Grip ilham oldu; kök hücreden sinir hücresi ürettiler

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Doç. Dr. Veli Karaaltın ile KBB hastalıkları uzmanı eşi Op.Dr. Ayşegül Karaaltın, burundan aldıkları mukoza dokusundan, sinir dokusu kaynaklı erişkin tipte kök hücre üretti.Çalışmanın, uzuvların kullanımını engelleyen sinir zedelenmeleri için umut olması bekleniyor.

Yayınlanma: 13.01.2014 - 13:11
Abone Ol google-news

Doç. Dr. Karaaltın,  yaptığı açıklamada, çalışmanın 20'nin üzerinde araştırmacının katılımıyla 1,5 yıldır detaylı bir şekilde gerçekleştirildiğini söyledi.

Araştırmaya, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bezmialem Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Acıbadem Üniversitesi'nden öğretim üyelerinin katıldığını dile getiren Karaaltın, projenin ana temasının "erişkin tipteki kök hücre" olduğunu ifade etti.

Karaaltın, bugüne kadar kök hücre ile ilgili sayısız araştırma yapıldığını, ancak sinir iyileşmesinde insan vücudunda birçok yapının kendini yenileyemediğini, bu yüzden felç gibi farklı problemlerin kalıcı etkilerinin devam ettiğini anlattı.

Tıpta her ne kadar mikro cerrahinin gelişimiyle birlikte sinir iyileşmeleri mümkün olsa da kalıcı yıpranmaların yaşanmaya devam ettiğini belirten Karaaltın, erişkin hastadan elde edilebilecek kök hücrenin bu yüzden önemli olduğunu ve bu hücrelerin kullanımına izin verildiğini bildirdi.

Karaaltın, bugün dünya genelinde kök hücre üretimine yönelik sayısız çalışma olduğunu dile getirerek, "Bizim çalışmamızdaki en önemli fark; 'Sinir dokusu kaynaklı bir kök hücre elde edilebilir mi ve bunun kullanımı sinir yaralanmaları ve kayıplarındaki çalışmalarda önemli rol oynayabilir mi?' Çünkü bugün yapılan çalışmalar kısıtlı. Elde edilen sonuçlar yeterince yüz güldürücü değildi" diye konuştu.

 "Gripten ilham aldık"

İnsanların grip olunca koku alma yeteneğini, koku duyusunu kaybettiğini, hastalık geçtikten sonra tekrar koku almaya başladığını belirten Karaaltın, buradan yola çıkarak sinir uçları veya kokuyla ilgili hücrelerde olan bir hücrenin kendisini yenileyebildiğini düşündüklerini vurguladı.

Sinir hücrelerinin kendisini yenileyemediğinin bilindiğini söyleyen Karaaltın, bu dokulardan sinir kaynaklı kök hücre elde etmek üzere yola çıktıklarını anlatarak, ilgili kurulların onayını aldıktan sonra çalışmalara başladıklarını kaydetti.

Karaaltın, gönüllü 3 hastanın burun dokularından verileri elde ettiklerini, hücreleri YTÜ'nün laboratuvarında ayrıştırdıklarını anlattı.

İnsandan alınan hücreler farelerde uygulandı

Hastalardan aldıkları verileri fare deneklerine uyguladıklarını belirten Karaaltın, "Fare deneklerinde insan hücrelerini kullanmak zaten başlı başına bir farklılık. Değişik türlerdeki hücrelerin birbirini etkileyip etkilemediğini gözlemledik" dedi.

Karaaltın, farelerin yüz sinirlerinde belli bir kayıp oluşturduklarını kaydederek, deneklerden elde ettikleri ve takip etmek için işaretledikleri kök hücreleri oraya yerleştirdikleri, sonuç olarak sinirlerin iyileşmesinde istatistiksel olarak fark gördüklerini aktardı.

 "Uzuvların kullanılamadığı zedelenmeleri iyileştirme olasılığımız oldu"

Daha sonra yapılan laboratuvar iyileşmelerinde işaretlenen hücrelerin sinirin, kılıf hücrelerine dönüştüğünü gördüklerini ifade eden Karaaltın, şöyle devam etti:

"Bu bize çok ilginç geldi. Bilim dünyasında dikkat edilmesi gereken bir bulgu. Zaten insan burnundan elde ettiğimiz kök hücreyi yüz sinirleri zedelenmiş fareye naklederek aldığımız başarılı sonuç, alanında ender görülecek bir başarıdır. İkinci aşamasında insanda deneme yapmak için gerekli başvurularını yaptığımız çalışmamız iki noktada ilkleri barındırmakta. Birincisi; iki canlı arasında kök hücre nakli ile sinir hücresi ürettik. İkincisi ise grip gibi yaygın bir hastalığın bize öğrettikleri ile özellikle uzuvların kullanılamadığı zedelenmeleri iyileştirme olasılığımız oldu. Bu çalışma gelecekte belki de burun dokusundan elde edilen bir hücrenin sinir yaralanmalarında bize çok faydalı olacağını gösteriyor. Bundan dolayı çalışmalarımızı ilerletmeyi düşünüyoruz. İlgili kurumlardan hücreleri insanlara nakletmenin onayını bekliyoruz. İlgili izinleri aldıktan sonra aynı hücreyi insanda uygulayınca nasıl sonuç elde edeceğimizi göreceğiz. Umarım bu bulgular umut vaat edici olur.

Çalışma, yenileyici tıp alanında önemli rol oynayabilir"

Karaaltın, herhangi bir durumda sinirlerin zarar görmesi veya yüz felcindeki sinirlerin etkilenmesi durumunda ortaya çıkan felcin bazen çok ağır olduğunu, hastanın iş gücünden hayat kalitesine kadar birçok şeyi etkilediğini anlattı.

Buradaki iyileşmelerin genellikle istenilen düzeyde olmadığını aktaran Karaaaltın, şunları kaydetti:

"Felç gibi bire bir çaresiz kaldığımız durumlar oluyor. Bu çalışma, belki bize önemli bir tedavide rol oynayabilecek. Gelecekte yenileyici tıp alanında önemli rol oynayabilir. Bundan sonraki aşama el, ayak gibi diğer sinirlere uygulamak istiyoruz. Belki de olumlu sonuçlar elde edebilirsek araştırmamızda bir tedavi yöntemi olarak da girebilir. Kök hücredeki ana mantık bu. Şu anda bu mümkün değil fakat ben doku mühendisliğiyle ilgili çok umutluyum. Ülkemizde gençlerimiz, bilim adamlarımız daha çok çalışma yapmalı. Bu, çok açık bir alan."

Çalışmaya uluslararası ödül

Karaaltın, çalışmanın 35. Ulusal Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi'nde "En iyi Deneysel Çalışma Ödülü" kazandığını belirterek, Türkiye'nin sağlık konusunda çok önemli adımlar attığının altını çizdi.

Vakıf üniversitelerinin yanı sıra devletin her türlü kademesinden de bu konuya önem verilmesinin başarıları da art arda getirdiğini bildiren Karaaltın, kök hücre gibi uluslararası alanda tam olarak çözümlenememiş olan bir konuda, Türkiye'de yapılan her çalışmanın büyük önem taşıdığını vurguladı.

Karaaltın, kendi çalışmalarının kısa bir süre sonra uluslararası hakemli yayınlarda yerini alacağını sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon