Eleştiriyi anlamak! (13.04.2021)
Yazarın eleştiri ve modernizm çemberinde şekillenen kitabı; modernizmin doğuşu, eleştirinin onun içindeki yolculuğu, modern kültür, düşünsel yorgunluk gibi başlıklarla açımlanıyor.
Fotoğraflar: VEDAT ARIK
Eleştiri ve deneme, okurunu düşünmeye ve üretmeye yöneltir. Bu türler, okurundan düşünce kümesinin belli bir düzeye erişmesini bekler. Bu düzeye erişmek herkes için kolay olmasa gerek.
Eleştirinin okunmamasının yanında “Bizde eleştirmen yok” veya “Edebiyatımıza bir Nurullah Ataç daha gelmedi” cümlelerini de sıklıkla duyuyoruz. Bu durum aslında modernizmin yazınsal bir düşünce olarak içselleştirilememesidir. Çünkü geçmişten günümüze, edebiyatımız için önemli verimlere sahip eleştirmenlerimiz oldu.
Bu isimlerden Semih Gümüş eleştiri yazıları ve romanlarıyla bir edebiyat insanı olduğu kadar bir düşün ve kültür ustası da. Modernizm ve Postmodernizm-Edebiyatın Dünü ve Yarını kitabı da eleştiri ile ilgilenen okurlar için kaynak niteliğinde.
Semih Gümüş özgün çözümleyici bir eleştiri anlayışına sahip. Bu bağlamda eleştiri ve modernizm çemberinde şekillenen kitabı; modernizmin doğuşu, eleştirinin onun içindeki yolculuğu, modern kültür, düşünsel yorgunluk gibi başlıklarla açımlanıyor.
ELEŞTİRİDE FARKLI ANLAYIŞLAR
Edebiyatı anlamak dünü ve bugünü anlamayı gerektirir. Edebiyatı egemen anlayışın keskin çizgilerinde değil kendi doğrusal olmayan yolumuzda arayarak anlamalıyız. Eleştiri de böyle bir yanlış anlamayla karşı karşıya kalıyor.
İyi ve kötü ayrımının çok ötesinde, bir yazınsal metnin tüm ögelerini çözümlemeyi ve böylece çözümlediği yazınsal metinden ayrı bir metin haline gelmeyi amaç edinir eleştiri. Modernizmin getirdikleri ve postmodernizmin götürdükleriyle birlikte eleştiride de farklı anlayışların izleri görülebilir.
Modernizm deyince aklımıza hemen “yeni” olan gelir. Bu bir yanılgıdır çünkü iki sözcük de birbirini tam olarak karşılamaz. Semih Gümüş “Modern Kültürün Yaşadığı” isimli bölümde bu konuya değiniyor. Edebiyatta 1950 Kuşağı’nı örnek vererek modernizmin getirisi olan “yalnızlık” teması bağlamında görüşlerini temellendiriyor.
EDEBİYAT VE TOPLUMSAL YAŞAM
“Modernite, Akıl, Edebiyat” bölümünde ise eski dünyanın yıkılışı, toplumsal değişimlerle aydın yazarların edebiyattaki ürünlerinin yansıması, yeni bir düzen oluşurken dönem yazarlarının bundaki payı, geçmişten yararlanma düzeyi ve dönemin ruhunu anlayıp anlayamadıkları gibi durumları irdeliyor.
Bu temellendirmelerin ardından modernizm ve postmodernizm kavramlarını incelemeye başlıyor Gümüş. İki kavramın da tam olarak tanımlanıp anlaşılamadığı ve edebiyatımızın herhangi bir türüne de eklemlenemediği eleştirisini getiriyor. Postmodernizme, kötü ya da içinden çıkılmaz bir bakışla değil onun edebiyata kattığı anlam biçimleri noktasında ele alınabileceğini savunuyor.
Cumhuriyet dönemi yazarlarının kanon romanları ile bir devrim gibi edebiyatın ortasına gelip yerleşen 1950 Kuşağı’nı da örnekleyen yazar; Nâzım Hikmet ve Yahya Kemal’den yola çıkıp postmodern anlatının edebiyatımızdaki önemli uygulayıcısı Orhan Pamuk’a bir selâm gönderiyor.
Sadece edebiyatı değil, toplumsal yaşamda modernist ve postmodernist örneklerle aslında yaşamın dünü ve bugününü bir ayna gibi yansıtıyor.
Modernizm ve Postmodernizm-Edebiyatın Dünü ve Yarını /Semih Gümüş / Can Yayınları / 152 s.
En Çok Okunan Haberler
- 87 yaşındaki iş insanı İnan Kıraç evlendi
- Özgür Özel'den grev çağrısı!
- 2025 yılının asgari ücreti belli oldu!
- AKP koridorlarında konuşulan 'erken seçim tarihi' sızdı
- Özel'den Erdoğan'a 'Esad' ve 'HTŞ' yanıtı
- Teğmenler soruşturmasında flaş gelişme
- Açıklanan asgari ücrete tepki yağdı!
- Muhalif gruplarla anlaşmaya varıldı!
- Milli Eğitim Bakanı Tekin'e şok protesto!
- 1 Ocak'tan sonra resmen tarih oluyor