Dijital egemenlik olmadan ulusal egemenlik olmaz

Türkiye’nin dijital devrime ne kadar hazırlıksız olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımız bugünlerde geçen yıl yapılan “Gelecek Nasıl Olacak?” başlıklı konferansta sunulan tebliğlerin toplandığı kitabın tanıtımı yapıldı.

Dijital egemenlik olmadan ulusal egemenlik olmaz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.10.2020 - 06:00

Başlıkta kullandığımız “Dijital egemenlik olmadan ulusal egemenlik olmaz” sözü Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erbaş’a ait. Dijital dönüşümün yaşamın her alanında “kırılma” ve “çökme” yarattığı ve bu kırılmaların dezavantajlarına karşılık insana, reel sektöre ve ülkelere büyük avantajlar da sağladığı gerçeğini tartışmak amacıyla 12 Kasım 2019 tarihinde Altınbaş Üniversitesi, Çelebi Stratejik Danışmanlık AŞ ve Türkiye Bilişim Vakfı paydaşlığında “Dijital Yönetim ve Kırılma” başlıklı bir konferans düzenlenmişti. Eski Bakan Prof. Dr. Işın Çelebi’nin Koordinatörlüğünü yaptığı bu konferansta sunulan tebliğler, “Gelecek Nasıl Olacak? - Dijital Yönetim, Kırılma & Yeni Bir Dünya Düzeni” başlığıyla bir kitapta toplandı ve kitabın tanıtımı salı günü gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısında kitabın içeriği anlatılırken dijital dönüşümle birlikte dünyayı ve Türkiye’yi bekleyen tehlikelere dikkat çekildi. 

PARA BULUNDU AMA...

Toplantının açılışını yapan projenin koordinatörü eski bakan Prof.Dr. Işın Çelebi, küreselleşmenin yeni bir düzen anlayışıyla sürdüğünü ve Türkiye’nin bu yeni düzene hazırlıksız olduğunu belirterek şunları söyledi: “1995 yılında ‘Her Eve Bilgisayar’ projesini geliştirmiştim. Yaklaşık 7 milyon evde 15 milyon öğrencinin yaşadığını düşünerek 1.5 milyar dolar tutarında internet altyapısını kurulmasını projelendirmiştik. Dünya Bankası ile konuşarak 600 milyon dolar kredi temin ettik. Ancak bürokrasi bu kredinin 300 milyon dolarının ithalatta ve okul tamiratlarında kullanımını uygun gördü. Kalan 300 milyon doları da Dünya Bankası’na 2000 yılında iade etti. İnternet altyapısı kurulamadı. Bugün geldiğimiz nokta; uzaktan eğitim sistemi çöktü. Çünkü altyapı yeterli değil. Fiber optik altyapısı yetmiyor. Bu gelişmeleirin gerisinde kalacağız ne yazık ki. Nasıl otoyollar yaygınlaştığında taşıma ve pazarlar geliştiyse haberleşme ve iletişim altyapısı geliştiğinde de dijital teknoloji ve ekonomi gelişecektir.”

SEKTÖR İŞLETMELİ

Konferansın ve kitabın sonuç bildirgesinde dijital devrimin yarattığı kırılmalar, bu kırılmalara karşı alınacak önlemler ile avantaja çevrilebilecek konu başlıklarından bazıları şöyle sıralanıyor:

- 4 G’nin sayısal dönüşümü desteklemesi mümkün değildir. Ülke olarak 5G’ye geçiş konusunda yol haritası ortaya konulmalı ve bu konuda yerli firmalara da bir rol tanımlanmalıdır.

- Ülkemizde 11 altyapı şirketi olmasına karşın 2010 yılından beri fiber altyapının ilerlemediği görülüyor. Telekom operatörlerinin son 9 yılda geldikleri durum değerlendirildiğinde bu yatırımın bizzat devlet tarafından yapılmasının ve altyapının kâr amacı gütmeyen, bir ayrı şirket olarak ve telekom sektörünün kendi bileşenleri tarafından işletilmesi daha gerçekçidir.

- Veri merkezi sektörü de iyi durumda değil. Bunun sonucu bankacılık ya da vatandaşların kişisel verileri AB’nin talep ettiği gibi yurtiçi sunucularda kalsın dememiz mümkün değil. Veri merkezi sektörü siber savuma anlamında da önemli bir sektördür. Ülkemize yapılacak saldırılarda bu veri merkezlerinin sunucularına yerleştirilecek olan botnerler görev alabilir.

SİBER GÜVENLİK GÖZDEN KAÇMASIN

- Biyoteknoloji, robotik, drone, blokchain konularında çalışacak startuplar için teşvik ve destek oluşturulmalıdır. Teknoparklar gençlerden çok büyük şirketlerin yer alabileceği şekilde oluşuyor.

- Dijital dönüşüm ve kırılma için çalışırken siber güvenliğin gözden kaçırılmaması gerekiyor. Siber güvenliğin eğitim programlarında ağırlıklı yer alması ve hem siber güvenlik hem de altyapının rahatlatılması amacıyla ülkede internet trafik değişim noktaları kurulması gerekli. Trafiğin temizlenmesini ve ülkemizdeki IP bilgi birikiminin de yükselmesini mümkün kılacak olan bu trafik değişim noktası, Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’ya ve hatta ABD’ye denizaltı kabloları ile giden trafiğe karasal bir alternatiftir. Ceşitli ülkelerin verilerine yol (bir çeşit İpek Yolu) sağlayacağı için Türkiye’ye politik güç, para, teknik bilgi sağlayacaktır.

- Ambargo sadece fiziksel konularda olmayabilir. Microsoft ya da Google yoluyla ABD, Türkiye’ye bir ambargo uygulasa birçok şirketimiz zor durumda kalır. Bu nedenle yerli yazılımlar ve Ulak gibi yerli teknolojilere özen gösterilmeli.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler