Diyarbakır'da KESK'e bağlı kadın sendikacılara polis baskısı

KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, son dönemlerde özellikle de kadın sendikacılara yönelik artan polis baskısına karşı basın toplandıtı yaptı. Çok sayıda kadın sendikacınının da dakıldığı toplantıda, "KESK'e yönelik tehdit ve baskılar bizi korkutamaç, yıldıramaz. Sendikal mücadele bir haktır, engellenemez" yazılı pankart açıldı. Toplantıda, şubeler adına Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şube Sekreteri Serap Kılıç konuştu. AKP'nin korku, baskı ve yasaklar ikliminin topluma dayatması sürecinin, her geçen gün yeni bir anti demokratik yöntemle devam ettiğini vurgulayan Kılıç "Bu yöntemlerden biri 90’lı yıllarda görülen zorla alıkonulma, kaybettirilme uygulamalarıydı. 2018 Türkiyesinde bu yöntemler yeniden devreye girmiş durumdadır.

Bu yönelim özellikle en zor baskı koşullarında bile haksızlıklarla mücadele eden ve anti demokratik uygulamaları dile getiren kadınlara dönüktür. İlimizde KESK’e bağlı sendikaların kadın yöneticilerine yönelik son bir ay içerisinde üç ayrı yol kesme, zorla arabaya bindirip alıkoyma, tehdit ve ajanlaştırma girişimleri yaşanmıştır. Yine arkadaşlarımız yeni KHK’lar ile işinden edilmekle tehdit edilmişlerdir" dedi.

Konu hakkında tehdit edilenlerin suç duyurusunda bulunduğunu dile getiren Kılıç, benzer uygulamaların, diğer kentlerde de yaşandığını öğrendiklerini söyledi. Kılıç, şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığına soruyoruz. Sendikal faaliyetleri yukarıda bahsettiğimiz yol ve yöntemlerle engellemeye dair bilginiz var mıdır? Bakanlığınıza bağlı emniyet güçlerine ait gibi görünen kimlik ve rozetleri kullanarak yol kesen ve kadın yöneticilerimizi zorla alıkoymaya çalışan bu çetelere karşı bir girişiminiz olacak mı? Ayrıca bu açıklama, savcılık ve tüm hukuksal makamlara toplumun huzur ve barışına zarar veren yaşam hakkına yönelik bu tür tehdit girişimlerine dair işlem yapmaya açık çağrımızdır.

Bizler KESK’in fiili meşru mücadelesinden ve büyük emeklerle kazandığımız hiçbir sendikal ve demokratik hakkımızdan bir adım bile geri atmayacağız. Toplumun eğitim, sağlık, örgütlenme ve barış içinde yaşama hakkına dair her zaman bir sözümüz ve eylemimiz olacaktır. Hiçbir baskıya boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz. Her türlü anti demokratik yönelimi kamuoyuyla paylaşarak toplumu korku iklimine teslim etmeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz"