Deprem nasıl olur? İstanbul, beklenen Marmara Depremi'nden ne ölçüde etkilenecek?

İzmir’in Seferihisar ilçesinin açıklarında AFAD’a göre 6.6, Kandilli’ye göre ise 6.9 büyüklüğündeki son deprem, yurttaşı kaygıya sürükledi. Bu depremlerin, beklenen Marmara Depremi’ni tetikleyip tetiklemeyeceği kafalarda soru işareti olarak belirirken deprem gerçeğinin bilimsel olarak açıklamasını, depremi yaratan etkenleri ve İstanbul’un korkutan deprem geçmişini sizler için derledik.

Deprem nasıl olur? İstanbul, beklenen Marmara Depremi'nden ne ölçüde etkilenecek?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.06.2020 - 17:04

Deprem nedir sorusunu 17 Ağustos faciasının ardından sormaya başlamamıza karşın henüz içimizi ferahlatacak önlemlerin alınamadığı gerçeği de karşımızda duruyor. Son zamanlarda yaşanan depremler ise yurttaşın korkmasına yetti. 

DEPREM NEDİR?

Yerküre sabit değildir. Üzerinde yaşadığımız kara parçaları da hareketli bir yapıya sahiptir ve plakaların (levhaların) hareketleri ile birbirlerini ittirmeleri gerekiyor. İşte bu hareket etme-ettirme süreci içinde yerküre içinde bulunan enerjinin kırılmalar yoluyla boşalması söz konusu oluyor. Bir başka deyişle, yerküredeki kırılmalar sonucunda aniden meydana gelen titreşimlerin dalgalar halinde genişleyerek etkilediği bölgeleri sarsması “deprem nedir?” sorusunun kısa cevabıdır. Depremin, günümüz teknolojisinin tüm gelişmiş gücüne karşın önceden tahmin edilemediği gibi herhangi bir şekilde ertelenmesi ya da yaşanmasının önüne geçilmesi mümkün gözükmemektedir. 

“DEPREM NEDİR?” SORUSUNU DEPREM NEDEN OLUŞUR?” SORUSU TAKİP EDİYOR

Jeolojik gelişmeler bu coğrafyanın insanını yakından ilgilendiriyor çünkü Deprem Bölgesi Haritası’na göre Türkiye’nin yaklaşık yüzde 92’lik bir bölümü deprem bölgesi olarak belirlenmiş durumda. Ülkemizi saran 3 deprem fay zonu Türkiye’deki tektonik hareketliliğin yoğun olduğunu gösteriyor. 

Depremin oluşma sebebi ise Litosfer katmanında yaşanan levha hareketleridir. Buradaki levhalar; birbirine sürtünür, birbirlerini sıkıştırır ya da birbirlerinin altına veya üstüne geçerek bir yer değiştirmeye sebep olurlar. İşte “depremin oluşmasının özet sebebi.

TÜRKİYE’Yİ ETKİLEYEN FAY HATLARI 

Türkiye’yi üç koldan sardığı gözlemlenen fay hatları; Kısaca KAF olarak bilinen Kuzey Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattı olarak isimlendiriliyor. 

KUZEY ANADOLU FAY HATTI: NAM-I DİĞER KAF

Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biri olarak değerlendiriliyor. 

Anadolu Levhası, kuzeydeAvrasya Levhası, güneyden ise Arap Levhası tarafından sıkışmış durumdadır. Bu sıkışmadan dolayı batıya doğru hızlı hareketler ortaya koymaktadır. KAF sisteminin, bu nedenle yüksek sismik aktivite gösterdiği biliniyor.

KAF, 1100 km uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattı olarak açıklanıyor. Van Gölü'nden Saros Körfezi'ne kadar tüm Kuzey Anadolu'yu kesen bu hat,tek bir faydan oluşmadığı gibi; parçalanmış-ezilmiş kayaçlar, soğuk ve sıcak su kaynakları, gölcükler, traverten oluşumları, genç volkan konilerinin altında yer alıyor.

BÜYÜK İZMİR DEPREMLERİYLE HATIRLADIĞIMIZ BATI ANADOLU FAY HATTI 

Kısaca BAF olarak tanımlanan Batı Anadolu Fay Hattı, Anadolu'nun batısında doğu-batı uzanışlı, kuzeyden-güneye doğru sıralanan pek çok faydan oluşan deprem alanıdır. Fethiye-Burdur Fayı, Gökova Grabeni, Knidos (Cumalı, Yakköy) Fayı, Büyük Menderes Grabeni, Yavansu Fayı, Küçük Menderes Fayı, Gediz Grabeni, Simav Grabeni, Eskişehir Fayı

DOĞU ANADOLU FAY HATTI

Doğu Anadolu Fay Hattı Türkiye'nin doğusunda yer almakla birlikte Anadolu Levhası ve Arap Levhası arasındaki sınır boyunca uzandığı bilinmektedir.

BEKLENEN MARMARA DEPREMİ 

Türkiye’nin finansal başkenti olduğu gibi can damarı haline gelen ve en kalabalık nüfusa sahip olmasıyla bilinen İstanbul, birçok uzmanın ciddi uyarılarına göre çok büyük bir tehdidin hedefinde. Bu tehdit, beklenen büyük Marmara Depremi. 

Marmara’daki pek çok şehri yıkıcı bir şekilde etkilemesi muhtemel olan Marmara Depremi, konunun uzmanlarına derin yaralar açabilir. Özellikle nüfus yoğunluğu ve yanlış yapılaşma sonucu ortaya çıkan tabloyla daha korkutucu senaryoların başrolüne oturtulan İstanbul’u etkileyeceği belirtilen Marmara Depremi için, “elin kulağında” uyarıları yapılmakta.

2 BİN YILDIR BEŞİK GİBİ SALLANAN KENT: İSTANBUL

Tarihi kaynaklara göre pek çok depremde yıkılan ve ağır hasar gören İstanbul’un depremle bilinen deneyimi yaklaşık 2 bin yıllık. 

Kentin resmi tarihinde rastlanan ilk büyük deprem 29 yılında gerçekleşmiş ve Gemlik’in merkez üssü olduğu bu sarsıntıda İzmit ile İznik’in yerle bir olduğu belirtilmektedir. 

Tarihçi Murat Bardakçı’ya göre “İstanbul’da yaklaşık 250 yılda bir büyük deprem yaşanmaktadır. Bu depremler bir kez geldi mi şehir günlerce sallanmaya devam etmektedir. İddiasını güçlendirmek isteyen Bardakçı, 434 ve 446’daki iki büyük depremi örnek gösteriyor ve bu son depremin ardından şehrin tam 3 ay sallandığını belirtiyor. 

TSUNAMİYE YOL AÇAN VE ŞEHRİ 40 GÜN SALLAYAN 553 DEPREMİ 

İstanbul’u yıkıcı biçimde etkileyen bir başka deprem ise 15 Ağustos 553 tarihini taşıyor. O gün yaşanan depremin ardından İstanbul’un 40 gün beşik gibi sallandığı tarihi kayıtlarda yer alıyor. 

Aynı dönemde pek çok artçının da yaşanması halkı derinden etkiledi. Kentin büyük kısmı ya yıkıldı ya da hasar gördü. Yedikule’nin surlarından kiliselere kadar birçok yerde yıkım meydana geldi. Marmara Denizi’nde gerçekleşen tsunami sonrası şehrin iç kısımları sular altında kaldı. Bu depremden İstanbul ile birlikte İzmit de ciddi boyutlarda etkilendi. 

İMPARATORUN YARDIMCISI ODADA AÇILAN YARIKTAN DÜŞTÜ 

1 Mart 1202 tarihini taşıyan büyük depremde Bizans İmparatoru’nun odasının bir kısmı yıkıldı. Sarsıntı sırasında odada oluşan yarıktan düşen saray görevlisi hayatını kaybetti. 

1 Haziran 1296’daki bir başka yıkıcı depremde İstanbul’un büyük bir kısmının hasar gördüğü, binaların neredeyse tamamının yıkıldığı iddia ediliyor.

DERİN ETKİ YARATAN KIYAMET-İ SUGRA 

2. Bayazıd döneminde Osmanlı’nın başkenti İstanbul, 10 Eylül 1509’da depreme uyandı. O gün sabaha karşı meydana gelen deprem, tsunaminin oluşmasına ve şehrin sular altında kalmasına sebep oldu. O sabaha karşı kentte oluşan yarıklardan düşüp yaşamını yitiren insan sayısı bilinemediği gibi kent, nüfusunun yüzde 10’unu bu depremde kaybetmişti.

Depremin İstanbul halkını oldukça derinden etkiledi. Halk bu büyük yıkım karşısında o günü “Kıyamet-i Sugra (Küçük Kıyamet) olarak nitelendirdi. 

Deprem sonrası dönemin sultanı 2. Bayazıd, geçici süre Edirne’ye taşındı.

BAYRAM SABAHI BÜYÜK DEPREM 

22 Mayıs 1766 tarihinde  3. günü kutlanan Kurban Bayramı’nda 6.9 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Bu depremin ardından yer altından seslerin duyulduğu iddia edildi. Yaklaşık iki dakika süren depremin ardından oluşan yarıklarda çok sayıda insanın hayatını kaybettiği söyleniyor.  Hemen ardından yaklaşık 4 dakika süren ikinci bir depremle sarsılan İstanbul, yerle bir oldu. Bu depremlerin artçıları neredeyse 8 ay kadar sürdü ve hafızalarda yer etti. 

20. YÜZYILIN DEPREMLERİ 

İstanbul’u derinden sarsan depremlerden biri de 9 Ağustos 1912’ye tarihleniyor. Depremin büyüklüğü 7.3, yarattığı şiddet ise unutulmaz oldu. Merkez üssüŞarköy olarak belirlenen 1912 Depremi’nde Edirne’nin güney kısımları ve İstanbul ağır yara aldı. 

Cumhuriyet’in ilanından sonra 4 Ocak 1935’te 6.4 büyüklüğünde ve 18 Eylül 1963’te 6.3 büyüklüğünde iki deprem daha yaşandı ancak bu depremlerde ağır bir yara oluşmadı.

17 Ağustos 1999’daki yıkıcı sarsıntılar ise deprem gerçeğini yüzümüze tokat gibi çarptı. Aradan geçen uzun süreye karşın alınan önlemlerin kimseyi tatmin etmediği görülüyor. İstanbul’u içine alacak büyük Marmara Depremi’nde yaşanabilecek kayıpların değerlendirilmesine ilişkin tüyler ürperten öngörüler sunuluyor. Prof. Dr. Celal Şengör’e göre böyle yıkıcı bir depremde en az 100 bin insanımız hayatını kaybedecek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile birlikte ortaya koydukları bir çalışmaya göre şehir genelinde yüksek riskli bina sayısı 50 bin civarında.Kurtarma ve enkaz çalışmalarına katılacak personel sayısına ilişkin açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, “Eleştirdiğimiz zaman bozuluyorlar ama, biz söyleyelim; Elazığ’da deprem oldu, 72 bina yıkıldı, bunlardan 5-10 tanesi yüksek katlıydı. Bu her yüksek binanın enkazı önünde 10 kişi olduğunu varsayalım, 3 vardiya çalışmış olsunlar, bir bina için 30 kişi. İlk 72 saat çok önemli, altın saatler diyoruz değil mi?İstanbul için düşünelim, 30 bin bina çökse 900 bin kurtarma elemanına ihtiyaç var demek. Var mı bu, yok, olsa deprem olduktan sonra 900 bin kişiyi getirip koordine edebilir misiniz? Hayır!” ifadelerini kullanmıştı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler