Devlet sözünü tutsun

Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’dan Hrant Dink’e uzanan katliamların ardından dönemin yetkililerinin verdikleri “namus sözü” bir türlü yerine getirilemedi. Cinayetlerin aydınlanmasını bekleyenler birkaç tetikçiyle oyalandı. Gerçek faillere ulaşılması için yapılan girişimler hep engellendi. Aydınlara yönelik suikastı gerçekleştiren kişi ve grupların bağlantıları görmezlikten gelindi. Cinayetlerin örgütsel kökenleri ortaya konulamadı. İlişkiler örtbas edildi. Mumcu, Aksoy, Üçok, Kışlalı’dan Dink’e kadar uzanan pek çok faili meçhul cinayet halen çözülmeyi bekliyor.

Uğur Mumcu evinin önünde anıldı

Uğradığı bombalı suikast sonucu 24 Ocak 1993'te yaşamını yitiren araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 18. yılında evinin önünde düzenlenen törende anıldı.

Mumcu'nun evinin önünde düzenlenen anma törenine 3 bini aşkın yurttaş katıldı. CHP, DSP, İşçi Partisi, DİSK, Eğitim-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği ve Beşiktaş Çarşı taraftar grubu da törene katılanlar arasında yer aldı. Törende sanatçı Selda Bağcan'ın Uğur Mumcu katledildikten sonra kaleme alıp bestelediği "Uğurlar Olsun" adlı parça çalınırken "Uğurlar ölmez", "Uğur Mumcu yaşıyor", "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları atıldı.

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ile birlikte Mumcu'nun evine geldi ve Uğur Mumcu'nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu'ya taziyelerini iletti. Daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ile birlikte Mumcu'nun evine geldi. CHP Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay da Baykal ve Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu sırada Uğur Mumcu'nun evini ziyaret edenler arasında yer aldı. DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi de Mumcu ailesine ziyarette bulundu.
Uzun süre sonra bir araya gelen Baykal ve Kılıçdaroğlu burada bir süre sohbet etti. Ardından Güldal Mumcu, kızı Özge Mumcu ve oğlu Özgür Mumcu, evin karşısındaki Uğur Mumcu anıtına mum ve karanfiller koydular. Kılıçdaroğlu ve Baykal da anıta mum ve karanfil bıraktı.

"Devlet üzerine düşeni yapmadı"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu'nun evinden çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Uğur Mumcu Türk basın dünyasının önemli bir simgesi, bugün onu anıyoruz. Faili meçhule kurban gitti, acısı hala dinmiş değil. Arkasındaki karanlık güçlerin açıklığa kavuşturulması gerekiyordu. Ama devlet bugüne kadar üzerine düşeni yapmadı. Namus sözü verildi, gereği yapılmadı. Bugün hala faili meçhullerin aydınlatılmasıyla ilgili önergelerimizi veriyoruz, bu konuda araştırma yapılmasını istiyoruz. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi verdiğimiz her önergeyi reddediyor. Umuyorum Uğur Mumcu'nun özlem duyduğu aydınlık bir Türkiye'yi, faili meçhulleri aydınlatarak, gerçek suçluları yakalayıp yargının önüne çıkararak görevimizi yerine getirmiş oluruz."

Ulusal Parti unutmadı

Ulusal Parti İstanbul İl Başkanlığı üyesi bir grup, yürüyüş gerçekleştirdi. Galatasaray Meydanı’nda dün toplanan Ulusal Partililer, “Uğur Mumcu ve Atatürk şehitlerini anıyoruz” pankartı ve dev Türk bayrağı açarak Taksim Meydanı’na doğru yürüdüler. Yürüyüş sırasında Gençlik Marşı’nı söyleyen topluluk, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Eşref Bitlis, Necip Hablemitoğlu gibi, saldırılarda yaşamlarını yitiren demokrasi şehitlerinin fotoğraflarını taşıdılar. Sloganlar atan topluluk Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde bir basın açıklaması yaptı.
 

Meşalelerle yürüdüler
Gazeteci yazar Uğur Mumcu, Kadıköy Belediyesince düzenlenen törenle anıldı.
Caddebostan Kültür Merkezi'ndeki tören, Uğur Mumcu için saygı duruşunda bulunulması ve hayatından kesitlerin sunulduğu sinevizyon gösterisi ile başladı.
Anma töreninde konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, sözlerine Uğur Mumcu ve Gaffar Okan'ı anarak başladı.

Öztürk, Mumcu'nun yazılarından örnekler vererek, ''Mumcu bugün yaşasaydı yine 'sakıncalı piyade' olacaktı. Belki Silivri'de olacaktı ama yine aynı şeref sözlerini verecekti. Unutmayacağız sizi Uğur Mumcu, kalbimizde yaşıyorsun, yaşayacaksın'' diye konuştu.
Gazeteci Işık Kansu da, Uğur Mumcu'nun kendisinin meslekteki ustası olduğunu dile getirerek, ''Gazeteciliğin özünü Uğur Mumcu'dan aldım'' dedi.

Mumcu'nun kendisine araştırmacı gazetecilik yolunu açtığını da ifade eden Kansu, Mumcu'nun gazeteciliğinin çok ileri görüşlü bir araştırmacı gazetecilik olduğunu söyledi.
Kansu, gazeteciliğin gündelik bir iş olduğunu ve yazılanın ertesi gün bayatladığını dile getirerek, ''Gazeteciliğin zor yanı bağlantıları ve ilişkileri yakalayıp kamuoyuna duyurmaktır. Mumcu'yu sıradışı yapan bu özelliğidir. Mumcu'yu yaşatan bu özelliğiydi, Mumcu'yu öldüren de bu özelliğiydi'' dedi.

Törende daha sonra şarkıcı Onur Akın, mini bir konser verdi.

Mumcu'nun Şişli'deki anıtı önünde anma töreni düzenlendi

CHP Şişli İlçe Başkanlığı önünde toplanan partililer, ellerinde ''Unutmadık, unutturmayacağız'' ve ''Uğurlar olsun'' yazılı dövizlerle Harbiye Halaskargazi caddesi üzerindeki Uğur Mumcu Anıtı önüne kadar yürüdü. Burada saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından grup adına açıklama yapan CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven, Mumcu'nun öldürülüşünün üzerinden 18 yıl geçtiğini belirterek, CHP olarak onu anmak için bir araya geldiklerini kaydetti.

Balbay'dan mektup

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Uğur Mumcu’nun Türkiye’nin dönüştürülmesi için öldürüldüğünün bugün daha net anlaşıldığını vurgulayarak “Bugün güç sahipleri amaçlarına ulaşmış olduklarını düşünebilirler. Ancak başaramayacaklar. Çünkü Anadolu’yu tanımıyorlar. Bu topraklar esareti kusar” dedi.

Ergenekon davası kapsamında Silivri’de tutuklu bulunan Balbay, gazetemiz yazarı Mumcu’nun katledilişinin yıldönümü anısına Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel’e gönderdiği mektupta, 2011 yılından bakıldığında 1993’ün daha iyi anlaşıldığını vurguladı. Mumcu’nun, Türkiye’nin Ankara’dan yönetilmemesi ve Cumhuriyet kazanımlarının tüketilmesi için öldürüldüğüne dikkat çeken Balbay, “Uğur Mumcu, yönü uygarlığa, çağdaşlığa değil Ortadoğu bataklığına dönük bir Türkiye’nin oluşması için öldürüldü. Bugün bakmayın sahte AB söylemlerine; hükümet, Lübnan’daki hükümetin devrilmesine ülke sorunlarından daha çok üzülüyor. Bugün, gün geçmiyor ki Atatürk Türkiyesi’nin temel taşlarından biri ‘tarifini yeniden yapalım’ adı altında saldırıya uğramasın. Mumcu, toplumun yolsuzluklara alışması, olağan karşılaması, yolsuzluk haberlerinin ‘haber değeri taşımaması’ için öldürüldü. Bugün yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmiyor, yolsuzluk haberlerini yapanların üzerine gidiliyor. Özetle Uğur Mumcu Türkiye’nin dönüştürülmesi için öldürüldü” dedi.

1990’lı yıllardaki aydın cinayetlerinin ardından, 2000’lerde saldırı aracı olarak hukukun seçildiğini belirten Balbay, Silivri kalesi sürgünlerinin geleceğe sürgün verdiğini belirtti.

Gazeteci Tuncay Özkan da şöyle seslendi: “Mumcu, Mustafa Kemal düşüncesinin 20. yüzyıla ulaşan en değerli kaynaklarından biriydi. O kaynak Anadolu’nun gürül gürül akan nehirlerinden biri oldu 24 Ocak’ta. O güne kadar bizim Uğur Abimizdi; şimdi özgürlük, bağımsızlık ve doğruluğun mihenk taşı oldu.”

TGC’den açıklama: Yeni saldırılara cesaret veriliyor

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC), Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu katledilmesinin 18. yılı dolayısıyla yapılan açıklamada, “Tetikçilerin arkasındaki odakların bulunması yolunda atılan adımların önü yıllardır tıkanıyor” denildi.

TGC’den yapılan açıklamada, Mumcu’nun katledilmesinin üzerinden 18 yıl geçtiği anımsatılarak “Türkiye’nin demokrasi sınavını bir türlü geçemediği” vurgulandı. Açıklamada, “Çağdaş bir hukuk devleti için, halkın haber alma özgürlüğü için hizmet veren gazetecilere yönelik saldırıların ve cinayetlerin asıl tetikçileri hiçbir zaman bulunamıyor. Bu da gazetecilere yönelik saldırıların cesaretlendirilmesine neden oluyor” denildi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir de Mumcu’nun katledilmesinin acısının halen yaşandığını belirterek saldırı bağlantılarının ortaya çıkarılmasını istedi.

BASIN KONSEYİ UĞUR MUMCU'YU ANDI

ÖZGÜR MUMCU, BABASI UĞUR MUMCU'YU YAZDI