Diagne uyandı, Galatasaray geri döndü!

Galatasaray hızlı hücum ediyor, pozisyon buluyor, hatta rakip ceza alanda topla oynama süresinde rekor kırıyor ama gol gelmiyordu ki, Melnjak ile Emre Akbaba arasındaki dirsek-boyun teması ile gelen penaltı düğümü çözdü...

Topun başına gelen Diagne biraz zorlansa da kalecinin altından ağları görüyor, tıpkı geçen haftaki gibi penaltıdan takımını öne geçiriyordu..

Ancak bu kez bir fark vardı geçen haftaya göre; Galatasaray oyunu da skoru da tuttu.

Diagne de 2 yıl önceki ‘golcü’ kimliğini anımsayınca kolay bir galibiyet aldı Sarı-Kırmızılı takım.

Gerçi attıklarının neredeyse 10 mislini kaçırdılar. Ama Senegalli yıldızın 2. ve 3. golleri gerçekten güzeldi. Zaten Falcao’suz günlerde Diagne’den beklenen bu; risk alma, topu çerçeveden içeri yolla. Çünkü takım Falcao’ya çalışmadığı kadar Diagne’ye çalışıyor, gol atsın diye uğraşıyor.

Elbette 8 eksikli takımda sadece Diagne’nin fırsatçılığı getirmedi bu sezonun en farklı galibiyetini.

Örneğin savunma bu kez laubali değildi. Lines’ten Emre Taşdemir’e, Donk’tan Marcao’ya sakin oynadılar. Orta alanda ise güzel futbolunu golle süsleyen bir Taylan Antalyalı vardı, bir de Emre Kılınç. Birbirlerini tamamlıyorlar. Bu ikilinin yanındaki Oğulcan da kanattan rakibi zorlayınca tüm üstünlük Galatasaray’da kaldı maç boyu. Emre Akbaba hala istenen tempoda değil ama maç için öyle bir şey yapıyor, galibiyete imzasını atıyor; ilginç futbolcu.

Ve Feghouli. Yönetimle olan sıkıntısı nedeniyle gönülsüz. Ama dün Belhanda’nın görevini üstlendi. Biraz da Arda’nın görevi ondaydı. Bir vardı bir yoktu ama olduğu anlarda da attığı kritik paslarla takımını yönetti. Galiba Fatih Hoca’nın ‘sen önemlisin’ sözü etkili olmuş.

Gelelim Rizespor’a; şu başkanları Hasan Kartal sussa belki daha iyi top oynayacaklar. Galatasaray maçı öncesi  esti gürledi, belli ki takımını strese soktu. Şu 1980 model yönetici ve başkan tarzının bitmesi lazım.