'Eğitim, hukuk, istihdamda reformların aciliyeti kritik'

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Önümüzdeki 4 senelik seçimsiz dönemde hızla eğitim, hukuk, vergi sistemi ve istihdam piyasasında yapısal reform programlarının açıklanıp uygulamaya konması kritik öneme sahip” dedi.

'Eğitim, hukuk, istihdamda reformların aciliyeti kritik'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.01.2016 - 06:30

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye’nin 1980’lerden beri içinde bulunduğu orta gelir grubundan çıkması için reformlara ağırlık vermesi gerektiğine işaret ederek “Türkiye açısından 2015’te yapılan iki seçimle artan politik belirsizlik, Kasım seçimleri ardından azalmış durumda. Önümüzde 4 senelik seçimsiz bir dönem var. Önümüzdeki seçimsiz dönemde hızla eğitim, hukuk, vergi sistemi ve istihdam piyasasında yapısal reform programlarının açıklanıp, uygulamaya konması kritik öneme sahip” dedi. Ateş, Denizbank olarak Türkiye’nin 2015’te yüzde 3.4, bu yıl yüzde 3.5 büyümesini beklediklerini belirtti.

Sektör rahatlamadı

Bankacılık sektörü kârlılığının hızla gerilemeye devam ettiğine dikkat çeken Ateş, “2014 sonunda yüzde 11.6 olan sermaye kârlılığı Ekim 2015 sonunda yüzde 10.4’e geriledi. Kârlılıktaki gerilemeyle bankaların sermayesi de erimeye başladı. 2014 sonunda yüzde 16.3 olan sektör sermaye yeterlilik oranı ekim ayı sonunda yüzde 15.3’e indi” bilgisini verdi.

Buna rağmen bankacılık sektöründe bilançoların hâlâ sağlıklı olduğunu belirten Ateş, şöyle devam etti: “Seçimlerin tamamlanması ve siyasi belirsizliğin geçmesi ile sektörde 2015’te gözlemlediğimiz yavaşlamanın ortadan kalkması ve yatırım planlarının hayata geçirilmeye başlanması beklenebilir. Bunun bankacılık sektörüne olumlu yansıması olacak. Yapısal refomlara ağırlık verilmesi risklerin daha da azalmasına yardımcı olacak. Ancak makro-ihtiyati önlemler bankaları zorlamaya devam edecek. Son dönemde beyaz eşya, mobilya ve eğitimde taksit sayıları ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı, ancak bunlar sektörü rahatlatmak için tam anlamıyla yeterli değil.”

Dolar güçlenecek     

Basel kriterlerine göre konut kredileri için karşılık oranının yüzde 35 iken bu oranın Türkiye’de yüzde 50 olduğuna dikkat çeken Ateş, “Bireysel kredilerde Basel kriteri yüzde 75 karşılığı zorunlu tutuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 200’lere kadar çıkıyor” dedi.

ABD Merkez Bankası Fed’in para politikasını sıkılaştırma yönündeki adımlarının çok yavaş olacağını, diğer yandan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) genişleyici para politikalarına devam edeceğini ifade eden Ateş, para politikalarındaki bu ayrışmanın, doların değer kazanmasına yol açabileceğine işaret etti.

ATEŞ’E GÖRE KÜRESEL ÜÇ RİSK

1- Fed başta olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikaları: Fed Aralık 2015’te beklendiği gibi 25 baz puanlık bir faiz artırımı yaptı. Ancak bundan sonra Fed’in para politikasını sıkılaştırma yönündeki adımları çok yavaş olacak ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edecek. Öte yandan, ECB genişleyici para politikalarını bir miktar da artırarak devam edecek. Para politikalarındaki bu ayrışma, Amerikan dolarının değer kazanmasına yol açabilir.

2- Düşük büyüme oranları: Otoriteler artık sadece para politikasından alınan destekle büyümenin potansiyel seviyeye ulaştırılamayacağını fark etmiş durumda. Özellikle altyapı yatırımlarına yönelik kamu harcamalarıyla sürdürülebilir büyüme desteklenmeye çalışılacak.

3- Küresel büyüme ve Fed’in çıkış politikası gibi değişikliklerin gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkileyeceği: Gelişmiş ülkelerde ekonomik aktivitenin yavaş devam etmesi emtia fiyatlarının düşük seviyelerde kalmasına neden olacak. Bu da emtia üreticisi gelişmekte olan ülkeler ve Çin başta olmak üzere ekonomisi gelişmiş ülkelere ihracata dayalı olan Asya ekonomileri büyümesinde aşağı yönlü baskı yaratacak. Yavaş büyüme ve jeopolitik riskler, önümüzdeki sene de gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerinin düşük seviyede kalmasına neden olacak ve bu da gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kaybı baskısı yaratabilir. Ancak, bunun bir krize neden olmasını beklemiyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin yapısal olarak eskiden çok farklı bir noktada. 90’ların sonunda 655 milyar dolar olan gelişmekte olan ülke merkez bankaları toplam döviz rezervi bugün 6.6 trilyon dolar seviyesinde.

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon