Ege kuraklığın pençesinde
Ege Bölgesi, tedbir alınmadığı takdirde bundan otuz yıl sonra başlayacak olası bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya.
Kıtaların, u¨lkelerin ve hatta kentlerin geleceğini tehdit eden ku¨resel ısınmaya karşı alınacak tedbirler tartışılmaya devam ederken, ortaya konan bilimsel araştırmalar ve hazırlanan raporlar yaşanacak olası felaketlerin adeta habercisi oldu. İzmir Bu¨yu¨kşehir Belediyesi ve Peyzaj Araştırmaları Derneği (PAD) ortaklığında yayımlanan “Dirençli Kentler İçin Bir Çerçeve: Yeşil Odaklı Uyarlama Projesi” iklimsel alanda yaşanan krizi ve olası tehditleri tu¨m çıplaklığı ile gözler önu¨ne serdi. Çalışmada yer alan kötu¨mser senaryolara göre, Ege Bölgesi, tedbir alınmadığı takdirde bundan otuz yıl sonra başlayacak olası bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya.
Uzmanların tespitlerine göre, iklim krizinden çıkışın tek yolu ise daha fazla yeşil alan. Ancak gu¨nu¨mu¨zde daha fazla yeşil alanlar yaratılması çabalarına karşın yapılaşma, yangınlar, doğal afetler ve diğer sebeplerden ötu¨rüsahip olduğumuz ve kentlerin nefes aldığı yeşil doku da eriyip yok oluyor. Yaşanan bu durum Ege Bölgesi genelinde başta İzmir olmak u¨zere, Uşak, Denizli, Afyon gibi iç kesimlerdeki iller ile Muğla, Aydın, Balıkesir ve Çanakkale gibi sahil yörelerinde ölçu¨len ortalama sıcaklık değerlerine fazlasıyla yansıyor.
AFET RİSKLERİ ARTACAK
Yapılan analizler ve bilimsel tespitlere göre, 2050 yılından itibaren gelecek yu¨zyıla kadar artarak devam edecek iklim değişikliği hayatın birçok alanının olumsuz etkilenmesine yol açacak. Ege Bölgesi’nde denize kıyısı olan İzmir gibi illerde kentin alçak kesimleri ve kıyı alanlarında ortalama sıcaklık değerleri her yıl giderek artmaya devam edecek. Yu¨ksek kesimler ve dağlık bölgelerle iç kesimlerde ise sıcaklık ortalaması da değişecek ve son yılların “En soğuk kış gu¨nleri” kavramı sıkça tekrarlanacak. Ege’nin ku¨resel ısınma karşısında aldığı darbe bununla da sınırlı kalmayacak. Nu¨fusun bu¨yu¨k bölu¨mütarım ile geçinen bölgede toprağın sıcaklığı ile nem oranı da artış gösterecek, ortalama ru¨zgâr hızları ile radyasyon oranları yu¨kselecek. Sel ve taşkın gibi doğal afet riskleri artacak, tek seferde metrekareye du¨şen su miktarları yu¨kselecek. Yu¨ksek kesimlerde yağışlı geçen aylarda metrekareye du¨şen su miktarı oranı 150 mm du¨şecek, alçak kesimlerde ise 100 mm yu¨kselecek.
DON OLAYLARI ARTACAK
30 yıl sonrasındaki kötüsenaryo verilerine bakıldığında, İzmir ve çevresinde yaklaşık 120 gu¨nübulan yaz mevsimi, yazlık ilçelerde 150 gu¨nüaşarken Manisa, Aydın'da 150 gu¨ne yaklaşacak. Manisa, Aydın ve İzmir’in iç kesimlerinde yaklaşık 60 gu¨n kadar etkili olan sıcak hava dalgalarının toplam su¨resi 80-90 gu¨ne yaklaşacak. Aydın’da Kuşadası, İzmir’de Selçuk, Bergama ve Ödemiş, Manisa’da ise Salihli gibi yerleşim bölgelerinde kış aylarında yaşanan don olaylarında gözle göru¨lu¨r artış yaşanacak ve su¨reler 30-45 gu¨n arasına kadar çıkacak.
DAHA FAZLA YEŞİL ŞART
Raporu yorumlayan Peyzaj Araştırmaları Derneği Başkanı ve Çukurova Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölu¨müBaşkanı ve Prof. Dr. Hakan Alphan, önerilerini şöyle sıraladı: “Kentsel ve bölgesel ölçekte ağaçlandırma stratejileri ve alanlarının belirlenmesi çok önemlidir. Su kanalları ve akarsu yataklarının her iki yakasında yapılacak ağaçlandırmalar ile yeşil koridorların tasarlanması, kent içinde su tu¨ketimi ve bakım ihtiyaçları az olan tu¨rlerin seçilmesi, sokak ağaçları ağının oluşturulması, değişen yağış rejiminden kaynaklı ani su baskınlarını önleyecek veya etkilerini azaltacak drenaj sistemlerinin tasarlanması gerekmektedir. Bununla birlikte, yapılaşma planlamasında geçirimsiz yu¨zeylere öncelik verilmesi, dereler gibi doğal drenaj hatları yakınında yapılaşmadan korunmuş tampon şeritler oluşturulması, bitki örtu¨sübakımından zayıf ve erozyona duyarlı alanların belirlenmesi, bu alanlarda peyzaj onarımı ve bitkilendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca, yağmur suyu hasadı ile ilgili kırsal ve kentsel su toplama sistemlerinin tasarlanması, kentlerde yağış suyunun ayrık sistemde toplanması, su toplama havuzlarının oluşturulması, drenaj hendeklerinin yapılması gibi tedbirler de susuzluk karşısında alınması gereken başlıca tedbirlerdir.”
KIYI ALANLARINDA TEHLİKE DAHA BÜYÜK
İklimsel krizlere karşı tedbir alınması için çağrıda bulunan TMMOB Çevre Mu¨hendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helil İnay Kınay, şunları söyledi: “Aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, kuraklık, meteorolojik faaliyetlerdeki keskin değişimler ve buna bağlı afetler ile yağış rejimindeki du¨zensizlikleri bundan sonra daha fazla yaşayacağız. Ege Bölgesi için en bu¨yu¨k tehdit susuzluk, kuraklık ve yağışlardan ötu¨rümeydana gelecek sel vakalarıdır. Özellikle İzmir’de kıyı bölgeleri deniz sularının yu¨kselmesine bağlı olarak tehdit altında. Doğal afetler artık hayatımızın normali olacak. Dirençli kentler yaratılması, önlem alınması için çağrıda bulunuyoruz. Gelecekte, direnen kentler ayakta kalacak. İklim krizini ve gelecekteki etkilerini kadercilik olarak görmek bir çözu¨m değildir. Yangınlara, sellere, kuraklığa, sıcaklara, soğuklara hazırlıklı olmak zorundayız. Her şeyi iklim değişikliğine bağlayıp mazeretlere sığınmak bizi kurtarmayacaktır.”
EGE DAHA KURAK, SUSUZ VE AFETLERE AÇIK OLACAK
Ku¨resel ısınma ve iklim değişikliğine karşı alınan önlemlerin yetersiz kaldığına dikkat çeken Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Özay Yerlikaya ise şunları ifade etti: “Yaşadığımız bu kuraklık ve doğal afet risklerinin temel nedeni aslında insandır. Hızla artan kentsel nu¨fus sorunlara yol açmaktadır. Orta vadede iklim krizinin etkilerini daha şiddetli yaşayacağız. Kaynaklarımızı kirlilik ve bozulma gibi nedenlerle kullanılamaz hale getirdiğimizden ötu¨rüönu¨mu¨zdeki yıllarda insanlığı çok zor su¨reçler beklemektedir. İklim krizine karşı gereken eylemleri uygulamak için çok geç kaldık. Çabalar sadece yıkımı yavaşlatmaya neden olacak, ama maalesef riskleri ortadan kaldırmayacaktır. Kentlerdeki kontrolsu¨z betonlaşma, su talebini bu¨yu¨k oranda artırmakta ve daha yoğun ısı adaları oluşturmaktadır. Akdeniz Havzası iklim değişimine karşı en hassas bölgelerden birisidir. Ortalama sıcaklıklar ku¨resel ortalamadan yu¨zde 20 oranında daha hızlı yu¨kselmektedir, her yıl 0.4 derecelik bir sıcaklık artışı söz konusudur. Gereken adımlar atılmaz ise gelecekte Ege Bölgesi'nde çok daha kurak, susuz, yangınlar ve seller gibi afetlerden daha fazla etkilenen gu¨nler yaşanacaktır. Bunun önu¨ne geçmek için, dirençliliğin ve uyumun artırılması gerekmektedir.”
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- İYİ Parti'de Akşener krizi
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- Muharrem İnce’den sert yanıt!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi
- Oktay Kaynarca’dan ‘Selahattin Demirtaş’ açıklaması
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- Ankara’da konuşulan iddianame