DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: İşten çıkarmalar yasaklanmazsa bunun sonucu devasa bir işsizlik olur
Koronavirüs salgınında alınan önlemler doğrultusunda 'evdekal' çağrısı yapılırken diğer yandan her gün işe gitmek zorunda olan işçiler var. İşveren ise ekonomik tedbirini ya işçi çıkartmaktan ya da ücretsiz izin kullandırmaktan yana alıyor.
Çin’in Vuhan kentinde başlayıp tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye'de de görülmesinin ardından pek çok alanda tedbirler alınmaya başlandı. Birçok işyerinde faaliyetler durduruldu veya çalışmaya ara verildi. Bu durum çalışan sorunlarını da beraberinde getirdi. Giderek yayılan virüste vakaların ve hayatını kaybedenlerin sayısının artmasına rağmen çalışmaya devam eden çok sayıda işçi mevcut. İşini evden sürdürebilen çalışanların yanı sıra ücretsiz izne zorlanan işçi sayısı da çoğunlukta.
Peki koronavirüs salgını çalışanları nasıl etkiledi, çalışanlar için yeterli önlem alınıyor mu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ulusa sesleniş konuşmasında açıkladığı ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ paketi işçi haklarına değiniyor mu, koronavirüse yakalanan işçinin hakkı nedir?
Tüm bu soruları Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile konuştuk. Çerkezoğlu, “Eğer tedbir alınmazsa ve işten çıkarmalar yasaklanmazsa bunun sonucu devasa bir işsizliktir” uyarısında bulundu.
İşte 10 soruda işçilerin korona sürecindeki hakları…
1-Koronavirüs salgınından işçiler nasıl etkilendi?
İşçilerin sağlık açısından nasıl etkilendiğine ilişkin şu aşamada elimizde sağlıklı veri yok. Ancak pek çok işyeri halen faaliyete devam ediyor ve işçiler hijyen ve sosyal mesafe koşullarından uzak biçimde, risk altında çalışıyor. Halen çalışmaya devam eden işçilerin sağlıkları ciddi risk altında. Öte yandan koronavirüsle mücadele kapsamında alınan önlemler çalışma hayatında ciddi sorunlar yarattı. On binlerce işyeri kapatıldı veya faaliyetlerine ara verdi. İşçilerin bir bölümü işten çıkarıldı, bir bölümü ücretsiz izin kullanmaya zorlandı. Ciddi bir işsizlik dalgası gündemde. Bu durum aynı zamanda işçiler için ciddi bir gelir kaybı anlamına geliyor. Koronavirüsün toplumsal tahribatını en fazla işçiler çekiyor.
2-Bundan sonraki süreçte öngörülen olası senaryolar nelerdir?
Çalışma hayatı açısından olası senaryo eğer tedbir alınmazsa ve işten çıkarmalar yasaklanmazsa devasa bir işsizliktir. Ekonomideki durgunluk, talep düşmesi ve yavaşlama nedeniyle önümüzdeki aylarda büyük bir işsizlik patlaması ile yüz yüze kalabiliriz. Zaten ekonomik krizin etkisini atamayan Türkiye şimdi salgın nedeniyle ciddi bir toplumsal tahribat yaşayabilir.
“PAKETTEN SINIF ŞIMARIKLIĞI, SERMAYEYİ KORUMA PERVASIZLIĞI AKIYOR”
3-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 'Ekonomik İstikrar Kalkanı' paketini nasıl değerlendiriyorsunuz, emekçiler için neler yapılması gerekir?
Açıklanan pakete ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ denmiş ama özünde bir işveren kalkanı olduğu anlaşılıyor. Yaşanan felaketin vahameti karşısında gayri ciddi bir paket olarak değerlendiriyorum. Sermaye çevreleri için türlü çeşit kolaylıklar sağlanırken işçiler yok sayılmış. Pakette saçma ve akıl dışı önlemler de var. Örneğin halkın can derdine düştüğü koşullarda konut kredisinin kolaylaştırılmasına ilişkin önlemin amacı ne? Hangi müteahhitlerin özel ricası bu? Dahası halkın eve kapandığı koşullarda uçuşlarda KDV indiriminin anlamı ne?
Paket emekçiler için yapılması gerekenleri adeta bir yana bırakmış. Paketten deyim yerindeyse bir sınıf şımarıklığı, sermayeyi koruma pervasızlığı akıyor.
Yapılması gereken ilk iş işten çıkarmaların salgın süresince askıya alınması ve yasaklanmasıdır. Böylece kitlesel bir işsizliğin önüne geçilebilir. Kapanan ve ara veren işyerlerinin çalışanlarının ücretleri, işsizlik sigortası fonu, işveren ve devlet tarafından ortaklaşa karşılanmalıdır.
Acil ve temel hizmetler dışında tüm işyerleri 14 gün süreyle üretimine ara vermelidir. Burada çalışanların ücretleri 100 Milyar liralık paketten karşılanmalıdır. Çalışan ebeveynlerden birine, 60 yaş üstüne, risk grubu çalışanlara, hamilere ve süt izni kullananlara ücretli izin verilmelidir.
Tıpkı işverenlere yapıldığı gibi işçilerin kredi borçları ve faturaları da salgın süresince ertelenmelidir.
“14 GÜN SÜREYLE İŞYERLERİ TATİL EDİLMELİ”
4- Yeterli önlem alınmadan çalıştırılanlar ya da ücretsiz izine çıkartılanlar var. İşçilerin bu süreçteki hakları nelerdir?
İşverenler işçileri yeterli önlemleri alarak çalıştırmakla yükümlüdür. Ancak pek çok işyerinde sosyal mesafenin korunarak çalışılması mümkün değildir. Dahası servis araçları ve toplu taşıma araçları ciddi tehlike arz ediyor. Bu nedenle zorunlu ve temel hizmetler haricinde 14 gün süreyle işyerlerin tatil edilmesini öneriyoruz.
İşveren işçileri tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkaramaz. Ücretsiz izin işçinin rızası olmadan uygulanamaz. İlk bir haftada işveren işçinin ücretinin yarısını ödemek zorunda. Daha sonra süreler için işveren kısa çalışma ödeneğine başvurmalıdır.
5- Sigorta ödemelerinin erteleneceği söylendi ama buna rağmen işverenler işçileri ücretsiz izne çıkardıkları taktirde işçi, işvereni şikayet edebilir mi?
İşçi, ücretsiz izni kabul etmek zorunda değil. Ancak yasanın işçilere tanıdığı seçenek çok fazla değil. İşçi ücretsiz izin dayatması karşısında iş sözleşmesini feshederek tazminatını talep edebilir. Ancak bu durumda işçinin işsiz kalması anlamına gelir. Daha önce de vurguladığım gibi çözüm işten çıkarmaların yasaklanması ve işçilerin ücretlerinin ödenmesidir.
6- Öncesinde izne çıkartılan işçi, işe döndükten 2 ay sonra işten çıkarıldığında işsizlik maaşı almaya hak kazanır mı?
İşsizlik ödeneğinin üç koşulu var: kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak, iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün iş sözleşmesine tabi olmak ve iş sözleşmesinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak. Bu şartlara uyanlar işsizlik ödeneğinden yararlanabilir.
“ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKINA SAHİPLER”
7- İşçilerin bu süreçte işe gitmemeye direnme hakları var mı?
İşçiler bu süreçte işyerinde yaşamları tehdit edecek açık bir tehlike varsa çalışmaktan kaçınma hakkına sahipler. Bu tutumun sendikalar aracılığıyla ve örgütlü biçimde alınması gerekiyor. Dahası devletin çalışanların sağlığını korumak için daha önce değindiğim gibi temel ve zorunlu olmayan işlerde 14 günlük bir tatil ilan etmesi gerekiyor.
8- Uzaktan çalışan işçiler hak kaybı yaşar mı?
Yasal açından işyerinde çalışan ile uzaktan çalışana arasında bir ayrım yapılamaz.
9- Özel ve kamu sektöründeki işçiler için hak kaybı yaşanmaması için ortak bir karar almak mümkün mü?
Biz bunun için sendikalarla bakanlığın ortak çalışması önerdik. Önerilerimizi yaptık. Ancak maalesef bunlar pakete yansımadı. Sendikaların bu konuda ortak hareket etmesi ve hükümet üzerinde bir baskı oluşturması gerekiyor. Bu sadece sağlık sorunu değil, ciddi sosyo-ekonomik boyutları da var.
10- Çalışan işçi koronavirüse yakalanırsa oluşabilecek hakları nelerdir?
Koronavirüse yakalanan işçinin hakları hastalanan işçilerle aynıdır. Tedavi ve tıbbı bakım hakkı var. Hastalık süresince gelir kaybı nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği alma hakkı var.
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!