Göçmen kaçakçıları anlatıyor: Ege kıyılarında göçmen hareketliliği ne durumda?
İzmir'in Dikili ilçesi kıyıları, Yunanistan'ın Midilli Adası'na yakınlığından ötürü göçmenlerin Avrupa'ya geçişinde en çok kullandığı güzergâhlar arasında yer alıyor. Göçmenlerin Avrupa'ya karadan ve denizden geçişlerinin kolluk güçleri tarafından engellenmemesi kararı sonrası Dikili kıyılarında da göçmen geçişlerinin artması beklense de orası şu sıralar oldukça ıssız. Göçmenler, kaçakçılara deniz yoluyla Avrupa'ya geçmek için 500-600 Dolar vermektense, riskin görece daha az olduğu ve ücret ödemek zorunda kalmadıkları Edirne sınırında şanslarını deniyor.
İzmir'in Dikili ilçesi kıyıları, Yunanistan'ın Midilli Adası'na yakınlığından ötürü göçmenlerin Avrupa'ya geçişinde en çok kullandığı güzergâhlar arasında yer alıyor. Göçmenlerin Avrupa'ya karadan ve denizden geçişlerinin kolluk güçleri tarafından engellenmemesi kararı sonrası Dikili kıyılarında da göçmen geçişlerinin artması beklense de orası şu sıralar oldukça ıssız. Göçmenler, kaçakçılara deniz yoluyla Avrupa'ya geçmek için 500-600 Dolar vermektense, riskin görece daha az olduğu ve ücret ödemek zorunda kalmadıkları Edirne sınırında şanslarını deniyor.
Dikili ilçesi göçmenler için bir yerleşim bölgesi olmaktan çok, Ege'den Avrupa'ya geçişlerinde transit bölge olma özelliği taşıyor.
Yerel kaynaklar, mevsim fark etmeksizin her hafta ortalama göçmen taşıyan 5 botun Midilli Adası'na varmak üzere denize açıldığını söylüyor.
Türkiye'nin göçmenlerin Avrupa'ya geçişini teşvik eden 'sınırlarda denetimsizlik' kararının ardından Dikili ve Ayvalık gibi Yunan adalarına yakın kıyılarda göçmen yoğunluğunun artacağı beklentisinin aksine, göçmenler daha az riskli ve masrafsız bir yol olarak gördükleri Edirne sınırını tercih ediyor.
Dün 150-200 kişilik bir göçmen grubunun Dikili kıyılarında toplandığını, ancak daha sonra fikir değiştirerek otogarda otobüslere binip Edirne'ye gittiklerini öğreniyoruz.
Karardan bu yana Ege kıyılarında, rutinin ötesine geçen bir göçmen hareketliliği henüz gözlenmiyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, her hafta Midilli Adası'na geçmeyi deneyen birkaç botun bir kısmının karşıya geçebilmeyi başarırken, bir kısmının Jandarma, sahil güvenlik ya da polis tarafından yakalandığını ifade ediyor.
Kırgöz, Dikili'de yakalanan göçmenlerin İzmir'e sevki için her hafta göç idaresinin araçlarına ek olarak belediye imkânlarıyla sağlanan otobüsle de İzmir'e göçmen nakli yapıldığını belirtiyor.
Dikili her ne kadar göçmenler için kısa süreli bir 'geçiş rotası' olsa da Belediye Başkanı Kırgöz, hükümetin son kararının Dikili halkının çoğunluğu tarafından destek gördüğünü söylüyor.
Nitekim Edirne'ye gitmek üzere sabah saatlerinde Dikili otogarına gelen bir Suriyeli göçmen de büfedeki esnafın benzer tutumuyla karşılaşıyor.
Büfe esnafı ve otogar taksicisi Suriyeli gence, "Devlet artık sizi bedavaya gönderiyor, bu sefer gidersiniz herhalde" diye soruyor.
Göçmenin bu soruyu gülümseyerek yanıtsız bırakması üzerine vatandaşlar, "Yine de gitmezlerse bunları zorla göndereceksin, botlara zorla doldurup göndereceksin" diyor.
Göçmen aldığı bir adet suyun parasını ödedikten sonra kendisine söylenenleri yanıtsız bırakarak büfeden ayrılıyor.
Bütün gün Dikili'de gördüğümüz tek göçmen olan Suriyeli genç ile kısa bir süre sohbet ediyoruz. 'Türkiye çok güzel' diyor ama 'Türkiye'de ekonominin kötüleşmesinden ötürü artık çalışamadığını' söyleyerek ve para kazanmak için Avrupa'ya gitmek istediğini anlatıyor.
Neden deniz yolunu tercih etmediğini ve Edirne'ye gittiğini sorduğumuzda ise, "Denizden geçmek çok tehlikeli ve pahalı, Edirne'de kara üzerinden geçmek şimdi daha kolaymış" yanıtını veriyor.
Günün geri kalanında Dikili'de kıyılardaki ıssızlığın sebebiyle ilgili olarak konuştuğumuz hemen herkesten bu yanıtı işitiyoruz. Oysa Edirne'de de göçmenler sert müdahale ile karşılaştılar.
'Göçmenler şu an para ödemek zorunda olmadıkları seçeneği deniyor'
20 yılı aşkın süredir Dikili'de göçmen kaçakçılığı yapan iki kişiyle konuşuyoruz. Haberde isimlerinin ve fotoğraflarının yer almasını istemiyor.
Kaçakçılar arasında göçmen kaçakçılığı 'iş atma' olarak tabir ediliyor.
Botların batması sebebiyle ölümle sonuçlanan geçişlerin; havayı ve denizi 'okumayı' bilmeyen ve Dikili'nin yerlisi olmayan 'maceraperest' kaçakçılar yüzünden yaşandığını savunuyorlar.
Göçmen kaçakçılığına 1996 yılında başladığını söyleyen kaçakçı; 24 yıllık meslek hayatında kendisinin organize ettiği göçmen geçişlerinin hiçbirinde ölüm yaşanmadığını söylüyor.
Türkiye'nin göçmenlerle ilgili kararı ise kıyılardaki kaçakçılar arasında heyecan yaratmışa benzemiyor.
Bu kararın göçmen kaçakçılığını suç olmaktan çıkaran bir karar olmadığını belirtiyorlar:
"Göçmenlerin geçişi denetlenmiyor olabilir ancak bu bizim onları herhangi bir ceza almadan karşıya geçirebileceğimiz anlamına gelmiyor. Eğer bir botla ya da organizasyon sırasında yakalanırsak ceza alırız. Bu faaliyetin suç olmaktan çıkmadığını bildiğimiz için biz hala temkinliyiz."
Kaçakçılar, göçmenlerin her şeyi göze alarak ve tüm varını yoğunu bu işe yatırarak geldiğini söylüyor. Bu yüzden göçmenin parasının Midilli'ye varana kadar ortak havuzda bekletildiğini, Midilli'ye vardıktan sonra kaçakçının hesabına aktarıldığını söylüyorlar.
Göçmen kaçakçılığı içerisinde birden fazla aktör bulunuyor. Göçmenleri kıyıda karşılayan, botu tedarik eden ve göçmenlere botu nasıl çalıştıracaklarını gösteren kaçakçılar bu operasyonun sadece küçük bir parçası.
Göçmenlerin kıyıya varmadan önce İstanbul gibi büyük şehirlerde bir araya gelmesini organize eden ve 'yolcu başı' ismi verilen kişi de bu aktörlerden biri.
Konuştuğumuz kaçakçılardan biri, botun hangi koydan saat kaçta açılacağını sadece 'yolcu başı' ve kendisinin bildiğini, diğer çalışanların bu bilgiye sahip olmadığını söylüyor:
"Bizim işimizde gizlilik çok önemli. Yolcu başı kaç göçmenin geleceğini ve nasıl geleceğini organize ediyor. Biz ise onları kıyıda karşılıyoruz ve önceden beklettiğimiz botlara bindiriyoruz. Bu işlemin çok hızlı olması gerekiyor. En fazla 10 dakika içerisinde 50-55 kişilik bir göçmen grubunu botlara bindirmiş oluyoruz. Midilli'ye geçiş de iki saat sürüyor."
Şu an kişi başı 600 dolar veremeyen göçmenlerin ise kıyılara değil, Edirne'ye yöneldiğini söylüyorlar:
"Göçmenler şu an zor da olsa Edirne'den karayolu ya da Meriç üzerinden yaya geçişler yapabiliyor. Ancak denizi tercih ederse illegal bir organizasyona ihtiyaç duymak ve dolayısıyla para ödemek zorunda. Şu an para ödemek zorunda olmadıkları seçeneği deniyorlar. Şu an daha masrafsız olan yaya geçme opsiyonunu tercih ediyorlar."
Kaçakçılar şu an her ne kadar Edirne'de bir yoğunluk olsa da Aydın, Gaziantep ve Hatay'daki mülteci kamplarından kıyılara doğru yolculuğun başladığına dair duyum aldıklarını söylüyor.
'Göçmen kaçakçılığı son 10 yılda arttı'
Dikili'de göçmen kaçakçılığının özellikle son 10 yıldır ciddi bir sektör haline geldiğini ifade eden kaçakçılar, 2014-2015 yıllarında Dikili'den Midilli'ye geçişlerin çok yoğun olduğunu ve günde ortalama 55 kişilik 10 adet botun Midilli'ye gönderildiğini söylüyor.
2015'den bu yana göçmen geçişlerindeki yoğunluk bir nebze azalsa da hiçbir zaman tamamen sonlanmamış. Şimdiki rutinleri ayda bir bot ila 10 bot arasında değişiyor.
VIP diye ifade edilen ve en fazla 20 kişiyi taşıyan botlarla daha konforlu geçiş yöntemleri de olduğunu, VIP geçişlerde kaçakçının da bizzat geçişlere eşlik ettiğini ve bu nedenle daha pahalı olduğunu söylüyorlar.
Botların tedarikinin ise birkaç farklı yoldan sağlandığını, Jandarma tarafından yakalanan ve yırtılarak çalışmaz hale getirilen botların onarılmasının en ucuz yöntem olduğunu belirtiyorlar. Bunun dışında uzun süre Çin'den gelen botların kullanıldığı ifade ediliyor.
Kaçakçıların gündemindeki bir diğer konu ise göçmenlere geçiş serbestisi kararıyla birlikte bugüne dek göçmen kaçakçılığı suçundan ceza alanlara da af gelip gelmeyeceği.
Ancak geçen hafta Türkiye genelinde göçmen kaçakçılarına karşı gerçekleşen operasyon sonucu 60'a yakın kişinin tutuklanması düşünüldüğünde, bu ihtimalin zayıf olduğunu değerlendiriyorlar.
'Yunanistan göçmenlere çok sert müdahale ediyor'
Kaçakçılar, hükümetin kararının ardından Yunanistan'ın denizde botlarla ve havada helikopterle kontrollerini artırdığını ifade ediyor.
Birkaç gün önce Yunanistan'da dört kontrol botunun Midilli'nin çeşitli kıyılarında beklemeye başladığını söylüyorlar.
Dikili'de ise Jandarma, birkaç gün öncesine kadar hiç ayrılmadan beklediği noktalarda artık yok. Kaçakçılar, 'devletin açıklamasıyla Jandarma denetimleri bir anda kesildi' diyor.
Yunanistan'ın denizde yakaladığı göçmenlere olan tavrının her zaman sert olduğunu belirten kaçakçı, Yunanistan tarafından yakalanan göçmenlerin ölüme terk edildiğini savunuyor:
"İçinde göçmen olan botları kesiyorlar ve göçmenleri bile bile ölüme terk ediyorlar. Sadece ben son bir yılda balık tutmak için attığım trol ağlarına takılan 18 ceset çıkardım."
En Çok Okunan Haberler
- MSB'den açıklama geldi
- İki jandarmanın davası görüldü
- Hakim, savcı eşini Ağır Ceza Başkanı’yla yakaladı
- İşte en yakın deprem riski olan yerler!
- Bu zamdan 10 milyon yurttaş etkilenecek
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!
- İmamoğlu'ndan Bakan Tekin'e sert tepki
- Teğmenleri değil yargıçları konuşalım
- DEM Parti’den açıklama!
- CHP'li isimden Cevizoğlu'nun sözlerine tepki