Gündüz işte, gece direnişte!

Ücretli-İşsiz Mimarlar Forumu, çalışma hayatının vahşiliğine karşı örgütleniyor ve haykırıyor: Gündüz işte, gece direnişte!

Gündüz işte, gece direnişte!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.01.2019 - 21:36

Güvencesiz çalışma, mobbing, düşük ücretler, fazla mesai baskısı, işsizlik... Mimarlar tüm bu sorunlara kurdukları dayanışma ağı ile çözüm üretmeye çalışıyor.

2017 Aralık ayında ‘boyunlarına dar gelen beyaz yakayı çıkarmak için’ yola çıkan Ücretli İşsiz Mimarlar Forumu bir yılı geride bıraktı. Forum, düzenledikleri atölyelerle mimarlara mesleki ve hukuki destek sağlıyor.

Mimarlar, “Ücretsiz eğitimler, sosyal etkinlikler, atölyeler, hepsi yan yana gelebilmek, birbirimizden öğrenebilmek için araçlarımız” diyor.

İnşaat balonu şişirilince

Böyle bir dayanışma ağına neden gereksinim duyuldu?
Şantiyelerde ve ofislerde yaşadığımız hak gaspları, güvencesizlik, düşük ücretler, mobbing ve fazla mesai baskısı her zaman hayatımızın bir parçasıydı. Ancak özellikle son 10 senede inşaat balonu şişirildikçe, bir çok yeni mimarlık fakültesi açıldı. Her sene mezun olan binlerce genç, artan mezun sayısına eş oranlı olarak giderek daha ucuza ve güvencesiz çalışmaya zorlandı. Özellikle son 5 senede hasır altı edilen kriz ile birlikte yoksullaşan teknik elemanlar işçi sınıfının bir parçası olduğunu hissetmeye başladı. “Beyaz yaka” tanımından hazzetmiyoruz ancak talepleri aynı olmasına rağmen 3.Havalimanı işçilerinin direnişine şantiyedeki mimar ve mühendislerin katılım göstermediğinin de farkındayız. İsteğimiz bunu kırmak ve işçiler arasındaki birlikteliği bir şekilde örmek, yalnızlığı bertaraf etmek ve ücretli çalışanlar alanında örgütlenmek.

Bir de işsizlik eklendi

“Hayatta Kalma Kılavuzu”na ihtiyaç duyacak kadar kötü mü koşullar?
90’larda doğmuş genç bir mimar inşaat sektörünün ekonominin “yıldızı” olduğu söylemi ile büyüdü. gençler bölümlerden mezun olduklarında karşılaştıkları gerçeklik çok farklıydı. İnşaat sektöründeki sermaye birikimi hiçbir zaman işçilere yansımadı. Üstelik artık krizin ayyuka çıkması ile birlikte işsizlik salgın gibi büyüyor. Özellikle de genç ve kadın işsizliği. İşsizlik çoğu zaman da işverenler tarafından bir pazarlık aracı olarak kullanılıyor. Çünkü kapıda bekleyen bir sürü yeni mezun var! Ayrıca son zamanlarda “uzun dönemli stajyerlik” diye bir kavram çıktı. Bunun anlamı şu demek; Yeni mezunlar veyahut son sınıf öğrencileri çıkış yolu olarak girmek istedikleri ofis veya şirketlerde stajyerlik adı altında ucuza ve hatta çoğu zaman ücretsiz ve sigortasız çalıştırılıyor.

Dayanışma ağı oluştu

1 yılı geride bıraktınız. Bu süre zarfında neler yaptınız?
Ücretsiz teknik eğitimlerden, atölyelere, sosyal etkinliklerden dayanışma forumlarına birçok organizasyonumuz oldu. Burada ücretsiz teknik eğitimlerin piyasaya insan yetiştirmek yerine tamamen örgütlenme ve dayanışma amaçlı olduğunu vurgulamamız gerekir. Tüm bu etkinliklerin asıl hedefi safları sıklaştırmak, çalışma hayatlarımızın gerçekliği ve vahşiliğini bilince çıkarmak, meslektaşlarımızla dayanışmak ve Gezi sırasında çokça dillendirilen bir sloganı aşmak. O slogan şöyleydi: “Gündüz işte, gece direnişte.”

Mücadele alanları arasındaki organik köprüler birbirleriyle ilişkili ve etkileşen bir örgütlülüğe dönüşmediği sürece amacımıza ulaşmamız mümkün değil. Örgütlülük olmazsa ve bu tabandan yükselmezse meslek odalarının sadece dava açıp basın açıklaması yaptığı bir muhalefet şekline hapsolmuş oluruz.

Sürekli eğitim şart

Hukuki desteğin yanında mesleki destek de sağlıyorsunuz. Bu eğitimlerin amacı nedir?
Endüstri 4.0 çağına girdik. Bu ne anlama geliyor, bizi ne bekliyor, kendi aramızda da çokça tartışıyoruz. Artık çalışanlardan sürekli kendilerini eğitmeleri bekleniyor. Bu işsizlik ve kriz ortamında eğitimin maliyeti de çalışanın üstüne yıkılıyor. Eğitimi veren arkadaşlarımız da forum gönüllüleri, eğitime katılanlar da. İlk olarak Revit, son olarak da 3DS MAX atölyesini yaptık. Her buluşmada foruma yeni arkadaşlarımız katılıyor, yeni meslektaşlarımızı da bekliyoruz.

Sizce mesleğe yeni atılan mimarları neler bekliyor?
Bizi bekleyenlere hazırlıklı olmak önemli. Kimileri kürsüye çıkıp “Dolar Ayşe teyzeyi ne ilgilendirir?” diyebilir. Ama gerçeklik hiç de öyle değil. Kriz mimar-mühendis, kalıpçı-demirci-elektrikçi fark etmeden önce işçiyi vurur, bunu görmek gerekiyor. Yakın zamanda yeni mezunlar için iş hayatına giriş atölyesi yapmak istiyoruz ve daha fazla genç arkadaşımızla tanışmayı amaçlıyoruz. Özellikle son yıllarda çalışma alanlarımız aslında kent suçu olarak gördüğümüz ve inanmadığımız projelerle sınırlandı. Bu nedenle başka türlü bir üretimin de mümkün olduğunu gösterecek kampanyalar yapmayı aramızda tartışıyoruz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler