"Hani OHAL kalkmıştı"
Olağanüstü hal uygulamalarını yasalaştıran ve sürekli hale getiren yasa teklifi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kısmi değişikliklerle ve sert tartışmalarla kabul edildi. CHP’liler teklifle hukuk devletinin imha edildiğini söyledi.
TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen ve OHAL koşullarını kanunlaştıran yasa teklifi, kısmi değişikliklerle ve sert tartışmalar eşliğinde dün kabul edildi. Görüşmelerde, teklifin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’yle ilgili maddeleri “muhalefete görüşü sorulmadan” Komisyon Başkanı Hakkı Köylü tarafından okutulup, oylatıldı.
Kamu görevinden ihraç edilen askerlerin rütbelerinin “mahkeme kararı aranmaksızın geri alınmasını” düzenleyen teklifin 18. maddesi de komisyonda tartışmalara neden oldu. CHP’li Turan Aydoğan, diğer maddelerin tartışmalarında olduğu gibi Ergenekon ve Balyoz davalarındaki uygulamaları anımsatarak, “Ergenekon ve Balyoz davaları yaşadık. İncelemelerde ve darbe girişimi sonrasında askerlere yönelik kumpaslar ortaya çıkarılmıştır. Sonra bu askerlerden bazıları güvenlik kademesinin belli yerlerinde görevler almışlardır. Böyle bir tablo yakın tarihte gerçekleştiğine göre, bu tablodan ders çıkarıp yol yürümek üzerine düşündünüz mü” diye sordu. Söz konusu düzenlemenin “anayasanın hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu” dile getiren Aydoğan, “FETÖ kumpası sonucu ordudan atılan ve sonrasında intihar eden” Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu’nun avukatı olduğunu da anımsatarak, “Bu merhumenin avukatıyım ben. Bu aşağılık çetenin neler yaptığını biliyorum. Biz, suçlunun eksiksiz olarak cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.
Kaboğlu’ndan öneri
Teklifin “en tartışılan” maddelerinden biri olan ve “ihraç edilen kamu görevlileri ve öğretim üyelerinin yöneticilikten önceki pozisyonlarına ilişkin atama yapılmasını ve atamalarda Ankara, İstanbul ve İzmir dışındaki taşra illerine öncelik verilmesini” düzenleyen 19. maddesinin görüşmelerinde de CHP’li İbrahim Kaboğlu’ndan dikkat çeken bir öneri geldi. Kendisinin de üniversiteden “ihraç sürecini” anımsatan Kaboğlu, “bu ihraçların kimler tarafından yapıldığının da önemli olduğuna” işaret etti. “Uygulamanın yargısız infazların meşrulaştırılması” olacağına dikkat çekerek, bu düzenlemenin “hak arama yollarını da kapattığını” dile getiren Kaboğlu, üniversitelerde bugüne kadar yapılan uygulamalarda “büyük kıyımların, hukuki katliamların olduğunu” vurguladı.
Kaboğlu, şunları kaydetti: “Benim, bir üniversite öğretim üyesi olarak nereye gittiğim, nerede ders verdiğim, hepsi belli. Klasörler belli. Peki Adil Öksüz’ü kim korudu? Adil Öksüz nerede, neden gitti? Dekan kim, rektör kim? Bu kişilerin dosyaları incelendi mi? Kaç kez yurtdışına çıkmışlar, kimlerle görüşmüşler, nereye gitmişler? Burada önemli olan hukuku uygulamaktır. Hukuku uyguladığınız zaman hukuk dışı davrananları, hukuk dışı işlem yapanları ayırt edebiliriz. Tarihi tutanaklar, hepsi, dosyalarda mevcuttur. Gerçekten bir öğretim üyesini incelemek istiyorsanız, komisyonlar oluşturabilirsiniz.”
‘Vebalı maddesi...’
Görüşmeler sırasında, AKP’nin verdiği önergeyle, “yargının göreve iadesine karar verdiği ancak ilgili bakanca aynı kadro ve pozisyonuna dönmesine uygun görülmeyenlerin Araştırma Merkezi’nde istihdam edilmesini” öngören teklifin 20. maddesinin kapsamı da genişletildi. Önergeyle, asker, personel ve emniyet personelinin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer personeli için de aynı uygulama getirildi. Madde üzerinde söz alan CHP’li Zeynel Emre ise “Bu maddenin tercümesi şudur: Maddede ‘bakan onayıyla uygun görülmeyenler’ diyor.
Yani bir kişinin göreve iade edilmesini yargı ‘uygun’ görüyor; ama bakan ‘Yargı uygun görse de ben uygun görmüyorum’ diyor. Görevinden ihraç olan, yargının göreve iadesine uygun gördüğü kişiler, bakan uygun görmediği için aynı rütbe ve unvanla atanamıyor. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse, kimse bu maddeye ‘evet’ dememeli” dedi. Rütbesi yüksekler için de bu maddenin, “Seni mağdur ettim. Görevden aldım. Sen, önemli bir adamsın. Rütben de yüksek. Yeniden aynı göreve gelirsen, benim başıma iş açarsın” anlamına geldiğini dile getiren Emre, göreve iade edilenlerin Araştırma Merkezi’nde görevlendirmelerinin kişilerle ilgili “vebalı durumu” yaratabileceğine dikkat çekti. Emre, “Çünkü bu araştırma merkezlerinin bunun için kurulduğu bilenecek. Kişeler FETÖ’cü olmasa bile ‘FETÖ’cü muamelesi’ görecek. Böylece kişilerin kamuya doğru şekilde hizmet edeceği bir imkan da bulunmayacaktır” diye konuştu. CHP’li Süleyman Bülbül ise bu maddenin “açıkça sürgün ve tecrit maddesi olduğunu” vurgulayarak, “kişilerin masumiyet karinesini de zedeleyeceğine” işaret etti.
‘Hani OHAL kalkmıştı’
Teklifin 23. maddesi ise “kamudaki ihraçların 3 yıl daha bakan onayı ile devam etmesini ve kişilerin ve ailelerinin pasaportlarına el konulmasını” düzenleyen madde. Bu maddenin görüşmeleri sırasında CHP’li Alpay Antmen, “Hani OHAL kalkmıştı? Biz seçmenlere OHAL kalktı diyebilecek miyiz? Cevap veriyorum, hayır” diyerek, söz konusu maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu vurguladı.
CHP’li Turan Aydoğdu ise AKP’li üyelere, “Bu maddeyle hukuk devletine inanmadığınızı açıkça gösterdiniz. Biz, hukuk devletine inanmıyoruz deyin” diye seslenirken, teklifin yasalaşmasıyla birlikte Türkiye’de “McCarthy döneminin başlayacağını” vurguladı.
Ahmet Şık’ı gösterdi
Konuşması sırasında, HDP’nin komisyon üyesi Ahmet Şık’ı da gösteren Aydoğdu, “Bugüne kadar pek çok gazetecinin davasına katıldım. Bir arkadaşımız da burada, komisyonda... Ahmet Şık... İmamın Ordusu diye bir kitap yazdı, cezaevine girdi. Sonra, hemen hemen herkesi, bütün solcuların tamamını PKK/PYD üyesi yaptınız. Sakın savunmayın karşımda. Erkler ayrılığı demeye kalkmayın. Biz, sizi dinlemiyoruz. Tazminatları yok sayıyorsunuz. Bugüne kadar okuma yazma bilmeyen insanları kamuya doldurdunuz” dedi.
Aydoğdu, CHP’nin teklifi Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini de açıkladı. Teklif Adalet Komisyonu’nda kabul edildi.
En Çok Okunan Haberler
- Uzmanlar 'evde kalın' çağrısı yaptı!
- 'Öcalan' çıkışı sonrası AKP-MHP oylarında büyük düşüş!
- AKP'den yanıt geldi!
- Yasadışı bahis soruşturmasında 2. dalga!
- TFF 1. Lig ekibine transfer yasağı!
- Antik çeşmeden 1800 yıl sonra su akmaya başladı!
- Mesele cami değil sen anlamadın mı?
- Atatürkçü teğmenler, tarikatçı bakan!
- İmamoğlu davasında savcı 'rapor' aldı
- Enes ve Baran arasında 'halı' diyaloğu