‘Dedelere maaş Alevileri terbiye etmektir’
Hacı Bektaş Veli Postnişi Ulusoy, Davutoğlu’nun hükümet programında vaadettiği dedelere maaş konusuna karşı çıktı.
Hacı Bektaş Veli Dergahı Postnişi Veliyettin Ulusoy, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hükümet programında açıkladığı “Alevi dedelerine maaş” verilmesine karşı tavrını açıkladı. Alevi dedelerine maaş adı altında herhangi bir ödeme yapılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Ulusoy, “Devletin burada yapmak istediği kendinin kontrol ettiği ve yeri geldiğinde dileği gibi müdahale ettiği bir Alevi toplumunu inşaa etmektir” dedi.
Aynı zamanda Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı olan Ulusoy, aylık yayımlanan Serçeşme dergisinin yeni sayısında Alevi Dedeleri’ne maaş konusunu yazdı. Ulusoy, “Devletin ‘Dedesine Maaş’, Talibin Dedesine Hakullah” başlıklı yazıda, hükümetin Aleviliğin inançsal yapılanmasına yönelik girişimlerin Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kurumsallaşması gerektiğini savunduğunu anımsattı. “Devletin doğrudan Aleviliğin inançsal yapısı ve dedelik kurumuna müdahalesi son derece tehlikeli ve özellikle kaçınılması gereken bir tutum olmalıdır” diyen Ulusoy, şunları kaydetti:
“Dedelik kurumuna müdahale edilmesi, bu kurumun kendi inançsal meşru meşruiyetini ve bu meşruiyet dâhilinde varlığının anlamını bütünüyle imha edecek ve yerine devlet merkezli bir kurumsallaşmaya yer verilecektir. Böyle bir girişim, laiklik ilkesi ile tümüyle çelişeceği gibi, bir inancın kurumsal yapısının devlet eli ile düzenlemesi kabul edilemez. Yapılması düşünülen böyle bir düzenleme olsa olsa mevcut eşitsizliğin, yanlışların ve ayrımcılığın daha da ağırlaşmasına katkısı olur.”
‘Dedeler Aleviliğin iç meselesidir’
“Dedelerin nasıl yetiştirileceği, kimlerin dedelik yapıp yapmayacağı, dedelerin yapacağı hizmetlerde aranan ölçüt, özellik ve koşullar bir bütün olarak Alevi öğretisinin iç meselesidir ve bu mesele zaten belirli bir düzene bağlanmış durumdadır. İşlenmekte olan bu düzene müdahale edilmesi açıkça Aleviliğin devlet eli ile yeniden inşası demektir. Bu da Alevilerin temel hak ve özgürlükler bağlamında talep etmiş oldukları hiçbir sorunu çözmez tam tersine kronikleşen sorunlara birinin daha eklenmesi ile sonuçlanır.”
Dedelere maaşın sonuçları
Devlet eli ile dedelik kurumuna müdahale edilmesinin Alevi toplumuna pozitif hiçbir katkısının olmayacağını belirten Ulusoy, tam tersine şu sonuçları beraberinde getireceğini bildirdi:
*Dedelere devlet bünyesi veya bunun dışında yer alan herhangi bir kuruluş aracılığı ile kadro tahsis edilip, maaşa bağlanmaları Diyanet’in resmi verilere göre sayısı 140 bini aşan kadrosundan sonra maaşlı yeni bir dinsel kesimin yaratılması ile sonuçlanır.
*Dedelik kurumu, devletin gördüğü ve anlamak istediği şekilde yalnızca dededen ibaret değildir. Tersine dedelik kurumu pir, rehber, mürşit, zakir, ana, sultan ana, baba vb. öğeleri de kendi içinde barındırır. Bu anlamda devletin, dedelik kurumuna müdahale etmesi Alevi inancının terminolojisinde yer alan bazı kavramların da imha edilmesi anlamına gelir.
*Alevi inancı cinsiyet farkı gözetmeksizin kendi içinde eşitlikçi bir yapıya sahiptir. Eşikteki, beşikteki, döşekteki birdir ve hepsi candır. Devlet eli ile yapılacak bir müdahale ve düzenleme Diyanet’in sayısı 140 bini aşan kadrosunun eşitlik anlayışından hiçbir farkı olmayacaktır.
*Alevi tarihinin hiçbir döneminde “dedelere maaş” adı altında herhangi bir ödeme yapılmamıştır, yapılması da kabul edilmez; çünkü Alevilikte Yol hizmetini yürütenlere, talipleri tarafından gönüllerinden geldiği oranda cerağ veya hakkullah verilir. Ödenen bu meblağın ederi hiçbir zaman hizmeti yürüten kişi veya kişiler tarafından da belirlenemez.
*Alevilikte ve Aleviler’de Yol hizmetini yürütenler talipleri gibi işinde, gücünde, tarlasınsa, bağında, bahçesinde, özel sektörde, devlet dairesinde çalışır ve üretirler. Devlet eli ile dedelik kurumuna müdahale edilmesi halinde ise Alevi toplumu içindeki bu eşitlik olgusunu zedeler ve aynı zamanda Aleviler içerisinde bir “fukaha takımının” oluşmasına neden olur. Alevilikte ve Aleviler’de hiç kimse veya hiçbir organ “fetva makamı” değildir, devlet eli ile yapılmak istenen ise Alevileri “terbiye etme” adına bir “fetva” makamı oluşturmaktır. Oysa Alevi öğretisinin düsturları net ve açıktır. Örneğin, “eline, beline, diline sahip olmak.”
*Devletin burada yapmak istediği Alevi yurttaşlara olumlu yönde herhangi bir hizmet yapmaktan öte kendinin kontrol ettiği ve yeri geldiğinde dileği gibi müdahale ettiği bir Alevi toplumunu inşaa etmektir. Bunun sadece ismi Alevilik olur. Oysa dedeler Yol’a hizmet için talibe gider, devlete hizmet için değil. Devlet hizmeti ise yurttaşlık temelinde kendisine verilen veya üstlenilen görev ve sorumluluğu liyakatı ve yaptığı hizmetin niteliği yerine getirilir.
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- 'Atatürk’e bağlılık ne zamandan beri suç sayılıyor?'
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi