Fethiye nere, Man Adası nere?

7 Osmanlı esir askerinin mezarları da bu adada. 1972’de mezarlık şehitlik ilan edildi.

Fethiye nere, Man Adası nere?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.12.2017 - 21:53

Dünyada Man adlı bir ada olduğunu, - üstelik İngiltere’de o bölgelere gittiğim halde- Rıza Sarraf olayından sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınlarının para göçü açıklamasına kadar bilmiyordum... Adanın geçmişini araştırmaya başlayınca, İÖ 7. binyıl Anadolusu’na da uzanan, önemli bağlantıların varlığı karşıma çıktı! Bu bağlantı, “İnançların ve paranın göçü: Tarih tekerrür ediyor!” gibi bir oluşumu da ortaya koydu. Ayrıca, 7 Osmanlı esir askerinin mezarlarının da Man Adası’nda bulunduğunu öğrendim! Man Adası’nın “kimliğine” kısaca göz atalım: Kuzey İrlanda ile İngiltere (Britanya Krallığı) arasında (Görsel 1), 86 bin nüfuslu, 576 km2, kişi başına ulusal geliri 85 bin dolar olan - Türkiye’nin 21 bin dolar! - “hap” kadar bir adacık... İçişlerinde bağımsız, dışilişkilerinde Britanya Kraliyeti’ne bağımlı... Avrupa Birliği üyesi değil, ancak “AB ile yapılan anlaşmalar gereği gümrüksüz mal dolaşımına izin verilen” bir ada. “Vergi cenneti” olan adada, “değer artış kazancı, servet, damga, veraset ve kurumlar vergileri” yok. En yüksek gelir vergisi yüzde 20, bankaların kârlarından ve adadaki taşınmaz maldan elde edilen gelirden vergi yüzde 10’dur. Çeşitli ülkeyle, “vergi bilgisi değişimi antlaşmaları” imzalamıştır. Adanın ulusal gelirine en büyük katkı uygulanan “offshore (kayıt dışı)” bankacılık geliyor. Tarihte hiçbir şey bir gecede oluşmaz! İnançların ve zamana yansımalarının öncül, ardıl ve yancıl etkileşimleri vardır. Moda gibi zamanla biçim değiştirerek gelenekleşirler...

Man Adası’nın 1829’da kabul edilen bayrağında (Görsel 2),devlet armasında ve sikkelerinde (Görsel 3), demir zırhlı “üç bacak” var. Bu bayrağın kökenini, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinde bulabiliriz! Bu simgesel görüntü, Yunanca kökenli “triskeles” sözcüğü, “üç eğri çizgi” anlamında olup “birleşik, üç bükülmüş insan bacağından” oluşur.

Doğum, yaşam, ölüm...

Güneşin gün içindeki bu görüntüsü, “âdemoğlunun” yaşamının da simgesi olmuştur. Güneş, sabah doğdu... Gün içinde yükselip insanları aydınlattı... Akşam batınca karanlık, bilinmezlik geldi! Âdemoğlu da “doğuyor, yaşıyor, ölüyor, sonrası karanlığın bilinmezliği!” değil mi? Doğum, yaşam, ölüm... Bu “simgeden” hareketle Anadolu’nun geçmişine göz atabiliriz. Güneşin, gökyüzünde insanlara görünüşü, antik dünyanın “astronomisine” de yansımıştır. Anadolu’nun en güneşli yerlerinden, Muğla ile Antalya arasında, Fethiye yöresi ağırlıklı antik “Likya kentlerinin”, tanrısı bu nedenle, “güneş, şiir ve müziğin tanrısı” da olan Apollon’dur.

Likya sikkelerinde “triskeles” simgesi vardı. (Görsel 4) başında taçlaşan ışınlar olan “güneş ve ışığın simgesi” Helios’tur. Dünyanın 7 harikasından biri olan Rodos’taki “Apollon yüzlü”, görkemli Helios heykelini anımsayalım. Ancak, “triskeles”, yalnız bu yörede değil, Anadolu’nun “güneşli” Güneybatı ve Güney Akdeniz kıyılarında az da olsa görülür. Birkaç yüzyıl daha geriye gidelim... Örneğin, İÖ 6. yüzyılda Karun’un başkenti Salihli’deki Lidya mühürlerinde, öncesinde İÖ 1. binyılın sonlarında Frig duvar kabartmalarında da yer almıştı. Anadolu’dan Avrupa’ya göçen “triskeles’in” yüzyıllar önceki göçüne değil, bu kez Anadolu’nun “binlerce yıl” öncesine dönelim...

İzmir Aliağa’daki “Gübre Höyüğü’nde - tarihsel mirasımızın adına dikkat! -” bulunan “neolitik dönemde (cilalı taş çağında)”, İÖ 7. bin yılda kullanılan bir mühür “triskeles’in” atasıdır! (Görsel 5) O dönemde yazı yok, para yok, ama “mülkiyet” kavramı var! “Mülkiyet”, o dönemin “ekonomik olgusunu” yansıtır... Anadolu üzerinden batıya göçen insanlar bu simgeyi, örneğin İÖ 4400 - 3600 yılları arasında Malta Adası’nda, İÖ 1200’de Orta Avrupalı Ön Keltlerin de kullandıkları da saptandı. Keltler, daha sonra, tüm Avrupa’ya dağılırken, İÖ 4. yüzyılda İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki Syracuse kentine de göçtüler. (Görsel 4)

İÖ 275’te bir boyun Ankara’ya göçtükleri biliniyor... Yunanların “Galatlar” dedikleri ve çizgi romanların ünlü çifti Asteriks ve Obiriks’in soydaşları Galatların Romalılara karşı Ankara Kalesi’nin temelini attıklarını da anımsayalım! (Görsel 6) Keltlerin İÖ 1. yüzyılda Fransa - Almanya arasındaki Ren Nehri’ndeki yerleşmelerindeki sikkelerde de görüldü. (Görsel 4) Konumuzla ilgili olmasa da bir tarihsel göçü daha anımsayalım... Persler, İÖ 6. yüzyılda Anadolu’da Karun’un Lidya Krallığı’nı yıkınca, Batı Anadolu’dan Akdeniz’e göçler başladığında, Foçalılar da Marsilya kentini kurmuşlardı. Bu göksel döngüyü yansıtan Anadolu simgesi, Keltlerden sonra Hıristiyanlığın “baba, oğul, kutsal ruh” üçlemesine de dönüşmüş...

I. Dünya Savaşı başlayınca, İngilizler ülkelerindeki düşman ülke vatandaşlarını “Sivil Tutsak” olarak kabul etmiş... Sayıları artınca tutukluları, Man Adası’ndaki sivil kamplarına sürmüşler. Bunlar arasında biri Türk bahriyesi olmak üzere 115 Osmanlı da varmış. Doğal bir hapishane gibi buradan kaçma olanağı bulunmuyor. 7 Türk orada ölmüş. (Görsel 7) Orada gömülen Türklerin kimlikleri şöyle: Ramazan Mehmet (17 Kasım 1916), Hüseyin Halit İbrahim (16 Şubat 1917), Hüseyin Ali (20 Nisan 1917), Hasan Derviş (18 Mayıs 1917), Mehmet Ali (17 Eylül 1917), Kalan Yeğen (9 Nisan 1918), Ahmet Hazan (15 Temmuz 1918). 1972’de bu mezarlık “şehitlik” olarak ilan edildi. Milli Savunma Bakanlığı’nın İnşaat Emlak Daire Başkanlığı’nca bakıma alındı...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler