Gıdada fiyat oyunları

Kuraklık ya da donla üretimdeki düşülerin yanı sıra fiyatı manipüle eden odakların olduğuna dikkat çeken üreci, kavgaya neden olan gıdadaki yüksek fiyatlardan, üretici ve tüketcinin insafına bırakıldığı aracıları sorumlu tuttu.

Gıdada fiyat oyunları
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.08.2014 - 23:37

Limonun kilosunun 7-8 liraya çıkması, başta ekmek olmak üzere temel gıda maddelerinde gündeme gelen ve gelecek olan zamlardan gıda sanayicilerinin üreticiyi sorumlu tutması dikkatleri tarıma çekerken, piyasayı düzenleyecek kurumların güçsüzlüğünden yakınan üretici günah geçisi olarak gösterilmekten mustarip. Üreticinin elinde ürün stoklama lüksünün olmadığını, üreticinin ürün çoğu zaman tarlada sattığını savunan çiftçi ve ziraatçiler asıl sorumlunun ihraçatcı ve tüccarlar olduğu konusunda hemfikir.

Son yıllara göre birkaç ürün hariç eldindeki ürünü tüccara geçen yıla göre aynı fiyattan satmasına karşın tüketici dometesten bibere, soğandan sarmısağa tüm gıda ürünlerini neredeyse üç-beş katı fiyata almaya zorlanıyor. Üretici tarladaki domatesi 25 kuruşa satıyor ama yurttaş en ucuz domatesi 2.5 liraya bulabiliyor.

Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin ve Çiftçi Sendikaları Kofederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu’nun verdiği bilgiye göre yüksek fiyatların birkaç nedeni var ama üretici kesinlikle bunlardan biri değil... Şöyle ki, iklim değişikliği nedeniyle hemen herkesin bildiği üretimde bir gerileme var örneğin tahıl üretimi bu yıl geçen yıla oranla buğday yüzde 10.4, arpa yüzde 12.7 ve tane mısır da yüzde 7 civarında azaldı. Baklagillerin önemli ürünlerinden nohut yüzde 11.1 oranında azaldı. Tütün üretiminde de yüzde 22’yi aşan bir azalma söz konusu.

Meyvede de benzer bir azalma söz konusu, elmada yüzde 18’lik, kaysıda yüzde 55’lik ve zeytinde yüzde 16’lık düşüş var. Ancak tüm bu olumsuzluğa karşın üretici elindeki ürünü geçen yılın cüzzi bir miktar üzerinde satışa çıkardı. Buna karşın özellikle fındık ve cevizde ciddi bir suiistimal yaşanıyor.

 

Üretici dağınık, fiyat belirleme aracı yok

Üreticinin fiyat belirleme araçlarından yoksun olduğunu belirten Yetkin ve Aysu’ya göre, “çiftçi, durumdan vazife çıkarıyor, fırsatçılık yapıyor, fiyatları yükseltiyor” gibi bir algı kamuoyuna pompalansa da bu doğru değil. Çünkü çiftçiler dağınık. Bir araya gelerek fiyat belirleyebilecek olan hak arama örgütleri olan sendikalar için Meclis’te iç hukuk düzenlemesi yapılmadığından fiyat belirlemede etkin değiller. Fiyatları tek yanlı belirleyen sadece alıcı olan aracılar ve şirketler, çiftçilerin mağduriyetinden sefa sürmekte para istiflemekteler. Kamuoyunda çiftçiler günah keçisi olarak lanse ediliyor. Bunun yanlışlığını da en iyi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı biliyor ama sessiz.

Yetkin, ülkede gıda sektöründe piyasayı düzenleyecek kurumların olmadığını, Et ve Süt Kurum, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Fiskobirlik gibi kurumaların da yeterli etkinliği ve gücü olmadığı için piyasaya fiyatları düşerecek boyutta etki edemediğini belirterek, “bu koşullarda hiç olmazsa üretici birliklerinin güçlenerek aradaki aracıları en aza indirmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

Vurguncular yükseltiyor

‘Buğday alım fiyatları, maliyetin altında belirlenerek üretici iyice yoksullaştırıldı. Başka bir deyişle fiyatları maliyetin altında belirleyerek bir yandan sanayiye ucuz hammadde sağlandı diğer yandan üretim girdileri yüksek tutularak tarımdan sanayiye kaynak aktarıldı. Bugün ise vurguncu bir kesim türedi. Bu vurguncular piyasayı yükseltiyor’ diyen Aysu da, çiftçinin kullandığı mazot, tohum, gübre ve elektriğine her yıl düzenli zam geldiğini hatırlattı.

Maliyeti sürekli artan çiftçi üretim girdilerini satın alırken de borçlanıyor. Borçlu olan çiftçinin borcundan dolayı ürününü bekletebilme gücü yok. Bir an önce elden çıkarıp borcunu ödemek zorunda kalıyor. Fiyatların yükselmesinden çiftçi kazanamıyor. Çünkü ürün çiftçinin elinden çıktıktan sonra fiyatı yükseliyor. Yani stokçular bir başka değişle şirketler kazanıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler