Deniz Gezmiş posterini taşımak da suç oluyor
AKP hükümeti, uzun süredir üzerinde çalışmaları yapılan “ iç güvenlik paketi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu. Üç bölüm halinde hazırlanan yasa tasarısıyla, “cemaatçi kadrolara” dönük kapsamlı tasfiye yolu açılırken, polis ve valilere ise “olağanüstü yetkiler” veriliyor.
Gösterilerde yüzünü kapatan, molotof atan, suç unsuru afiş, resim taşımak artık tutuklama nedeni haline gelirken, 4 yıla kadar da hapis cezası öngörülüyor. Bu durumda Mahir Çayan, Deniz Gezmiş veya Abdulah Öcalan gibi isimlerin fotoğraflarını taşımak suç olacak. Diğer yandan Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları’nda general ve amiraller hariç atama ve görevden almaları artık İçişleri Bakanı yapacak.
Hükümet, 43 maddelik güvenlik paketini dün Meclis Başkanlığı’na gönderdi. Tasarıyla 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Yasası’nda değişikliğe gidilerek polisin yetkileri arttırılıyor. 2559 sayılı yasada, polisin durdurma ve kimlik sorma yetkisi düzenlenirken, polisin kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılmasını isteyemeyeceği düzenleniyordu. Ancak bu tasarıyla uygulama kökten değiştiriliyor. Tasarıyla polis, kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerini arayabilecek. Kolluk amiri, arama kararını 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunacak. Bu madde, özellikle Bingöl’deki emniyet müdürlerine yönelik saldırı olayından önce kentte hakimin izin vermemesi nedeniyle genel arama yapılmaması ve saldırının gerçekleşmesi nedeniyle getirildi. Tasarıda maddenin gerekçesinde, amacın kişilere ve topluma yönelik “muhtemel tehlikeleri önlemek” olduğu ifade edildi. Tasarıyla polis, “kendisi veya başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri” eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alabilecek, olay yerinden uzaklaştırabilecek ya da yakalayabilecek. Bu durum özellikle bir kentten başka kente protesto veya anma amaçlı gidenlerin, kente girişlerinin engellenmesine yasal imkan tanıyacak.
Molotofa silahlı müdahale
Tasarıyla polisin zor ve silah kullanma yetkisi de arttırılıyor. Bu kapsamda polise, toplumsal olaylara müdahalede “suç işleyenlerin tespiti ve suç üstü yakanlanması” amacıyla “boyalı” su kullanılması yetkisi veriliyor. Gerekçede, bu yolla eylem sonrası kalabalıklar dağıtıldıktan sonra yakalama işleminin yapılabilmesinin sağlanacağı belirtildi.
Önleme dinlemesine tatil ayarı
Önleme dinlemelerinde gecikmesinde sakınca bulunan hallerde emniyet müdürünün veya jandarma komutanının verdiği dinleme kararının hakim onayına sunulmasının süresi 24 saatten 48 saate çıkarılıyor. Bu durum, dinleme kararının tatil günlerine denk gelmesi halinde 24 saat içinde hakimden onay almanın mümkün olmamasına bağlandı. Bu konuda yetkili ve görevli hakimin de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olduğu yasaya girdi. Tasarıyla yasaya aykırı ve keyfi dinlemelerin önüne geçilmesi için istihbarat birimleri yılda en az bir defa denetlenecek.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı maddeler ile demir bilye ve sapan kullanılması da suç kapsamına alınıyor ve taşınması yasaklanıyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde molotof gibi maddeleri taşıyanlar veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini örterek katılanlara 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası getiriliyor. Bu durumda Mahir Çayan, Deniz Gezmiş veya Abdulah Öcalan gibi isimlerin fotoğraflarını taşımak suç olacak.
Polise 48 saatlik gözaltı
Polise suç üstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla 48 saate kadar gözaltı yapma yetkisi veriliyor. 48 saatlik gözaltı, “şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda” uygunabilecek. Bu sürenin sonunda savcıya yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilecek. Suç üstü gözaltıları; toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir ve şiddet olayları, kasten öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma, fuhuş, kötü muamele, TMK’de düzenlenen suçlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde molotof, sapan gibi silah kullanılması, sokağa çıkma yasağını ihlal etme suçlarında uygulanacak. Bu düzenleme yasalaşırsa polis Gezi, Kobani gibi eylemlerde savcı veya mahkeme kararı olmadan bir kişiyi 48 saat gözaltında tutabilecek.
Valiye savcı yetkisi
Güvenlik paketinde, valilerin lüzumu halinde kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler vermesinin önü açıldı. Tasarıda yer alan düzenlemeyle valiler, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak için kamu kurum ve kuruluşlarının bütün araç ve gereçlerinden yararlanabilecek, adli ve askeri kuruluşlar hariç kamu personeline görev verebilecek. Kamu kurum ve kuruluşları, valinin emrini yerine getirmezse, talimatlar kolluk aracılığıyla uygulanacak. Valiye verilen bu yetkileri kaymakamlar da kullanabilecek.
Polis okulları sil baştan
Tasarının en önemli bölümlerinden biri emniyet kadrolarının yeniden düzenlenmesine ilişkin oldu. Hükümet, emniyetin yönetici kadrolarındaki “cemaate” yakın isimleri tasfiye etmek, polis okullarındaki kadroları dağıtmak için de sil baştan değişikliklere gitti. Tasarıya göre polis koleji kapatılacak ve burada öğrenimine devam eden öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınav puanları dikkate alınarak, durumlarına uygun okullara naklen kaydedilecek. Polis kolejindeki personel, MEB bünyesindeki okullara atanacak.
Tasarı açıklanmadan önce Polis Akademesi Başkanlığı’nın da kaldırılması gündemdeydi. Ancak hükümet bundan geri adım attı. Ancak tasarıyla Polis Akademisi Başkanı dahil tüm yönetici kadronun görevi düzenleme yürürlüğe girince sona erecek ve kurumla ilişkileri kesilecek. Akademinin tüm yönetici kadrosu sil baştan yeniden atanacak. Polis meslek yüksekokulları İçişleri Bakanı’nın onayıyla polis meslek eğitim merkezine dönüştürülebilecek. Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne dönüştürülecek. Bu fakültede halen okuyan öğrenciler, YÖK tarafından çeşitli üniversitelere atanacak. Yine bu kurumlardaki personel de kurum dışına çıkartılacak.
Müdürler emekliye
Tasarıyla emniyetteki kadro fazlası müdürler emekliye sevk edilecek. Bu yöntemle iktidar, özellikle cemaate yakın polis şeflerini tasfiye edecek. Düzenleme yürürlüğe girmeden önceki son beş yıl içinde yetkili disiplin kurullarınca meslekten veya devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği halde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğradığı için cezalandırılamayan emniyet teşkilatı personeli de resen emekliye ayrılabilecek. İkinci sınıf emniyet müdürü rütbesinde olan polis amirleri; ilçe emniyet müdürü olarak atanabilecek.
Jandarma’da atama İçişleri’ne
Tasarı, jandarma teşkilatı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda yapılacak bir çok atama ve görevden alma İçişleri Bakanlığı’na bağlanıyor. General rütbesinde olmayan daire başkanlarıyla il ve ilçe jandarma komutanlarının atanmaları, yer değiştirmeleri ve geçici görevlendirmeleri İçişleri Bakanı tarafından yapılacak. Askeri nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen jandarma personeli İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılabilecek. İllerdeki görevden alma ve uzaklaştırmaları ise vali yapacak. Jandarmanın askeri görevleri haricindeki diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri Bakanlığı, valiler ve kendi amirleri tarafından denetlenecek ve teftiş edilecek.
Bonzai düzenlemesi
Öte yandan tasarıda toplumu ilgilendiren çeşitli düzenlemeler de yapıldı. Buna göre bonzai Türk Ceza Kanunu kapsamına alınıyor. Araç kiralama şirketleri, kiralanan araç bilgileri, aracı kiralayanların kimlik bilgileri ve kira sözleşmesi kayıtlarını, usulüne uygun şekilde günü gününe tutacak ve bunları emniyet ile paylaşacak. Tasarıyla, Nüfus Hizmetleri Yasası’nda da çok sayıda değişiklik yapılıyor. İstenmeyen soyadları, nüfus müdürlükleri tarafından değiştirilebilecek. Yazılı talepte bulunmak kaydıyla; boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin verilen kadının evlenmeden önceki soyadını; eşinin soyadı ile birlikte önceki soyadını taşıyan kadının sadece eşinin soyadını kullanmak istemesi halinde nüfus müdürlüğünce gerekli işlem yapılacak.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!