Diz çökme deyip geçmeyin

Arkasında onca antropolojik, sosyolojik, kültürel tarih var...

Diz çökme deyip geçmeyin
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.07.2020 - 14:51

Okuyunca güldüm gerçekten ister istemez. Siz de görmüşsünüzdür haberi. “Siyahların Hayatı Değerlidir” protestoları sırasında ırkçılık karşıtı beyazların siyahlar karşısında yaptıkları hem saygı hem de özür ifade eden "diz çökme" eylemi İngiliz askerlerine yasaklanmış. Komutanların yasak gerekçesi söz konusu eylemin "son derece politik içerikli olması"ymış.

ULUSAL KİBİR DEDİKLERİ

"Politik içerikli" olmasında ne tür bir sakınca olabilir tartışmak bile gereksiz. Son derece "politik" bir kurum olan askeriyenin bu tür tutumlara çok uzakmış gibi davranmaları yok mu? İngiliz devlet mekanizmasının "ideolojik aygıtlarından" biri olan İngiliz ordusunun komutanlarının bu eylemi yapmamaları için kalkıp birliklere emir yağdırmaları gülünç gerçekten de. Ama İngilizlerde vardır bu tür tuhaflıklar. Kısa bir süre önce de İngiltere Dışişleri Bakanı Dominik Raab 'Siyahların Hayatı Değerlidir' kampanyasına destek vermekle birlikte asla herhangi bir nedenden ötürü diz çökmeyeceğini açıklayarak "sadece evleneceğim kadının ya da Kraliçe'nin karşısında diz çökerim" demişti.

Arka arkaya okuyunca bu haberleri, "ulusal kibir" denen olgunun ne tuhaf hallere bürünebildiğini gördüm bir kez daha. Gülmem ondan. Tabii ki kimse kimseyi, harikulade bir eylem olduğuna sevinerek tanık olduğum "diz çökme"ye zorlayamaz. Ait olduğu toplumun tarihinin berbat tutumlarından kendisini ahlaki olarak sorumlu gören kişi yapar isterse bunu. Çok da iyi yapar, çünkü böyle yapmakla o berbat tarihi "yazan" ataları sayesinde lanetlenmiş geçmişini reddeden birey olarak kendi toplumunun da onurunu kurtarmış olur, fena mı?

Kraliçe, günümüzde bir ülkeyi ziyaret ettiğinde bir dizi hatırlatmalar yapılır muhataplarına. O elini uzatmadan siz uzatamazsınız, önünde hafif de olsa eğilmek zorundasınız vesaire. Eh, böyle bir Kraliçe'nin askeri farklı mı olacaktı yani? Kibir, emperyal böbürlenme, ne derseniz artık, işte budur. Çin'e gönderilen ilk İngiliz elçisi George McCartney adlı diplomattı. 1793'te Çin İmparatoru Qian Long'un huzuruna çıkarıldığında diz çökmesi istenir. Ölecek gibi olmuş adam isteği duyunca. Çökmüş mü çökmemiş mi bilmiyorum ama kayıtlara girdiğine göre hayli sorun olmuş demek ki bu iki imparatorluk arasında. Üç yüz yıl geçse de İngilizler burunlarından kıl aldırmıyorlar görüldüğü gibi.

HAİNLERE DİZ ÇÖKERTİLİR

Şimdi bu diz çökme dediklerinin arkasında onca antropolojik, sosyolojik, kültürel tarih var oysa. Şanghay'da bir sanat galerisinde olduğunu söylerler, bir tabloda Song Hanedanı zamanında Başbakanlık'a denk gelen bir görevi olan üst düzey saray görevlisi Qin Hui ile eşi dizlerinin üzerinde dikilmiş vaziyette resmedilmişler. Bu Qin adlı zat dönemin (12. yüz yıl) Çininin pek bir yurtsever generali Yue Fei öldürttüğü için halk tarafından hain görülürmüş meğer. O nedenle halktan ressamlardan biri bu tabloda Qin ile eşini generalin önünde diz çöker şekilde çizmiş. Qin'i aşağılamak Yue'yi onurlandırmak için. (Qin'in Eşini o tabloya koymak pek anlamsız olmuş bana sorarsanız, eşinin yaptıklarından ötürü hanımefendinin ne suçu var?)

Bu tablodaki görüntü daha sonra benzeri hainlikler yapan yetkilileri ifade etmek için sık sık da kullanılmış. İşe de yaramış bu, öyle derler, kendilerinin de bir gün tarihte/sanatta bu şekilde yer alacağından çekinen yetkililer hareketlerine daha bir çeki düzen verir olmuşlar.

Tabii eski Çin toplumunda diz çökme sınıfsal ayırımından göstergelerinden biriydi. Herhangi bir şikayet için gittikleri yetkilinin önünde diz çökmesi yerleşik bir tutumdu Çin yoksulu için. Saygıda ezikliğin zirvesi yani. Mao'nun ünlü Kültür Devrimi sırasında da "halk düşmanları" ya da "karşı devrimciler"" dizlerinin üstünde dikili tutulmuştur uzun süreler boyunca. İyi yapmışlar.

Bunun başka toplumlarda farklı biçimleri var. Batıda bir zamanlar suçluların kafalarına boyunduruk geçirirlerdi. Boyun eğmeyi fiziki olarak da sağlamak için. Diz çökme ile boyun eğdirme aynı kültürel gerekçelere bağlı.

KAEPERNİCK'E SAYGI

Her zaman bu anlama gelmez diz çökme. Saygı ifadesidir de aynı zamanda. Yine Çin'de, hala yaygındır bu. Atalarının fotoğrafları önünde eğilmek gibi örneğin. Diz çökmek saygıysa, diz çökmemek de karşınızdaki kişi ya da nesnenin saygın olmadığını ifade etmek demek. Bunun çok çarpıcı bir örneğine 2016'da tanık olduk. Hiç bir şey anlamadığım, bir kere seyredeyim deyip anında vazgeçtiğim şu Amerikan futbolu denen tuhaf sporun, sonradan çok ama çoook saygı duyduğum Colin Kaepernick adlı bir oyuncusu vardı. Bir maç sonrası söylenen ABD ulusal marşını diğer oyuncuların yaptığı gibi ya diz çökerek ya da elini kalbine koyarak değil, gidip sandalyede oturarak dinlemişti. Protesto amaçlıydı bu tavrı tabii. Sonradan neler yaptılar Kaepernick'e malum.

Şimdi hem bu hem de İngiliz komutanlar ile İngiltere Dışişleri Bakanı'nın diz çökmeyi ulusal gururlarına yediremedikleri bir ortamda, ırkçılık karşıtı yüz binlerce beyazın, acılı geçmişlerinden hem ahlaki, hem de insani olarak sorumlu oldukları siyahlar karşısında diz çökmelerinin ne büyük bir eylem olduğunu anlıyor kişi.

Acılı toplumlar karşısında saygı ya da özür için diz çökmek, insanlığı dimdik ayakta tutar. Ben de diz çökenlerdenim. Hiç de gocunmam.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler