Fotoğrafın ‘Altın Kemer’i onda: 65 yıllık kamera âşığı İlyas Göçmen

Fotoğraf sanatçısı İlyas Göçmen, 1971’den beri Kırkpınar güreşlerinin fotoğraflarını çekiyor. Bugüne kadar toplam 350 ödül aldı, ama en anlamlı ödül olarak ona Kırkpınar’da verilen Altın Kemer’i önemsiyor.

Fotoğrafın ‘Altın Kemer’i onda: 65 yıllık kamera âşığı İlyas Göçmen
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.09.2021 - 15:43

Fotoğraf: Vedat Arık

Fotoğrafları için şiirler yazılan kaç kişi vardır? Kendisi söylemese kimsenin haberi olmayacaktı ülkemizde bundan. Azeri şair Selim Babulluoğlu’nun yazdığı “Fotoğraflı Kitap” önce Azerbaycan’da yayımlandı, ardından 20 ayrı ülkede basıldı. Şairine “Kızıl Kalem” ödülü de kazandırdı. Şair, biri Göçmen’e 40’ı da fotoğraflara yazılmış şiirleriyle büyük ses getirdi. Göçmen, fotoğraflarıyla yurtiçinde, dışında albümlerde, kitaplarda yer aldı. Almanya, Fransa, İtalya, İsveç’te özel fotoğraf koleksiyonlarında adına rastlarsınız.

Dile kolay. Tam 65 yıldır dünyaya fotoğraf makinesinin gözüyle bakıyor. Neyi nasıl gördüğünü de o muhteşem fotoğraflarına bakanlar anlıyor.

Bugüne kadar niye sessiz kaldığını anlamak zor İlyas Göçmen’in. Yaptıklarının çeyreğini gerçekleştirebilenler kendilerini nasıl ortaya atarlardı tahmin edebiliyorum.

Oysa Uluslararası Fotoğraf Federasyonu’nun (FIAP) “Fotoğrafın Büyük Ustası” unvanı ile onurlandırdığı bu büyük sanatçı çok fazla “ortada görülmeyen”, gözlerini kamerasına emanet ederek bize neyi göstermek istiyorsa onun peşinde koşan, bu nedenle “kendisini” anlatmaya zaman bulamayan biri. Ortak dostumuz Salih Kalafatoğlu olmasaydı bu buluşma da gerçeklemeyecekti.

EN KISA ÇALIŞMASI ALTI YIL

“Nasıl çalışırsınız?” diye soracak oldum, “Kısa süreli çalışmaları sevmem” dedi. 62 konu üzerinde çalışan Göçmen’in bazı çalışmaları 40 ya da 50 sene sürmüş. “En kısasını sorayım o zaman” dedim. En yeni olan çalışması Darülaceze belgeselinin fotoğraf çekimi altı yılı bulmuş.

Haliyle sordum tabii, nasıl başladı bu merak diye:

“İlkokul dördüncü sınıfta bir çocukluk arkadaşımın elinde bir fotoğraf makinesi vardı. Onunla bizim bir iki fotoğrafımızı çekti, benim çok hoşuma gitti. Ama öncesinde de ben Hayat, Ses gibi dönemin popüler mecmualarındaki güzel fotoğrafları kesip saklardım. Güzel fotoğraflara karşı ilgim o zamanlardan başladı. Arkadaşıma makine biraz bende kalabilir mi dedim, yan komşumuzdu zaten. Tabii dedi verdi, ben onunla yani körüklü makine ile başladım. Aile bireylerinin, annemin, babamın, kardeşimin fotoğraflarını çekmeye... Sonra kendi kendimin fotolarını çektim. Kız kardeşimin şezlongda elinde Alain Delon’un fotoğrafı basılı bir dergiyle fotoğrafını çektim. Hâlâ güzel bulurum o fotoğrafı. Sonra ilgilendikçe konuyla ilgili kitaplar okudum. Tab sandığı yapılıyormuş, onu öğrendim. Annemden 2.5 lira alıp portakal sandığı aldım; onu kapladım, buzlu cam kestirdim, elektrik bağladım, kendime tab sandığı yaptım. Fotoğraflarımı kendim tab etmeye başladım.”

Tutkusu onu bu alanda iyi işler yapan insanlarla da buluşturmuş tabii. Kendisinden biraz büyükçe arkadaşı Yücel Or’un Cağaloğlu’ndaki laboratuvarında hayli zaman geçirmiş.

Daha çocuk yaştayken her ikisinin yaptığı çok önemli bir çekim var. Pera Palas’ta Atatürk’ün kaldığı odayı fotoğraflamışlar. “Çekerken heyecandan öldüm” dediği o fotoğraflar hâlâ bu otelin girişinde durur. Yolunuz düşerse bakın bir.

Sonra şu bizim de adını çok duyduğumuz Foto Cevdet’le tanışmış. “Bana çok yardımı oldu” diyor. Eline bir fotoğraf makinesi vermiş. Masrafları da üstlenmiş, hastanelerde dileyenlerin fotoğraflarını çekerek yarıya yarıya paylaşmışlar geliri. Daha o yaşta az da olsa para da kazanmaya başlamış.

Fotoğraf: Vedat Arık

KIRKPINAR ÇAYIRI’NDA 51 YIL

Hani şu uzun çalışmayı severim dedi ya, örneği Kırkpınar güreşleridir. 1971’den beri, kendisi de Edirneli zaten, bu ata sporunu belgeliyor. Tabii bunda eski dünya ile Avrupa şampiyonu kayınpederi Servet Meriç’in de etkisi var.

Kırkpınar’dan fotoğraf adına ne alınabilir diyenler, dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum’un sahibi (Göçmen, onunla da gazeteci Coşkun Aral aracılığıyla dost olmuştur), Göçmen’in çalışmalarının da büyük hayranı olan Jimmy Fox’un da tam 12 yıl süreyle Kırkpınar’da fotoğraf çektiğini bilmeliler.

Göçmen, tam 51 yıldır fotoğrafını çektiği Kırkpınar’ın değişimine de tanık haliyle. Yaptığı, bu açıdan çok çok önemli. Ama yine de kendisini bir İstanbul fotoğrafçısı olarak tanımlıyor. Semti sayılan Zeyrek’i bu açıdan çok zengin buluyor. Harika fotoğrafları var oradan çektiği.

Ara Güler’le elli yıllık dostluğu olmuş. “Ondan hiçbir şey öğrenmedim, ama bir gazeteciye iyi fotoğrafı anlatırken benim fotoğraflarımı örnek göstermesi büyük onurdur benim için” diyor. Bilenler vardır, Ara Güler bu konularda kolay etmez bu tür iltifatları.

“Hiçbir zaman profesyonelim demedim” diyen bu gerçekten mütevazı sanatçı aynı zamanda Kristal Elma Ödülü’nün de sahibi. 350 ödülü arasında o da var. Ama en anlamlı ödül olarak ona Kırkpınar’da verilen Altın Kemer’i önemsiyor. 2021 yılı Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim, İlyas Göçmen’e T.C. Kültür ve Turizm Bakanı tarafından Kırkpınar ödül töreninde Altın Kemer armağan etti. Bu tür bir ödülü alan ilk sanatçı Göçmen. 1944 doğumlu gerekten “genç” bu adam yerinde durmak bilmiyor. Fotoğraf üzerine uygulamalı dersler veren, ulusal ya da uluslararası fotoğraf yarışmalarında jüri üyeliği görevleri de üstlenen 65 yıllık kamera âşığı, hâlâ çeşitli konularda projeler üretmekle meşgul.

Benim de fotoğraflarımı çekti tabii. Bakalım, beni nasıl değerlendirmiş, göreceğim. Umarım koleksiyonunun en berbat parçası olmam. Olursam da kusur onda değil, malzemede.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler