Fırat Çakıroğlu cinayeti İç Güvenlik Paketi için kumpas mı?

Cinayeti PKK yanlılarının işlediğini söyleyen ülkücü gruba karşın, PKK’nin gençlik yapılanması olduğu öne sürülen YDG-H’den yapılan açıklamada ise, olayı Çakıroğlu’nun arkadaşlarının yaptığı savlandı. HDP İzmir İl Başkanı Cavit Uğur da, olay çıkacağının önceden okulun kendi güvenlik görevlileri tarafından tespit edildiğini ve İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne bildirildiğini buna karşın hiçbir önlem alınmadığını savundu.

Bu açıklamaların ardından edebiyat fakültesi önündeki kafeteryalarda bulunan güvenlik kameralarına bakılarak olayın çözülmesi beklenirken İzmir Cumhuriyet Savcılığı, dosyaya gizlilik kararı koydu.

İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Enis Dinçeroğlu ise, savcılığın gizlilik kararının toplumsal reaksiyonu önlemek adına verilmiş olabileceğini belirtti. Dinçeroğlu, olayın İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın TBMM’de görüşüldüğü bir dönemde yaşanmasını dikkat çekici bulduğunu söyledi. Dinçeroğlu, “Bu davada gizlenecek herhangi bir husus olmamasına rağmen savcılık kararıyla gizlilik kararı alınması manidardır. Bu karar ülke çapında doğan reaksiyonu yatıştırmaya yöneliktir. ‘Polis neden seyretti?’ bunun cevabının verilmesi gerekir. Olayda polisin görevini özellikle yapmadığını görüyoruz. Bu hayat hakkına birebir tecavüzdür” dedi.

Geç müdahale savı

Fırat Çakıroğlu’nun annesi Özlem Erdem, oğlunun ölümünün “kumpas” olduğunu söyleyerek “Oğlum 1.5 yıldır tehdit ediliyordu” dedi. Olayın nasıl geliştiğini Fırat’ın arkadaşlarından dinlediğini de anlatan Erdem şunları söyledi:

“Çıkan çatışmadan sonra iki kişi kantine kaçıyor. Provokasyon mu bilinçli mi oraya çekilmiş bilmiyoruz. Kantinde kimse yokken oraya giriyor. Olayın olduğu kantinin sahibinin PKK yandaşlarının silahlarını sakladığı da öğrenciler tarafından bana söylendi. Ambulans 20 dakika oluyor, gelmiyor. Polis araçlarını kullanmak istiyorlar. Polis almıyor. Ambulans yolu kapatan TOMA nedeniyle geriye çıkamıyor. 10 dakikada orada kaybediliyor.”

Tanık yokmuş

İnsan Hakları Derneği İzmir Şube Başkanı Avukat Gurbet Uçar ise, savcılığın kendilerine verdiği olay yeri tutanağında, olayın gerçekleştiği ana ilişkin görgü tanığı ve bilgi olmadığı ifadesine yer verildiğini açıkladı. Uçar gizlilik kararına itiraz ettiklerini söyledi.