Danıştay içtihatı: Başbakan istifasını Köşk'e sunmalı
Yüksek Seçim Kurulu’nun kesin seçim sonuçlarını 15 Ağustos’ta açıklanmasının üzerinden tam 6 gün geçti ancak başbakanlık Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiğine ilişkin sonuçları Resmi Gazete’de yayımlamadı.
Bu durumun, Erdoğan’ın 28 Ağustos’a kadar başbakanlık, AKP genel başkanlığı ve milletvekilliği görevini sürdürmesi için yapıldığı konuşuluyor. Ancak Danıştay’ın geçmişte Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan konusunda bir içtihata imza attığı ortaya çıktı. Dönemin başbakanı Turgut Özal’ın 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Danıştay 1. Dairesi, “Cumhurbaşkanı seçilen Başbakanın, Başbakanlık yetki ve görevlerini sürdüremeyeceği açıktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Başbakanın, halen görevde olan Cumhurbaşkanına istifasını sunması ve bu arada yeni hükümet kuruluncaya kadar Başbakanlığa hükümet üyelerinden birinin vekalet etmesini önermesi geçmiş uygulamalara uygun düşecektir” içtihatına imza atmıştı. Ancak Erdoğan, bu yargı kararını da görmezden geliyor.
AKP yöneticileri ve hukukçuları, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak görevine başlayacağı 28 Ağustos’a kadar başbakanlığa devam etmesinde anayasal bir sorun olmadığını iddia ediyor. Ancak Danıştay’ın geçmişte verdiği bir karar, seçilen cumhurbaşkanının başbakanlıktan istifa etmesi yönündeydi. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçilmeden bir gün önce Başbakanlık tarafından Danıştay 1. Dairesi’nden görüş sorulmuştu. Başvuruda, Cumhurbaşkanı seçilen bir başbakanın istifa edip etmeyeceği, milletvekilliği ile ilişkisinin kesilip kesilmeyeceğinin yanıtı istendi. Danıştay, 30 Ekim 1989’de başbakanlığa gönderdiği yanıtta, Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin partisiyle ilişiğinin kesileceği ve vekilliğinin düşeceği yönünde bir içtihata imza attı. Özal, Cumhurbaşkanı seçilince görevdeki 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bakanlar arasından Ali Bozer’i Başbakan olarak atadı. Cumhurbaşkanı sıfatını kazanan Özal ise görevine başlamak için 9 Kasım’daki yemin ve devir-teslim törenini bekledi. Özal, Köşk’e çıktıktan sonra hükümeti kurma görevini Yıldırım Akbulut’a verdi.
İşte seçilen Cumhurbaşkanı kararı
İşte Danıştay 1. Daire’nin 1989/161 Esas,, 1989/157 nolu kararı:.
“İçtihat Metni”
Cumhurbaşkanlığına seçilen bir Başbakanın, Cumhurbaşkanlığı görevine başlayıncaya kadar geçecek süre içinde Devletin hükümetsiz kalmaması için, eski hükümetin, bir üyesinin başkanlığında göreve devam edip edemeyeceği konusunda istişari görüş istenmesine ilişkin Başbakanlığın K.K.Gn.Md.30.10.1989 günlü ve 07/174-332/05162 sayılı yazısında aynen:
“Bilindiği gibi, Anayasanın 101 inci maddesinin son fıkrası, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, varsa partisi ile ilişiğinin kesileceği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sona ereceği hükmünü amirdir. Anayasanın 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası ise, Başbakanın Cumhurbaşkanınca Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından seçilmesini hükme bağlamıştır.
Anayasamızın bu hükümleri muvahacesinde, Cumhurbaşkanlığına seçilen bir Başbakanın Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin, dolayısıyla Başbakanlık sıfatının sona ermesi sebebiyle, demokratik kurallar ve Anayasal geleneğimiz uyarınca Hükümetin düşmüş sayılacağı izahtan varestedir.
Diğer taraftan, Anayasamızın, geçici Bakanlar Kurulu kurulması müessesesini münhasıran Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerine inhisar ettirmiş bulunması dolayısıyla, Başbakanın Cumhurbaşkanlığına seçilmesi neticesinde akamete uğrayacak olan yüksek yönetim işlerinin ne şekilde yürütüleceği hususunda tereddüte düşülmüştür.
Yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevinin devam edeceğini hükme bağlayan Anayasanın 102 nci maddesinin son fıkrası hükmünün, Devleti Cumhurbaşkanından yoksun bırakmayı öngörmediği açıktır. Aynı şekilde, Devletin hükümetsiz kalması da düşünülemeyeceğine göre, yeni hükümetler güvenoyu alıncaya kadar eski hükümetlerin bir hükümet üyesinin başkanlığında göreve devam edeceğine ilişkin Anayasal kuralın, Cumhurbaşkanlığına seçilen bir Başbakanın Cumhurbaşkanlığı görevine başlayıncaya kadar geçecek süre içinde de uygulanmasının gerektiği mütalaa olunmaktadır.
Bu husustaki istişari görüşünüzün Danıştay Kanununun 23 üncü maddesine göre en kısa zamanda bildirilmesini rica ederim." denilmektedir.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Üye İbrahim Akıncı ve Üye Yüksel Taşkın'ın "Anayasanın Yürütme bölümünde yer alan, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili 101 inci maddesinin son fıkrasında, Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiğinin kesileceği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sona ereceği kesin bir kural olarak belirtilmekte, Bakanlar Kurulunun kuruluşu ile ilgili 109 uncu maddesinde ise, Başbakanın, Cumhurbaşkanınca Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanacağı hükme bağlanmaktadır. Görüldüğü gibi Başbakan seçilebilmek ve bu görevi yürütebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmak şarttır. Bu hükümler karşısında Cumhurbaşkanlığına seçilen Başbakanın Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile birlikte Başbakanlık görevi de kendiliğinden sona erecektir, Başbakanlık görevinin kendiliğinden sona ermesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sona ermesinin tabii bir sonucu olup bu konuda açık bir hükmün aranmasına da gerek bulunmamaktadır. Öte yandan örnek uygulamaların Anayasa hükümlerini bertaraf edeceği düşünülemiyeceğinden, bir Başbakanın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde doğabilecek hükümet boşluğunun Anayasanın 109, 112 ve 116 ncı maddelerindeki hükümler uygulanmak suretiyle giderilmesinin, Anayasaya ve demokratik hukuk devleti anlayışına uygun düşeceği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz." yolundaki ayrışık oylarına karşı, Anayasanın 101 inci maddesinin son bendinde "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer." hükmü yer almaktadır. 102 nci maddenin son bendinde de yeni seçilen Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder denilmektedir. Bu iki hükmün bir arada incelenmesi sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olan Başbakanın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sona ereceği Anayasa emri olmakla beraber, Başbakanlığın kendiliğinden sona ermesine ilişkin açık bir hüküm yer almamaktadır. Başbakanlığın kendiliğinden sona ermesi durumları Devletin çok kısa bir süre içinde olsa hükümetsiz kalması sonucunu doğuracağı ve buna da Devletin devamlılığı ilkesinin izin vermeyeceği çok açıktır. Örneğin genel seçimlerin yapılması ve mevcut hükümet başbakanının milletvekili seçilememesi durumunda başbakanlık sıfatının ve bakanlar kurulunun görev ve yetkilerinin sona ereceği varsayılırsa, Millet Meclisi İçtüzüğünün 3 üncü maddesi gereğince genel seçim kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulunca açıklanmasından itibaren ancak beş gün sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanabilmesi mümkün olduğundan bu kısa süre içinde bile Devletin hükümetsiz kalması söz konusu olabilecektir.
Oysa 14 Mayıs 1950 seçimleri sonunda Şemsettin Günaltay Hükümetindeki bakanların çoğu milletvekili seçilemediği ve 1924 Anayasasının 44 üncü maddesi Bakanlar Kurulu üyelerinin milletvekili olması şartını aradığı halde yeni meclisin toplantı günü olan 22.5.1950 tarihine kadar aynı Hükümet görevini sürdürmüş ve böylece milletvekilliğinin sona ermesiyle hükümet Üyeliğinin kendiliğinden sona ermeyeceği yolunda bir uygulama siyasal yaşamımızda yer almıştır.
Yukarıda anılan 102’nci maddenin son bendi gereğince, Başbakanın Cumhurbaşkanı seçildiğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanınca açıklanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı sıfatını kazanacağı ancak göreve başlayıncaya kadar Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanmasının söz konusu olamayacağı öte yandan da Cumhurbaşkanı seçilen Başbakanın, Başbakanlık yetki ve görevlerini sürdüremeyeceği açıktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Başbakanın, halen görevde olan Cumhurbaşkanına istifasını sunması ve bu arada yeni hükümet kuruluncaya kadar Başbakanlığa hükümet üyelerinden birinin vekalet etmesini önermesi geçmiş uygulamalara uygun düşecektir. 18 Nisan 1972 gün ve 14163 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4-413 sayılı Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle Başbakan Nihat Erim'in istifası kabul edilmiş, istifa mektubuyla birlikte Başbakanlığa Milli Savunma Bakanı Ferit Melen'in vekalet etmesi önerilmiş ve bu öneri Cumhurbaşkanınca uygun görülerek Ferit Melen'in Başbakan vekilliğindeki eski hükümet, yenisi kuruluncaya kadar görevini sürdürmüştür ki, bu örnek uygulamanın da yukarıdaki görüşümüzü doğruladığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle Cumhurbaşkanlığına seçilen bir Başbakanın Cumhurbaşkanlığı görevine başlayıncaya kadar geçecek süre içinde, eski hükümetin, bir üyesinin başbakanlığında göreve devam edebileceği mütalaa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 30.10.1989 gününde oyçokluğuyla karar verildi.”
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!