Demokrasi aşığıydı
Vehbi Koç Vakfı 50. Yılını kutlamaya hazırlanırken kızı ve Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel babasını anlattı.
Vehbi Koç büyük kızı Semahat Arsel ile birlikte.
Sadece ünlü bir insanı kimliği ile değil, farklı yönleri ile de tanır Vehbi Koç’u tüm Türkiye; “Bir demokrasi aşığı olarak, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren özel girişimde öncülük etmesiyle, sosyal kalkınmanın önemine inanıp yaptığı hayır işleriyle, vakıflar kültürünün oluşmasına önemli katkıları ile, siyasi liderlere yazdığı mektuplar ile...”
1969 yılında Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak kurulan Vehbi Koç Vakfı 17 Ocak 2019’da 50. yılını kutlamaya hazırlanırken 22 yıl önce aramızdan ayrılan Vehbi Koç’un büyük kızı ve vakfın yönetim kurulu başkanı Semahat Arsel, Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım ve Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl ile küçük bir gazeteci grubu olarak bir araya geldik. Arsel babasını daha farklı yönleri ile de anlattı bize: “Disiplinli, araştırmacı ve azimliydi... Ben biliyorum demezdi, öğreneyim derdi... Daima kendi alanında en iyi uzmanlarla çalışırdı. Babamla sık seyahat ederdik, özellikle yurtdışı gezilere beraber giderdik. Bu seyahatlerde gayet hesaplı yaşardık. İyi otellerde kalırdık ama yakın yerlere ya yürür ya da tramvay ile giderdik. Araba tutmazdık. Vehbi Bey en pahalı yemek, en pahalı şarap gibi gösterişlere sinir olurdu. Tutumluydu ama örneğin hasta bir doktorun yurtdışı tedavi masraflarını hiç çekinmeden üstlendiği de olmuştur.”
Vehbi Koç’un vizyonuyla başlayıp, vakfın bugününe uzanan 50 yıla ışık tutan açıklamalarda bulundu. Semahat Arsel, “Vehbi Koç, ‘Ülkem varsa ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız’ söyleminin altını doldurarak yaşardı. Memleket için faydası olacağını düşündüğü her konuda girişimde bulunur, notlar alır, mektuplar yazar insanları harekete geçirirdi. Gerçek bir kanaat önderi idi. Toplumsal sorunlara duyarlılığı, karış karış ülkeyi gezip sorunları tespit etmesi, kendisine gelen talepleri değerlendirmesi, buna yönelik dünyadaki iyi örnekleri incelemesi, çözüm yolunda sistemli çalışması, örnek olması ile ilham kaynağı olmuştur. Benim de en gurur duyduğum proje, Vehbi Koç Vakfı’dır” dedi.
Beykoz’da yapılan ortaokul model olacak
Semahat Arsel: “Vehbi Koç, Vehbi Koç Vakfı’nı önce ailesine, iş arkadaşlarına ve Türkiye’ye emanet etmiştir. Koç Holding’in hisselerini vakfetmek istemesi ile de örnek olmuştur” derken Vakfın çalışmalarının ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, kültür ve sanat alanlarında yoğunlaştığını belirtti. Günümüzde de Koç Holding’in hisselerinin yaklaşık yüzde 7.5’i vakıfta. Arsel, “Beykoz’da 18’inci okulumuzu yaptırıyoruz. Hedefimiz 21. yüzyılın ihtiyaçlarına yönelik bir model ortaokul inşa etmek” derken gözleri parlıyordu. Bir eğitim kurumunun mimarisinin bile eğitimin kalitesinde belirleyici olduğunu, örneğin yalnızca gün ışığının, kişi başına düşen metreküp alanın bile önemli olduğunu ve örnek bir okul inşa edeceklerini anlattı. 25’inci yılını kutlayan Koç Üniversitesi’nin dünya standartlarında eğitim ve araştırma olanakları sunması için Vehbi Koç Vakfı olarak gururla destek olduklarını söyledi.
Vehbi Koç anlatıyor... 1. Dünya savaşını bizzat yaşamış biri Vehbi Koç. Doğduğu yıl olan 1901’den başlayarak Ankara Keçiören’den İstanbul’a oradan tüm Türkiye’ye uzanan uzun soluklu bir geçmişi Vehbi Bey’in ağzından dinliyor gibi oluyorsunuz kitabın sayfalarını çevirdikçe. Elektriğin, sobanın bile olmadığı gaz yağı ile aydınlanıldığı günler, babasının sünnet düğünü yapmaması ve bir eşek hediye etmesi, 15 yaşında başarılı bir öğrenci iken bir an önce iş hayatına atılmak için okulu terk edip tasdikname alması, eşi Sadberk hanım ile dönemin ruhuna uygun şekilde nasıl görücü usulüyle evlendiği, trenle iki gün süren ilk İstanbul yolculuğu... Koca bir yüzyılı Vehbi Bey kendi penceresinden anlatıyor. Kurduğu öncü şirketlerden tutun Bülent Ecevit’e, ardından Kenan Evren’e yazdığı mektuplar, çocukları... Arsel, “Vehbi Koç’un, bugünün gençlerine, çalışanlarına, girişimcilerine, hayırseverlerine ilham vermeye devam etmesini önemsiyoruz. Bu kitap, genç nesillere Vehbi Bey’i kendi ağzından ve yaşadığı döneme ait olay ve bilgilerin ışığında anlatmayı amaçlıyor. Gençlerin bu eseri dikkatlice okumalarını ve yararlanmalarını tavsiye ediyorum” derken son derece haklı. |
En Çok Okunan Haberler
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?