERSEK BAŞIMIZ DERDE GİRER DİYE KORKUYORLAR'
Anayasa değişiklikleri yapılırken toplumun tüm kesimlerinin görüşünün alınması gerektiğini fakat bu değişikliğin bir partinin mutfağında hazırlanarak hızlıcazç Meclis’ten geçirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Kamuoyu yoklaması yaptırmıyoruz. Ama yapılanların sonuçlarına bakınca insanların görüş bile bildiremediklerini görüyoruz. Bu kadar baskı altında insanların görüşlerini açıklayamamasını anlıyoruz. Hayır dersek başımız derde girer mi diye korkuyorlar” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, TRT canlı yayınında TRT’yi eleştirdi: Ben bu kanala vergi ödüyorum
Toplumun tüm kesimlerinde bu korkunun hâkim olduğunu söyleyen CHP lideri, “Topluma ‘evet’ yönünde büyük baskı yapıldı. İşadamlarının düşüncelerini açıklamama nedenini anlıyorum. Çünkü her an suçlanıp bütün mal varlıklarına el konulabilir. Onlarla yaptığımız kapalı toplantılarda bize hangi baskılarla karşılaştıklarını anlatıyorlar. Çok net bir eleştiri olmasa dahi, düşüncelerini açıkladıklarını zaman sabah kapılarında vergi denetmenlerini buluyorlar. Umarız 16 Nisan’da bu tablo değişir” diye konuştu.
Devletin tüm imkânlarının evet propagandası için kullanıldığını, valilerin, kaymakamların evet için seferber edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Buna rağmen CHP olarak elimizden geldiği kadar her kesime ulaşmaya çalışıyoruz. İnsanlarımıza 18 maddelik bu değişikliğin Türkiye için nasıl felaket getireceğini anlatıyoruz. Ben ülkenin insanlarının sağduyusuna inanıyorum. Kesinlikle ‘hayır’ kazanacak” dedi.
'SON DERECE SIĞ BİR POLİTİKA'
AKP ve Erdoğan’ın miting meydanlarında neden ‘evet’ denilmesi gerektiğini anlatmak yerine kendisini hedef aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunun son derece sığ ve aldatıcı bir politika olduğunu söyledi.
Hükümetin referandum nedeniyle önceki seçimlerin aksine mali disiplini de bir kenara bırakarak kesenin ağzını açtığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da önümüzdeki dönemde kötü bir tablo ve daha sert önlemlere yol açacağını belirtti.
'KENDİLERİ ZARAR GÖRMESİN DİYE'
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Yıldırım’ın Konya’daki mitingine eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katılmasına ilişkin görüşü sorulduğunda “Demek ki ona ihtiyaç duydular. Davutoğlu Saray darbesiyle mağdur edilip koltuktan indirilmişti. O mağduriyetin kendilerine zarar vermemesi için düşünmüş olabilirler” yorumu yaptı.
SGK AÇIĞI İSTİSMARI
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Yıldırım’ın sürekli olarak kendisinin SGK Genel Müdürü olduğu dönemdeki açığı gündeme getirdiklerini belirterek, “Benim dönemimde SGK’nin açığı 2 milyar 341 milyon TL idi. Bugünkü açık 20 milyar 655 milyon TL. Buna rağmen biz bu konuyu istismar etmiyoruz” dedi.
'MİT'İN GÖREVİ ZATEN AÇIKLAMAK'
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin MİT’in ByLock programı ve kendisine yönelik açıklamalarına ilişkin sorusuna, “MİT’in görevi zaten bu çalışmaları yapmak ve kamuoyunda oluşan endişeleri gidermek. Adil Öksüz’ü gündeme getirmeseydik kimin haberi olacaktı? 15 Temmuz şehitlerinin hesabının sorulması lazım. Ben onların hesabını sormak zorundayım" yanıtını verdi.
'150 GAZETECİ TUTUKLUYSA O ÜLKEDE DEMOKRASİ YOKTUR'
Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanması ve ardından iki Cumhuriyet çalışanının daha gözaltına alınmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet yazarlarının uzun süredir hapiste olması kabul edilemez. Türkiye’de insanlar yarı açıkç bir cezaevinde yaşıyor. Bir kapalı cezaevleri var, bir de yarı açık cezaevi var. Evrensel hukukta olmayan ‘kolektif’ suç kavramı yaratıldı;
savcı bir kişiyi suçladığı zaman eşini ve çocuklarını da bir suçlu olarak görüp pasaportunu elindenç almaya ve yurtdışına çıkışlarını engellemeye başladı. Bunlar doğru değil” dedi. Cumhuriyet yazarları hakkında hazırlanan iddianameyi okuduğunu belirten CHP lideri “Gerçekten bunlar bir savcının kaleminden mi çıktı diye hayretler içinde kaldım. Savcı somut bir belge olmadan bunları nasıl yazar
ama bugünkü Türkiye’de bunlar yazılabiliyor” ifadelerini kullandı. Atilla Taş ve Murat Aksoy’un serbest bırakılıp ardından başka bir savcı tarafından gözaltına alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bu şu anlama geliyor: Siyasi otoritenin izni olmadan hiçbir hâkim gözaltına alınanları bırakamaz. Yani Hitler dönemi Almanyası...” dedi. Taş ve Aksoy’u serbest bırakan hâkim ve savcıların da açığa alındığını belirten Kılıçdaroğlu, “HSYK’nin gerekçesi kamuoyundan gelen tepkiler. Hukukun üstünlüğü kuralı varsa kamuoyu değil hukuk kuralları geçerlidir” dedi.
Türkiye’de demokrasinin gerilediği ve medya özgürlüğünün olmadığı konusundaki görüşün tüm dünyada ağırlık kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, “150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edebilir misiniz? Hangi gerekçe ile bu gazeteciler hapiste, çıkın anlatın. Elinde kalemi olan bir gazeteciyi terörle suçlarsanız siz demokrat değilsiniz” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!