Defalarca kürtaja zorlandı: Bir darbe de mahkemeden

ELVAN BULUT: DEFALARCA KÜRTAJA ZORLANDIM
Henüz Lise 1. sınıfta 16 yaşında bir çoçukken Mehmet Şeref Varan ile tanıştığını belirten Elvan Bulut'un iddiaları şöyle:

"Lise 1. sınıfta okurken Mehmet Şeref Varan ile tanıştım. Çocuk yaştaydım ve kandırıldım. Abilerim ilişkimize karşı çıktı ve beni tehdit ettiler. Annemin ve ablamın yardımıyla okul kaydımı başka bir yere aldırdım. 1992 yılından itibaren Mehmet Şeref Varan ile Ataköy'de bir evde yaşamaya başladım. 1996 yılında ise annem ve ablam bir evimin olması için maddi destekte bulundu. TOKİ'den aldıkları bu evin tapusu daha sonra çıkacaktı. Abilerimin kayıtlardan adresimi bulmalarını engellemek için daire ile ilgili ödemelerdeki makbuzlara Varan'ın ismi yazıldı. İşlemler bitince evin tabusu bana devredilecekti. Evin tapusu çıktı. Hakkım olan tapu bana devredilmedi. Bu devir için aramızda sözleşme de yapmıştık. Bu evrakı da savcılığa sundum. İlişkim boyunca şiddet gördüm. Defalarca hamile kaldım ve zorla kürtaj ettirildim. Sık kürtaj olmam nedeniyle de molgebelik hastalığına yakalandım. Varan hamile kalmam için yeterli spermi olmadığını iddia ederek bebeklerin başka adamlardan olduğu iftirasında da bulundu. İşe girdim ancak Varan işten çıkmaya zorladı. Yaşadıklarım nedeniyle intihar da ettim. Yargıdan yardım bekliyorum" dedi.

YARGIDAN DA DERBE 
Davaya bakan Küçükçekmece Hukuk Mahkemesi kendisini saygın bir iş adamı olarak tanıtan Mehmet Şeref Varan'ı haklı buldu. Mahkeme gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi: Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan 16 Ocak 2015 tarihli taşınmaz harici satım sözleşmesi resmi şekil şartını ihtiva etmemesi sebebi ile geçerli sayılmaz ve taraflar ancak sebepsiz zenginleşme hükmleri çerçevesinde verdiklerinin iadesini isteyebilirler. Yasal şartları ihtiva etmeyen ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF MAHKEMESİNDE ADALET ARAYACAK
Bulut'un avukatı İlyas Karahan istinaf mahkemesine başvurdu. İddialarını tekrarladı. Karahan davayla ilgili şu değerlendirmede bulundu: Son yıllarda bu tür hukuksuzluklarla ve kanun bilmemezlikle sıkça karşılaşmaktayız. İnsanların son çare olarak başvurdukları yargı makamlarının adaleti sağlamak yerine , düşene bir tekmede kendisi atan bir mekanizma dönüşmemesi için sayın Adalet bakanlığının ve Hakimler savcılar kurulunun daha farklı metodlarla nitelikli yargı mensupları seçmesi şarttır. Çünkü bir ülkede hukukçuların adalete olan inancı sarsılırsa o ülkenin hukuk sisteminde ciddi sıkıntılar oluşmuştur demektir.

<haber-yatay:876861,877640>