Gelecek Partisi'nden sert çıkış: "10 numara skandal"
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan; parti genel merkezinde yaptığı haftalık basın açıklamasında gündemi değerlendirdi.
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Mafyadan 10 bin dolar alan siyasetçi" iddiası üzerine açıklamalarda bulundu.
Parti genel merkezinde yaptığı haftalık basın açıklamasında konuşan Serkan Özcan, "Millet, İçişleri Bakanı’ndan; mafyadan 10 bin dolar maaş alan vekilin adını açıklamasını beklerken, Bakan çıkıp kendi üstlerini, geçmişte güvenlik konularında çalışmış olan seleflerini tehdit ediyor. ‘Hepiniz oradaydınız’ demeye getiriyor. Kendi ağzıyla ifşa ettiği, 'Açıklayacağım' dediği bir çürümeyi, resmen unutturmaya çalışıyor. ‘10 numara’ bir skandalla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
Özcan, özetle şunları söyledi:
“Dünün gazetecileri, suçlulara kaçacak yer aratırken, bugün mafya konuşuyor, gazeteciler sırra kadem basıyor. Aynı mafyalar, ‘gazeteci benden rüşvet istedi’ diye şikayetçi oluyor. Ama bu şikâyeti paylaştığı diğer gazeteci, ‘Rüşveti kimler istemiş’ diye sormuyor, soramıyor! Dönen çarka bir bakar mısınız? Basın etiği falan hak getire; görevini şu zor şartlarda namusuyla yapan tüm basın mensuplarını tenzih ediyorum, ancak bu baskı ikliminde ortada bağımsız konuşabilen bir basın neredeyse kalmamış. Bu iktidar medyayı siyasetçiye, bürokrasiye aracılık müessesesi haline getirmiş.
Dile kolay, 10 milyon Euro’dan bahsediyoruz, ama ne duyan var, ne harekete geçen. Rüşvetçi gazeteci, Ankara’da bir ‘klik’ ten bahsediyor hem İçişleri Bakanlığı hem Adalet Bakanlığı töhmet altında, ama her ikisi de suskun. Savcılar deseniz farksız. Hukuktaki ‘resen harekete geçme’ mekanizması iflas etmiş durumda. Kimileriyle ilgili altın varaklı otelde bedava tatil yaptıkları iddiaları var. Güler misiniz ağlar mısınız? Nasıl bir tezgah kurduysanız. Mafya resmen ‘bizi çok kirli zannetmeyin, vallahi eli en az kirli olan bizleriz’ diyecek kıvama gelmiş.
“ADI PARAMOUNT AMA İZLEDİĞİMİZ BİR HOLLYWOOD FİLMİ DEĞİL"
Suç ve günah, birbirlerini teslim almanın, şantajın, rüşvetin kaynağı olmuş. Adamlar, bu siyasi musilajda boğulmamak için ses ve görüntü kayıtları almışlar. Mafyatik salyalar devleti zehirlemiş, ama devlet kolunu kıpırdatmaktan aciz. Adı Paramount ama izlediğimiz bir Hollywood filmi değil; bu ülkenin makus talihi.
Eğer bu Meclis, bu milletin makus talihini kırmak için tarihi bir görev ifa etmek istiyorsa, bu suç dosyalarının neden kapatıldığını araştırmak zorundadır. Malum cinayet ve tecavüz iddialarını soruşturmak zorundadır.
"10 NUMARA SKANDAL"
Millet, İçişleri Bakanı’ndan; mafyadan 10 bin dolar maaş alan vekilin adını açıklamasını beklerken, Sayın Bakan çıkıp kendi üstlerini, geçmişte güvenlik konularında çalışmış olan seleflerini tehdit ediyor. ‘Hepiniz oradaydınız’ demeye getiriyor. Kendi ağzıyla ifşa ettiği, 'Açıklayacağım' dediği bir çürümeyi, resmen unutturmaya çalışıyor. ‘10 numara’ bir skandalla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanı ‘ismini vermediği’ bir vekilin, mafyadan aylık 10 bin dolar maaş aldığını açıklıyor. Kayıp gazeteci, kaçak bir kaçakçıdan yine ‘ismini vermediği’ bir ‘devletlü’ için 10 milyon Euro istiyor. Cumhurbaşkanı bu skandalların yaşandığı ülkede işlerin yolunda olduğunu, hatta çok değil sadece 18 ay sonra dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğini iddia ediyor. 10 değil bir tek Ak Parti’li isim çıkıp, bu rezalete dur demiyor. 10 değil bir tek savcı çıkıp, bu suçları soruşturmuyor.
"ELİMİZDE KALA KALA AFGANİSTAN’A BEKÇİLİK YAPMAK KALMIŞ"
Bu iktidar her işini ya ‘helalleşme’ ile ya da ‘Hamdolsun’la çözmeye başladı. ABD Başkanı’nın ‘Tanrıya şükür Erdoğan soykırımı gündeme getirmedi’ demesi gerekirken, Sayın Cumhurbaşkanı ‘Hamdolsun 24 Nisan gündeme gelmedi’ deyip, gülümsüyor. Elimizde kala kala Afganistan’a bekçilik yapmak kalmış; ona da ‘Hamdolsun’ dememizi bekliyorlar herhalde.
İç politikada malzeme olarak kullanmak için iki güzel fotoğraf bize yeter’ diyerek, ABD ile görüşmeye gidenler, istediklerini alamamış olacaklar ki, piyasalar o fotoğraftaki gülücüklere, doları fırlatarak cevap verdi. Kurumları ve rasyonel aklı tarumar etmenin, hukuku içeride ayaklar altına almanın, siyasi müsilajı bütün bir ülkeye yaymanın, bedelidir bu fotoğraf. Bize ‘Aptal olma’ mektubu yazan adamların, bizi bu halimizle kabul etmelerinin faturasıdır bu ödenenler. Tek Adamla, dar kliklerle, menfaat şebekeleriyle, mafyatik yapılarla, bağımsız politikaların bir arada olamayacağının özetidir bu tablo. Sen bu kadar olursan, el oğlu da sana bu kadar değer verir.
“BIDEN’IN ASKERLERİYİZ”
Ya yandaş medyalarının haline ne demeli. Duruma göre ‘Çinci’, ‘Rusçu’, ‘NATO’cu’, ‘AB’ci’ olan yanar döner medya utanmasa, ‘Biden’ın askerleriyiz’ sloganları eşliğinde, Biden muhibbi olmayanları tekfir edecek. Bakın göreceksiniz ABD ile görüşmeler beklendiği gibi gitmeyince doların yükselişini; yine dış mihraklara bağlayacak bunlar. O tutmazsa, dün gece Amerikan Merkez Bankası FED’in açıklamalarını kullanacaklar.
İktidar TL’deki çöküş için bu gerekçelere sarılmadan, biz doğrusunu hep birlikte söyleyelim. TL’deki çöküş sadece FED’in açıklamalarından değil beyler; TL’nin savunmasız olmasından, kötü yönetilen para politikasından, enflasyonla mücadele etmeyip, faiz saplantısı ile hareket eden, siyasi ve bürokratik kadrolardan. Aklı ve bilimi terk edip, kulaktan dolma bilgilerle cahilce davranmaktan kaynaklanıyor. Suçu başka yerde arama çabanız beyhude.”
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu