Emperyalistler vurdu, AKP alkışladı

ABD Başkanı Donald Trump yaptığı basın açıklamasında İngiltere ve Fransa ile birlikte Suriye'ye yönelik operasyonun başlatıldığını duyurdu. Operasyon kapsamında Şam, Hama, Humus, Dera ve Süveyda hedef alındı. ABD, operasyonda İran destekli güçlerin de hedef alındığını duyurdu. Pentagon'dan yapılan son açıklamaya göre operasyonun ilk adımı tamamlandı.

Emperyalistler vurdu, AKP alkışladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.04.2018 - 04:03

<video:957978>

 

Suriye’nin Duma bölgesinde geçen hafta kimyasal saldırı düzenlendiği iddialarıyla birlikte Şam’ı hedefe koyan, askeri eyleme geçecekleri mesajı veren ABD-Britanya-Fransa’dan dün sabaha karşı hava saldırısı hamlesi geldi. Şam yönetiminin kimyasal silah kapasitesini kırma hedefli olarak duyurulan ortak operasyon, halihazırda Moskova ile Batı arasında Soğuk Savaş rüzgârlarının estiği dönemde, Batı’nın sahada da askeri varlığı bulunan Rusya’nın yanı sıra İran’ı da bölge genelinde etkisini kırma çabalarının arttığı sırada düzenlendi. Saldırıda başkent Şam yakınlarında ve Humus’taki İran ve Hizbullah’ın da etkin olduğu askeri alanlarla, kimyasal tesislerin hedef alındığı duyuruldu. Suriye kaynakları, günlerdir Batı cephesinden yükselen vururuz tehditlerine karşı üslerin boşaltılmış olduğunu, saldırılarda en az 3 sivilin yaralandığını aktardı. Sekiz yıldır devam eden iç savaşın pençesindeki, ülke içinde ve dışında çok sayıda aktörün dahil olduğu Suriye’deki gelişmeleri dünya nefesini tutarak izlerken ABD-Britanya-Fransa’nın ortak operasyonu gündemin ilk sırasına oturdu. Yaklaşık bir haftadır Şam yönetimini vuracağız söylemindeki üçlü dün sabaha karşı harekete geçti

Suriye operasyonuna dünyadan ilk tepkiler

ABD'nin saldırı bahanesi... Suriye'de savaşın eşiğine nasıl gelindi?

Trump canlı yayında duyurdu

İlk olarak ABD Başkanı Donald Trump, Doğu Guta’da o dönem muhaliflerin kontrolündeki Duma bölgesinde geçen hafta 48 kişinin yaşamını yitirdiği kimsayasal saldırı iddiasına işaretle bundan Esad yönetimini sorumlu tuttuğunu ve askeri saldırı kararı verdiğini canlı yayında açıkladı. Bunun hemen ardından ABD, Britanya ve Fransız savaş uçakları Suriye hedeflerini vurmaya başladı. Trump, “Bunlar bir kişinin eylemleri değil, bir canavarın işlediği suçlardır. Bugünkü adımımız, kimyasal silah üretimine ve kullanımına yönelik kararlı bir caydırıcılık cevabıdır” derken Suriye’deki hükümetin kimyasal silah kullanımını durduruncaya kadar ABD’nin yanıtına devam etmeye hazır olduğunu da kaydetti.

Trump: Kalıcı değiliz

ABD Başkanı, İran ve Rusya’ya “Ne tür bir millet, masum kadın, çocuk ve erkekleri kitlesel olarak katleden bir suçluyla bağlantılı olmak ister ki? Toplumlar, dostluklarını sürdürdükleri ülkelerle değerlendirilir. Hiçbir devlet vahşi diktatörleri destekleyerek uzun süre devam edemez” ifadeleri ile seslendi. Trump, ABD’nin “Suriye’de hiçbir şekilde süresiz bir varlık arayışında olmadığını” savunurken “Ortadoğu’nun kaderinin kendi halkının elinde olduğu” vurgusu yaptı. Trump, Suriye’deki hükümet hedeflerini vurmaları sonrasında da Twitter’dan “Görev tamamlandı” ilanında bulundu. “Geçen gece mükemmel bir saldırı gerçekleştirdik. Fransa ve Britanya’ya bilgelikleri ve üstün ordularının gücü nedeniyle teşekkür ediyorum. Daha iyi bir sonuç alamazdık” dedi. Pentagon’dan yapılan açıklamada ise “Her hedefin vurulduğu” savunulurken saldırı “haklı, yasal ve ölçülü” olarak nitelendirildi. Pentagon Sözcüsü Dana White, “Esad hükümetinin kimyasal silah programı sağlam darbe aldı” derken “Kimyasal silahları tekrar kullanma kabiliyetinin ciddi ölçüde azaldığına eminiz” diye konuştu. Suriye’ye yönelik askeri eylem ABD siyasetinde de Trump yönetiminin Suriye politikasına yönelik hem destek hem eleştirileri de beraberinde getirdi. Gerek Trump’ın Cumhuriyetçi kanadından gerekse Demokratlar’dan kimi isim bir günlük saldırıyı yeterli bulmazken bölgeden çıkılmaması gerektiği iddiasını ortaya koydu. Bazı Demokrat Partıliler de operasyon için Kongre’nin onayının olmamasına tepki gösterdi.

‘Tek atımlık’

ABD Savunma Bakanı James Mattis, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile Pentagon’da düzenledikleri ortak basın toplantısında saldırıların devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya, “Bu, Esad’a bağlı olacak. Gelecekte daha çok kimyasal silah kullanmaya karar vermesine bağlı. Tabii ki Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması’na bağlı güçlerin Esad’ın bunu ihlal etmesine karşı durmak için sebepleri var ancak bu tek atımlık bir saldırıydı” yanıtını verdi. Saldırının orantılı ancak ağır olduğunu belirten Mattis, “Bu yıl (geçen yılki saldırıya göre) iki katından biraz üzerinde fazla silah kullandık ama bu silahları kimyasal silah hedeflerine münhasır kullandık. Elimizdeki kanıtlar daha önce yoktu dün (önceki gün) bu kanıtlar elimize geçti” değerlendirmesini yaptı. Dunford ise “Rusya ile ilgili hedefleri vurmaktan kaçındıklarını” söyledi. ABD geçen yıl nisan ayında 59 Tomahawk füzesi atmıştı.

Rusya'dan Suriye'ye başlatılan operasyona ilişkin ilk açıklama

100'ü aşkın füze atıldı

ABD liderliğindeki saldırının Kızıldeniz, Akdeniz ve Basra Körfezi’nde konuşlu dört ABD ve bir Fransız savaş gemisinden ve Fransız, Britanya’ya ait savaş uçaklarından çoğu Tomahawk olmak üzere 100’ü aşkın füzenin ateşlenmesiyle gerçekleştiği bildirildi. Kimi yorumlarda, füzelerin, uçakların yakıtı ve diğer unsurların da eklenmesiyle operasyonun maliyetinin yaklaşık 240 milyon dolar olduğu iddiası aktarıldı. Bombardımanda en çok hedef alınan bölge Şam ve çevresi oldu. Operasyonu tetikleyen kimyasal saldırı iddiasının merkezindeki Duma ile Şam arasındaki bölgede ve Kasyun Dağı yakınındaki Cemeyre’da bulunan askeri ve bilimsel tesisler ile Şam Uluslararası Havalimanı ve Meze Askeri Havalimanı hedefler arasındaydı. Bu bölgelerin çoğu ABD’nin Tomahawk füzeleriyle vuruldu. Şam dışında en yoğun saldırılar ise Humus çevresinde gerçekleşti. Bu bölgedeki Masyaf, Ayn Elacuz ve Kuseyr’de kimyasal silah yapımında kullanıldığı iddia edilen askeri tesisler ile İran destekli Hizbullah yapıları hedef alındı. Bu hedeflerin çoğu, Britanya’nın Tornado uçaklarından atılan Storm Shadow (Fırtına Gölge) füzeleri ile vuruldu. Tel Mari’deki İran Üssü, Yarmuk Üssü, Dera ilinin İzra bölgesindeki hedefler, Şam Uluslararası Havalimanı civarındaki “cam ev”diye bilinen karargahın da hedefler arasında olduğu bildirildi. Suriye devlet televizyonu, Şam’ın Barzeh bölgesindeki araştırma merkezinin saldırıya uğradığına dair haberleri bildirdi. Saldırıda denizden Tomahawk füzeleri kullanılırken Britanya için Tornado, Fransız hava kuvvetleri adına da Rafale tipi savaş uçakları havalandı. Saldırıda 100’den fazla Tomahawk füzesi fırlatıldı.

Rusya: 71’i önlendi

Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekat Dairesi Başkanı Orgeneral Sergey Rudskoy, Suriye hava savunma sistemlerinin ABD, Britanya ve Fransa’nın saldırısı sırasında fırlatılan 103 füzenin 71’ini önlediğini belirtti. Rudskoy, “Eldeki verilere göre saldırıda toplam 103 kruz füzesi kullanıldı. Büyük oranda Sovyet üretimi hava savunma komplekslerinden oluşan Suriye hava savunma sistemleri, hava ve deniz bazlı füzelere başarıyla karşılık verdi ve 71 kruz füzesini önledi” dedi. Rudskoy, “Saldırının tam da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün Şam’da kimyasal silah kullanımı olduğu öne sürülen Duma şehrinde soruşturmanın yürütülmesine ilişkin çalışmalara başlayacağı gün gerçekleştirildğine” dikkat çekti. Pentagon ise “ABD’nin hiçbir uçağı ve füzesinin Suriye hava savunma sistemlerine hedef olmadığını” açıkladı. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde, saldırıda en az üç sivilin yaralandığı duyuruldu.

<video:958004>

Theresa May: Amacımız rejim değişikliği değil

Britanya Başbakanı Theresa May düzenlediği basın toplantısında operasyonu “doğru ve gerekli bir adım” olarak nitelendirdi. Harekatın amacının “Rejim değişikliği ya da Suriye’de iç savaş olmadığını” savunan May, saldırının “sınırlı” olduğunu vurguladı “En yakın müttefiklerimizle askeri harekatın hem meşru hem de doğru olduğuna yönelik görüş birliğine vardık” diyen May, amacın bu ülkenin kimyasal silah kapasitesini düşürmek ve bu tür silahları kullanmaktan caydırmak olduğunu kaydetti. Askeri müdahale için niçin parlamentodan onay almadığının sorulması üzerine de May, buna gerekçe olarak zaman darlığını gösterdi. Yarın parlamentoyu bilgilendirip milletvekillerinin sorularını yanıtlayacağını duyurdu. Ancak yeni bir operasyon konusunda herhangi bir oylamaya gideceği sözü vermekten de kaçındığı gözlendi. Daha önce May hükümetine itidal çağrısıyla, operasyondan önce parlamentodan izin alınması gerektiğine vurgu yapan Britanya’nın ana muhalefet lideri Jeremy Corbyn ise askeri eyleme “yasal olarak sorunlu” ifadeleriyle tepki gösterdi. May’i “Tansiyonu daha da yükseltecek bir saldırıda ABD’yi izlemekle” suçladı.

Macron: Sınırlı operasyon

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yazılı açıklamasında, “Suriye’nin Duma bölgesine düzenlediği kimyasal saldırı ile kırmızı çizginin aşıldığını” kaydetti. Macron, “kimyasal saldırının arkasında Esad hükümetinin olduğunu savunarak ABD ve Britanya ile gerçekleştirdikleri saldırının Suriye hükümetinin kimyasal silah üretim tesisleri ile sınırlandırıldığını” belirtti. Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian ve Savunma Bakanı Florence Parly de operasyonun ardından ortak açıklama yaptı. Parly, hem havadan hem de denizden operasyona katıldıklarını belirterek, “Amaç çok basit, rejimin bir kez daha kimyasal silah kullanmasını önlemek” dedi. Parly, “Bölgede askeri gerilimin tırmanmasını istemiyoruz. Bu nedenle Rusya’yı önceden uyardık” dedi.

AB ve NATO’dan destek geldi

NATO Genel Sekereteri Jens Stoltenberg, “Atılan adımları destekliyorum. Bu adım, rejimin Suriye halkına yönelik kimyasal silahlarla saldırma kabiliyetini azaltacaktır” dedi. Stoltenberg, Suriye hükümetini kimyasal silah kullanmakla suçlayarak bunun uluslararası normlar ve aklaşmaların açık ihlali olduğunu da söyledi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “Operasyon, Suriye rejiminin Rusya ve İranla birlikte, en azından bir bedel ödemeden, bu insani trajediyi sürdürmeye devam edemeyeceğini gösterdi. AB, müttefiklerin, yani haklının yanında yer alacaktır” dedi. İsrail hükümetinden “saldırının “İran, Suriye ve Hizbullah’a önemli bir uyarı olduğu” açıklaması geldi.

 

Yıkıcı etki

Suriye'ye operasyon Rusya-İran hattında sert yankı buldu. Batı'nın bu hamlesinin başta bölgede etkinliğini artıran Moskova-Tahran'a yönelik bir mesaj da taşıdığı yorumları yükseliyor.

Suriye: Kontrolü yitirdiklerini gördüler

Şam yönetiminden ABD liderliğindeki saldırıya sert tepki yükselirken Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad “Saldırının halkı birleştirdiği ve Şam’ın terörizmle mücadele kararlılığını artırdığı” mesajı verdi. Esad’ın yakın müttefiki İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefonda görüştüğü duyuruldu. SANA ajansına göre Esad görüşmede “saldırının Suriye’de yıllardır terörü destekleyen Batılı sömürü ve hegemonya güçlerinin Suriye’deki kontrolünü yitirdiklerini görmeleri, aynı zamanda bu ülkelerin kendi halkları ve dünya kamuoyu önünde güvenilirliliği kaybettiklerini anlamalarının ardından geldiğini” söyledi. Esad, “Saldırı, Suriye’nin her karış toprağında terör ve destekçilerini yok etmede Suriye’nin azim ve kararlılığını pekiştirecek” dedi. Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD liderliğindeki, “barbarca” olarak nitelendirdikleri saldırının “dünyadaki tansiyonu daha da alevlendireceği, uluslararası güvenliği tehdit ettiği” açıklamasında bulundu.

Rusya: Yasa dışı ve kabul edilemez

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin saldırıyı kınadı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) acil toplantıya çağırdı. Kremlin’den yapılan açıklamada, ABD’nin bu eyleminin Suriye’deki insani felaketi daha da kötülüştireceği, diğer yandan da uluslararası ilişkilere zarar vereceği vurgusu yapıldı. “Rus askerlerinin de, terörle mücadeledeki meşru Şam hükümetine destek vermek üzere bulunduğu Suriye’ye yönelik saldırı en güçlü şekilde kınamaktadır” denildi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, “Suriye saldırısının yasadışı ve kabul edilemez olduğunu” belirtti. Batılı ülkelerin saldırıyla ilgili basında ve sosyal medyada yer alan bilgiler dışında hiçbir dayanağı bulunmadığını savundu. Putin’in geçen perşembe günü Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la telefonda görüşerek kimyasal saldırı iddiasıyla ilgili verileri paylaşmasını talep ettiğini söyleyen Lavrov, ancak Paris’ten ret cevabı alındığını kaydetti. Lavrov, Batılı ülkelerin saldırıyı özellikle Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) uzmanları Duma’da çalışmalarına başlamadan hemen önce düzenlediğine işaret etti. Rusya’nın Suriye’ye yerden havaya füze savunma sistemi S-300 sağlamayı düşündüğü idddiaları da gündeme yansıdı.

İran: Suriye’ye yönelik saldırı suçtur

İran Dışişleri Bakanlığı da ABD ve müttefiklerinin ellerinde kanıt olmaksızın Suriye’ye saldırdığı görüşünü dile getirdi. Bunun “bölgesel ve bölgeler arası sonuçları olacağını” vurguladı. Açıklamada, “İran dini, yasal ve etik ilkeler açısından kimyasal silah kullanımına karşıdır. Aynı zamanda egemen bir devlete yönelik, var olmayan kanıtlar gerekçe gösterilerek yapılan saldırıyı da güçlü bir şekilde kınamaktadır” denildi. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Britanya Başbakanı Therasa May için “suçlular” ifadesini kullandı. Hamaney Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Suriye’ye yönelik saldırı bir suçtur. Geçmişte Irak, Suriye ve Afganistan’a girdiklerinde olduğu gibi yine suç işliyorlar... ABD, Fransız ve Britanya liderleri bundan bir şey kazanamayacaklar” dedi. Ardından üst düzey askeri ve siyasi yetkililerle bir araya gelen Hamaney, “ABD Başkanı Suriye’ye kimyasal silahlarla mücadele için saldırdığını söylüyor. Yalan söylüyor” diye konuştu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın da telefonla görüştüğü duyuruldu. Ruhani’nin İran’ın Suriye’yle birlikte duruşunun devam edeceği mesajını verdiği, “bu saldırının Suriye halkının terörle savaşıma yönelik kararlılığını zayıflatmayacağına yönelik inancını dile getirdiği” aktarıldı. Ruhani, Hamaney ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, “ABD, desteklediği teröristlerin Doğu Guta’da yenilgiye uğramasından dolayı kızgın” dedi. İran destekli Lübnan Hizbullahı’ndan da saldırıya tepki geldi. Yapılan açıklamada, “ABD’nin Suriye’ye, bölge halklarına, direniş hareketlerine yönelik savaşı hedefine ulaşamayacaktır” denildi.

Çin: BM ilkelerine aykırı

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü BMGK ilkelerini bertaraf ederek yapılan her tek taraflı askeri eylemin BM’nin ilke ve temel normlarına karşı olduğunu belirtti. Söz konusu askeri eylemin uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini ve çözüme yeni karmaşık faktörler ekleyeceğini söyledi. Taraflara uluslararası hukuka dönme, sorunu diyalog ve müzakere ile çözme çağrısında bulundu.

Lübnan: Beklenmeliydi

Lübnan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Kınıyoruz. Bu saldırı, Suriye’nin egemenliğine yönelik aleni bir saldırı olup uluslararası kabul görmüş kuralları ihlal ediyor” dendi. Bakanlık, “Uluslararası normlar çerçevesinde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü uzmanlarının Duma’daki saldırı iddiaları hakkında yapacağı şeffaf ve tarafsız soruşturmanın sonuçları beklenmeliydi” dedi.

Ankara alkışlandı

Türkiye, Suriye’nin güneyindeki bazı tesislere yönelik füze saldırısına destek verdi. Ankara’da konuya ilişkin ilk açıklamayı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın yaptı. Kalın, kimyasal silahların kullanılmasının insanlık suçu olduğunu belirterek, “7 Nisan günü Duma’da kimyasal saldırı gerçekleştirdiği anlaşılan Suriye rejiminin cevapsız bırakılması düşünülemezdi. Bu saldırının sorumluları hesap vermelidir. Uluslararası toplumu, gelecekte yaşanabilecek kimyasal saldırıların engellenmesi konusunda birlik olmaya çağırıyoruz” dedi. Suriye’de savaşın sonlandırılmasının amaç olması gerektiğini belirten Kalın, “Konvansiyonel ve kimyasal silahlarla yapılan tüm katliamların engellenmesi, Suriye’de siyasi çözümün bir an önce sağlanmasına bağlıdır. Bu çerçevede ulusararası toplumu, kimyasal ve konvansiyonel tüm silahlarla gerçekleşen ölümleri sona erdirecek kapsamlı bir siyasi stratejiyi hayata geçirmeye davet ediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Suriye’ye yönelik düzenlenen füze saldırısının “memnuniyetle karşılandığı” belirtildi. ABD, İngiltere ve Fransa’nın kimyasal silah saldırısına karşı Suriye rejimine yönelik düzenledikleri saldırıyı yerinde bir tepki olarak değerlendiren Dışişleri, “Yedi yılı aşkın süredir gerek konvansiyonel, gerek kimyasal silahlarla kendi halkına zulmeden Suriye rejiminin insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları alanındaki sicili sabittir. Uluslararası toplumun vicdanında bu konuda şüphe yoktur. Türkiye, bu tür suçların cezasız kalmamasının ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesinin benzer hadiselerin tekrarının önlenmesi açısından kritik önemi haiz olduğuna inanmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

Geç kalındı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Daha önce defalarca kimyasal silah kullanan ve 1 milyon insanı bizzat kendisi öldüren bir rejime bugüne kadar çoktan müdahale edilmesi gerekiyordu. Bir an önce siyasi sürece geçmemiz lazım. Suriye’yi bu rejimden kurtarmamız gerekiyor” dedi.

Üç ayda ne değişti?

Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik operasyonu desteklediğini açıklaması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrin harekâtının ilk günlerinde ABD’ye yönelik eleştirileri akıllara getirdi. ABD’nin Mınbiç’te asker bulundurmasına ve askeri yetkililerce yapılan açıklamalara tepki gösteren Erdoğan, “Neymiş, Münbiç’ten çıkmayacaklarmış. Bir defa sizin bırakınız oradan çıkmamayı, orada bulunmaya hakkınız yok. 11 bin kilometreden, 12 bin kilometreden kalkıp buraya niye geliyorsun? Bu topraklar senin mi? Bu topraklarla senin ne alakan var?” ifadelerini kullanmıştı.

Üç koldan bilgilendirme yapıldı

Türkiye, müttefikleri tarafından Suriye’ye yönelik düzenlenen füze saldırısı konusunda üç koldan bilgilendirildi. Bilgilendirmenin liderler düzeyinde gerçekleştirildiği, Dışişleri arasındaki rutin bilgilendirmenin gerçekleştirildiği öğrenildi. Ayrıca ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin NATO müttefikliği kapasmında üç ülke tarafından ve ittifak yetkililerince de bilgilendirildiği dile getirildi. Türkiye’nin Suriye’de askeri unsurlarının bulunması nedeniyle askerden askere bilgilendirmenin önemli olduğu, füze atışı yapılan alanın Suriye’nin güneyinde olmasına karşın ittifak gelenekleri açısından Türk genelkurmayına bilgi vermenin gelenek olduğu kaydedildi. Bu bilgilendirmelerin beklenmedik ve istenmeyen gelişmeler açısından da önemli olduğu vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Theresa May’le görüştü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı Theresa May ile telefonla görüştü. Görüşmede, May’in Suriye rejimine karşı düzenledikleri operasyon hakkında bilgi paylaşımında bulunduğu bildirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Suriye rejiminin gerek kimyasal gerekse konvansiyonel silahlarla gerçekleştirdiği zulmün sona erdirilmesi için tek yolun siyasi çözüm olduğunu belirtti.

Moskova, BMGK'de umduğunu bulamadı

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Suriye’deki son gelişmeler sonrası dün Rusya’nın çağrısıyla acil gündemle toplandı. Rusya, “ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye yaptıkları saldırıyı kınayan ve bu ülkeye saldırılarına beklemeden son vermelerini” talep eden yasa tasarısının özetini BM Güvenlik Konseyi’ne sundu. Ancak tasarı yeterli oy alamadı. Russia Today’in haberine göre, tasarı sadece Rusya, Çin ve Bolivya tarafından desteklendi. Kabul edilmesi için dokuz oy gerekiyordu. Oturumun başında bir konuşma yapan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise Soğuk Savaş’ın büyük bir şiddetle geri döndüğünü belirtirken geçmişte sahip olduğu gerginliğin tırmanması risklini kontrol etme becerisine bugün sahip olunmadığını söyledi. Guterres, Konsey üyesi tüm ülkelere, itidallı davranmaları ve Suriye’de gerginliği artırıcı adımlardan kaçınmaları çağrısı yaptı. ABD ve Rusya’dan ise karşılıklı suçlamalar geldi. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, Washington’ı “kimyasal saldırıları iddialarını Esad rejimini devirmek için bahane olarak kullanmakla ve Rusya’yı kontrol altına almaya çalışmakla” suçladı. ABD ve müttefiklerin Suriye’deki eylemlerini uluslararası ilişkilerde “serserilik” olarak nitelendirdi. “ABD ve müttefikleri Suriye’nin kalkınma sürecine yardım etmeyi reddederek işi ülkenin parçalanmasına doğru götürüyor” dedi. ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley ise Esad yönetiminin yeniden kimyasal silah kullanması halinde ülkesinin yeniden “atışa hazır” olacağını söyledi.

 

HAVA SALDIRISI SONRASI HALK SOKAĞA ÇIKTI

<video:957999>

 Rusya: Suriye'de kimyasal saldırı yok, İngiltere propagandası var

İngiltere, Suriye'ye müdahaleye katılma kararı aldı

Doğu Guta'da bir kimyasal silah laboratuvarı bulunduğu iddiası

ABD'den kimyasal silah açıklaması: Kanıtlar elimizde

Macron: Esad'ın kimyasal silah kullandığına dair kanıtımız var


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon