Fildişi'nin Djiehoua'sı Cizre'nin Ceho'su

Fildişi Sahilli futbolcu Djiehoua Kıbrıs Rum Kesimi'nden Cizrespor'a transfer oldu. Cizreliler ona Ceho diyor. Cizrespor taraftarı hemen bağrına bastı Ceho'yu, o da her golden sonra sambayla selamlıyor onları. Biber gazına da alışmış Cizre'de: "Ohoo, biber gazı bize parfüm..."

Fildişi'nin Djiehoua'sı Cizre'nin Ceho'su
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.11.2014 - 21:28

Kurşun, Akrep, biber gazı, çatışma… 90’lı yılları bilenler anlatıyor: “Çocukken, mermi çekirdekleri üzerinden atlayıp okula ulaşmaya çalışırdık.” Hafızalarımız ve algımız bu sözlerin tam orta noktasında dursa da Dicle Nehri adeta zamandan bağımsız akıyor. Cudi’nin tüm çıplaklığıyla göründüğü bir tepede kaçak çaylarımızı yudumlayıp, Cizre’yi izliyoruz. Biri Dicle diğeri Fırat Nehri’ni simgeleyen çift ejder ortasındaki Mezopotamya’nın eski başkentinin ışıkları yanıyor… Tüm acılara inat biz bu coğrafyanın farklı renklerini yaşamak istiyoruz. “Yeşil” ve “kırmızı”yı izleyerek, ince ayar bir ruh haline, geleceğe yönelik özlem ve tutkulara tanık oluyoruz. Gerçeğin ta kendisini ancak klasik bir söylemle aktarabilmemiz mümkün. Cizre’de herkes futbolla yatıp futbolla kalkıyor. Halk da, kulüp de, futbolcular da şampiyonluğa kenetlenmiş durumda. Bunun en somut örneklerinden biri, halihazırda Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) oynayan Cizrespor’un Kıbrıs Rum Kesimi’nden yaptığı inanılmaz transferi. Daha önce Antalyaspor’da da forma giyen Sergey Pacome Djiehoua’yla yollarımız Cizrespor’un kulüp binasında kesişiyor. Aynı günün ilerleyen saatlerinde; playstation oynadığımız sıradaki soruya, soruyla karşılık veriyor:

“Kardeşim, Fildişi Sahilleri’nden, kalkıp dünyanın öbür ucuna futbol oynamak için gelir miymiş insan, bu tuhaf değil mi?”

“Benimki çok tuhaf da, senin kalkıp yüzlerce kilometre öteden benimle oyun oynamak için gelmen çok mu normal?”

Gülüyoruz… İşte özet bu… Dünya, doğuyu ve batıyı, uzağı ve yakını keyifle içine alacak kadar küçük bir yer aslında!

 

Kaderimiz benziyor

Arkadaşları ve taraftar ona “Ceho” diyor. Neredeyse iki tam günü devirdiğimiz Cizrespor ve yıldızıyla hayatın farklı tonlarını kulübün renklerinin yanına ekliyoruz… Fransızca konuşulan Fildişi Sahilleri’nde büyüyen Ceho’yla aramızda takımın bir diğer yıldızı Musa Traore köprü oluyor. Ceho, bir çırpıda Cizrespor’a geliş macerasını ve burada geçirdiği günleri anlatıyor: “Aslında gitme diye çok korkutan oldu. Kendim görmek istedim. Geldim, baktım. Kulübü, buradaki insanları çok sevdim. İstediğim parayı verdiler. Her imkânı da sundular. Benim için sorun kalmadı. Bana, burada çıkan haberleri okuyorlar, hep birlikte eğleniyoruz…” “Haber” dediklerinden biri, atıcılıkta ölçünün şirazesinin kaçtığının beyanı: “Djiehoua’yu dağa kaçırdılar…” Ceho’nun yüzü hep gülüyor. O anlatırken, Yahya, Mahir ve Resul hocaların gözleri parlıyor. “Sevgi” meselesindeki eksik tarafları da onlar tamamlayıp özet kısmını birlikte toparlıyorlar: “Siyahlar hep baskıya uğramış ezgin insanlar, kaderimiz benziyor. Bu yüzden aramızda kelimelerle tanımlanamayacak bir bağ var. Biz onlara, onlar bize hasta!”

31 yaşındaki Ceho, antrenman öncesinde, sonrasında hatta sırasında çocuklarla ilgileniyor. Belki de 4 yaşındaki oğlu Eloin’in yerini onlarla doldurmaya çalışıyor. Eşi ve Eloin Fransa’da yaşıyor. Anne ve babası ise Fildişi Sahilleri’nde bulunuyor. Anne ve baba... Ceho burada evlat gibi seviliyor. Çarşıda yaşlı insanlar yolunu çevirip, ağzına börek, pide, künefe artık Allah ne verdiyse onu tıkıştırıyor. Ceho, yemek ayırmıyor, sunulanı geri çevirmiyor ama ille de ‘haşlamayla, kelle paça’ diyor. Bir de bir oturuşta 5 lahmacunu götürüyor.

 

Abi bunlar manyak

Sempatik yıldız, yeri geldiğinde çat pat da olsa Türkçe ve Kürtçe konuşmayı da beceriyor. Söz, dönüp dolaşıp, 5 bin kişilik statta 20 bin kişilik kalabalık yapan ateşli taraftara geliyor. Bu konuda kısa ve net bir bilgi geçiyor: “Abi bunlar manyak, manyak…” Doğru söze ne denir… Çekirdek, tribünleri uyutuyor diye statta çerez satıcısı kovalayan bir taraftar konusunda pek de haksız sayılmaz. Cizrespor, “futbola siyaset karıştı mı, yoksa karıştırıldı mı” sorusunun da tam cevabı oluyor… Küçük bir grubun yaptığını koca bir ilçeye mal etmek adil değil! Futbolcuya deplasmanda ‘terörist’ diye bağırmak, sahaya iki pet şişe atıldı diye ‘can güvenliğimiz yoktu, geri döndüğümüz için şanslıyız’ şeklinde yaygara koparmak yakışmıyor. Cizrespor şaşırtıyor. BAL’da doludizgin gitmek yetmiyor. Türkiye Kupası’nda da boyundan büyük işler yapıyor. Hal böyle olunca, karşısındaki takımlar başarısızlığa kılıf arıyor. Ceho, bu konuda üç kelime ediyor: “Bize haksızlık yapıyorlar!”

 

Biber gazı bize parfüm

Sergey Pacome Djiehoua, biber gazını da, hem Cizre’den hem Cizre’nin tribünlerindentanıyor… “Ohoo, biber gazı bize parfüm…” Kobani olayları sırasında çok korktuğunu ise gizlemiyor: “Abi biz kendimizi odaya kapattık!” Sağa sola laf atıyor. Yemek sorumlusunu, “benzin deposu” diye çağırıyor. Sonra, Cizrespor’un menajerine işaret parmağını sallıyor: “Sen bu maçta da o pantolonu giyecek, ben samba yapacak!” Menajer Muzaffer, namı diğer Cizreli Sinan Engin, o, uğuruna inandığı için 7 maçtır aynı siyah kanvas pantolonu giyiyor. Ceho, her golden sonra samba yapıyor… Antrenman, kamp hayatı, avuç içi kadar çarşı ve gözlerinde sevgi okunan Cizreliler… Ceho’yla kim bilir bir daha nerede karşılaşınız… Ama dünya küçük…

Ayrılırken de gülüyor. “Ceho… Her biji Cizre…”

“Abi, söz biz şampiyon olacak! Sen son maçta misafir…”