Elbette kolay değil ama... Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...

Kırk yılı aşkın süredir çocuklar için yazan Seza Kutlar Aksoy, “Şişko Patates”te bir yandan “akran zorbalığı” diye adlandırdığımız sorun için ipeksi bir dokunuşla çözüm kapılarından birini aydınlatırken bir yandan çocuklarımızı kendilerini keşif yolculuğuna çıkmaya, iç enerjilerini kendi sahiciliklerinin kılavuzluğunda ortaya sermeye çağırıyor.

Elbette kolay değil ama... Y. Bekir Yurdakul’un yazısı...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.07.2021 - 00:01

Hiçbir öykü, roman (yazınsal yapıt) yalnızca bir öykü ya da roman değildir. Aslında bir aynadır o ya da bir toplum fotoğrafı. Doğrudan bir şey söylemez, evet ama anımsatır, rahatsız eder, çengel çengel sorular armağan eder, düşünmeye çağırır.

Hatta bazen yüzyılları kucaklayan bir gezgin ya da gezginliğe çağrıdır. Kimi zaman güne, günün can alıcı ya da derinden işleyen bir sorununa dokunur, onun üzerinde sorular üretirken gün olur çok daha ötelere de uzanır.

Seza Kutlar Aksoy’un Şişko Patates yapıtı da işte o “çok daha ötelere” uzananlardan...

AKRAN ZORBALIĞI VE...

Aksoy, yapıtın adında göz kırpan ve “akran zorbalığı” diye adlandırdığımız soruna ipeksi bir dokunuş eylerken sessiz sedasız sağladığı yolculukla masal dünyasına, özellikle klasik masalların iktidar üreten ya da gücün egemenliğini pekiştirmeye yönelen arka planına “Alaaddin’in Sihirli Lambası” üzerinden temel bir eleştiri yöneltiyor.

Ancak Aksoy bununla kalmıyor. Romanın başkahramanı Çiçek’e, anılan masalı anlattırır ve sahneye koydururken bu eleştirisini başarıyla aktarıyor ama bir yandan da Çiçek’in şahsında çocuklarımızı, içlerindeki enerjiyi özgünce ortaya çıkarmaya çağırıyor.

‘ŞİŞKO PATATES’ ÜZERİNE...

Bu kısa değinide, Şişko Patates’in alabildiğine varsıl ne ki ustalıkla işlenmiş, yormayan arka planının bir bölümünü ancak aktarabileceğimizi, dolayısıyla kimi anımsatmalarla yetineceğimizi belirteyim.

Haydi, söze, yazarın, klasik masallar üzerine yükselttiği itirazla başlayalım.

Resimleyen: FERİT AVCI

MASALDAN OYUNA

Masallar ve Toplumsal Cinsiyet (Evrensel Basım Yayın, 2010) adlı incelemesinde Melek Özlem Sezer, “bir hayal disiplini” olarak tanımladığı masal için, “Fantastik yapısı, içerdiği tutku, coşkulu yanı ve elbette romantik dalgalanmaları, bir masal dedektifi için dikkat dağıtıcı olabilir ne de olsa.

Oysa simgelerin peşinden gidilip ideolojik altyapısı çözüldüğünde, kurduğu gerçekliğin ve kurnazca altbene işlediği iletilerin, yarattığı hayallerden çok daha şaşırtıcı olduğu ortaya çıkacaktır.” diyor.

Aksoy, işte bu simgelerin peşinden giderek “Alaaddin’in Sihirli Lambası”nın kurduğu gerçekliğe karşı çıkışını ustaca ortaya koyarken masalın kurnazca altbene işlediği iletileri de açığa çıkarıyor.

Yine Sezer’in, aynı yapıtta, klasik masallar için, “Klasik masal, halk kültürünün billurlaşmış halidir, anonimdir ve bu nedenle de yazarın öznel tavrının, yani özgün karşı çıkışların taşıyıcısı olmak gibi bir lüksü yoktur. Orijini ne olursa olsun, ortalama kültüre uyum sağlamak üzere yeniden biçimlenir.” saptamasını dikkate alıyor.

Masalın iletisine itirazını onu, romanın başkahramanı Çiçek’in becerikli ellerinde bir oyuna çevirirken ortaya koyuyor.

Çiçek’in, kendisine değer veren ve onun başaracağına inanan arkadaşı Timur’un, bu değişim oyununa, “Masallar birden değişmez. Değişirse masal olmaz.” karşı çıkışını da bence Sezer’in saptamasıyla birlikte okumalıyız.

Timur’un, Çiçek’le konuyu değerlendirdiği aynı noktada, romanın son bölümünde, bir tümcesi daha dikkati çekiyor: “Bu kadar kısa zamanda her şey değişir mi?” Roman, kimi yerde böyle doğrudan ama doğurgan bazen de satır aralarına saklanmış kıymetli sorular sunuyor bize...

Evet, hayatın kılcal damarlarına değin sızmış, her taşın altından çıkan tutum ve davranışlar bugünden yarına değişmez; doğru ama bir yerden de başlamak gerek!

Dolayısıyla Seza Kutlar Aksoy, klasik bir masalın “Alaaddin’in Sihirli Lambası”nın, “bilinçdışı simgelerini ve genetik hafızayı kullanarak, görünür hikâyenin altına yerleştirdiği” bambaşka / asıl hikâyeyi incelikle açığa çıkarıyor.

Resimleyen: FERİT AVCI

ŞİŞKO PATATES’TEN OYUNCUYA

Yapıtın ana karakteri, “yemeden duramayan, biraz kilolu” Çiçek ve onun yakın arkadaşı, “yakışıklı, biraz kilolu” Timur, akran zorbalığıyla baş etmenin yolunu da dayanışmayla kısaltıyorlar.

Çiçek’in yazdığı, çevredeki kadınların rol aldığı, toplumsal cinsiyet rollerini temelden sarsan oyun Çiçek’le birlikte öteki çocukların da iç enerjilerini, yine kendi sahicilikleri ve kendi kararlarıyla ortaya çıkarmalarını sağlıyor.

Çiçek’in annesi birkaç günlüğüne evde ayrıldığında, babası ve abisinin, yıllarca annenin üstüne yapışan bütün görev ve hizmeti Çiçek’ten beklemeleri, Çiçek’in hayatın dayatmalarına itirazını hızlandırıyor.

KENDİMİZ OLMAK

Şuracığa, bir başka karakterin, Sırma’nın konuya ilişkin dediklerini de kaydedelim:

“Annem, ‘Kendim olmak istiyorum,’ dedi. Babam, “Kim engel oluyor? Ol,’ dedi. Annem, ‘Sen,’ dedi... Kendin olmak, kendini tanımak demek. Bir keresinde anneme sormuştum da böyle demişti. ‘İnsan kendini tanırsa ne istediğini de bilir.’ İnsan istediğini yapmalı. O zaman mutlu olur. Başkasının istediğini yapınca değil.”

Anlatının başka bir yerinde anneannenin, “Zaten kadın susar, erkek konuşur...” yorumuna ne eklemeli, bilmem! Masal-oyunun bir yerinde, izleyici kadınlardan birinin, “Zaman hiç değişmiyor... Çalışmadan kazanan o zaman da varmış!” yargısı da öyle...

Ustalıkla kaleme alınmış yapıtı usta işi çizim ve desenleriyle çoğaltan Ferit Avcı’dan da söz ederek koyalım noktayı. Kitabı okurken aydınlık ve iyi düzenlenmiş bir resim sergisini de dolaşmakta olduğunuz duygusuna kapılırsanız şaşırtmasın bu sizi.

Şişko Patates / Seza Kutlar Aksoy / Resimleyen: Ferit Avcı / Parmak Çocuk Yayınları / 96 s. / 10+ / 2021.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon