Cumhuriyet yazarı Mustafa K. Erdemol, ABD Kongresi’ndeki baskını değerlendirdi
Bu süreç Pence’i kahraman yapabilir. 2024 adaylığını mahveden Trump isyana teşvikten yargılanabilir
Görüntüleri izleyen herkes aynısını düşünmüştür, kuşku yok. ABD Kongre binası Capitol’a Donald Trump destekçisi sağcıların yaptığı baskın hemen akıllara, Ukrayna, Kırgızistan, Beyaz Rusya nihayet yakın zamanlardaki Ermenistan parlamentolarına yapılan baskınları getirdi. İster az ister çok gelişmiş olsun demokrasileri az ya da çok sorunlu her ülkede bu manzaralarla karşılanabileceğini anımsatan bir gelişme oldu Capitol baskını hepimiz için.
Bazı yorumcularımızın, sanki Capitol binası ilk kez basılıyormuş gibi konuşmalarına rağmen gerekçeleri farklı olsa da bu bina 200 yılı aşkın tarihinde birçok kez saldırıya uğradı. Hatırlamak yaralı olabilir: 1814’de İngiliz işgalcileri dönemin Başkanı’nın konağını yakmışlardı. Bu, tarihe “"Washington Yanığı" olarak geçmiş bir olaydır. Nedeni, ABD’nin 1812'de Kanada'yı ilhak etme amacıyla İngilizlerle savaşa girmesiydi. İngilizlerin buna tepkisi binayı basmak, yakmak olmuştu. Ama şükredilsin ki yağan son derece kuvvetli yağmur henüz yapım aşamasında olan Başkanlık Konağı’nı tamamen tahrip olmaktan kurtarmıştı. Bunda yağmur kadar binanın yanmaz maddeyle inşa edilmesinin de etkisi vardı elbette. Bina kurtuldu ama çok sayıda heykel, resmi belge yok oldu denir.
Bu olayın ardından dönemin James Madison yönetimi bankalardan alınan krediyle Kongre Binası’nıdört yıl süren çalışmadan sonra yeniden onardı. O zamandan beri, Kongre Binası (Capitol) defalarca saldırıya uğradı. En bilineni 1835'te Başkan Andrew Jackson'a başarısız bir suikast girişimine sahne olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Capitol’un Senato resepsiyon odası bombalanmıştı örneğin.
PORTO RİKO’LU YURTSEVERLERİN BASKINI
1 Mart 1954 tarihi Capitol için asla unutulacak bir tarih değil. Ülkeleri Porto Riko’yu sömürgeleştiren ABD’yi protesto etmek amacıyla, Porto Riko kurtuluş hareketinin en önemli figürlerinden biri olan Rafael Cancel Miranda, yoldaşlarıyla beraber Captol’u basarak 240’tan fazla üyeyi rehin alıp, bazılarını yaralamıştı. Miranda “öldürmek için değil ölmek için gitmiştik” dediği Capitol baskınına Birleşmiş Milletler’in Porto Riko’yu 1953’te “kendi kendini yöneten bölgeler” listesinden çıkarması yüzünden karar verdiklerini de söylemişti. Daha yakın tarihteki bir olay da 1971'de Capitol’a solcu Weather Underground örgütünün bombalı saldırısıydı. Kimsenin öldüğü ya da yaralanmadığı bir olaydı bu da.
BASKIN NEYİ DEĞİŞTİREBİLİR?
Olayın başlangıcından beri çok sayıda yorum okuyorum. Bunlardan en dikkatimi çeken Vanderbilt Üniversitesi’nden tarihçi Tom Schwartz’ın yazdıkları oldu. Schwartz’ın iddiası “eşi görülmedik” diye nitelendirdiği söz konusu baskınla Cumhuriyetçi Parti’nin değişebileceği yönünde. Parti, artık daha ılımlı olmak zorunda kalacakmış, dediğine göre. Çünkü “işler hayli ileri gitmiş”. Haklı olabilir çünkü ne olursa olsun Cumhuriyetçiler de temsilcisi oldukları sınıf da ancak istikrarla ayakta kalabileceklerine inanıyor. Sanıldığı gibi yurtseverlikle değil karla ilgilisi var bu tutumlarının. Başkalarına huzursuzluk veren sermaye kendisi için sakinlik ister. Schwartz, "Seçimden memnun olmayan pek çok Cumhuriyetçinin yaşananları gördükten sonra derinden endişeye kapıldığını düşünüyorum," diyor. Schwartz’ın bir tahmini daha var; “Trump 2024 adaylığını mahvetmiş oldu. Daha dört yıl var, çok şey değişebilir ama bu tahminin gerçek çıkma olasılığı yüksek.
Bakın, sermayenin tehlikeye düştüğü fark edildiği an Cumhuriyetçiler Trump’a cephe alabilirler. Bunun en çarpıcı işaretlerinden birini önde gelen Cumhuriyetçi senatörlerden Mitch McConnell’in sözlerinde görebiliriz. Artık seçim sonuçlarına ilişkin mücadele vermeyeceğini belirtten McConnell, Trump’ın seçimin hileli olduğunu iddialarını komplo teorisi olarak değerlendiriyor. McConnel gibi düşünen çok sayıda Cumhuriyetçi olduğunu da anımsayalım.
TRUMP’A SUÇLAMA GETİRİLEBİLİR Mİ?
Belli olmaz ama başta ABD medyası olmak üzere hukuk çevreleri bu yönde talepler de bulundular bile. ABD gazetelerinde, özellikle Washington Post’taki yorumlarda ABD demokrasisine tehdit oluşturduğu vurgulanan Trump’ın görevden alınması gerektiği yazıldı. Gelişmelere de “darbe girişimi” denildi. Kolay değil 244 yıllık ABD “demokrasisi” böylesine bir kalkışmayı görmemişti. Solcu yayın organlarından Nation’un yazarı Sasha Abramsky, Trump'ın isyana teşvik edilmek üzere adalet önüne çıkarılmasını istedi yazısında. Bir de uyarısı var; “Trump şu anda her gün fitne yaratıyor. Önümüzdeki ay girişimlerini aktif olarak yürütmenin yollarını planlıyor”.
Bir hukukçunun sözleri daha bağlayıcı tabii. Örneğin New York Başsavcısı Letitia James’in. James “Trump'ın başlattığı darbe girişimi alçakçaydı” diyerek girişimin tüm toplumca kınanmasını söyleyerek dava açılabileceğinin işaretini verdi. Bazı ABD'li politikacılar da Trump'ın isyana teşvikten yargılanması çağrısında bulundu. Demokrat Parti’den Senatör Jared Huffman “eşik aşıldı. Trump'ı isyana teşvik etmekten yargılama zamanı. Bu kez çok ileri gitti" dedi.
ALINABİLİR Mİ?
Üzerinde mutabakat sağlanırsa, alınabilir. Anayasanın 25. Maddesi buna olanak veriyor. Daha önce de bu madde hatırlatılarak Trump’ın “zihinsel sorunları” olduğu gerekçesiyle görevden alınması istenmişti.
Amerikan Anayasası'nın 25'inci maddesinin 4. Fırkası aslında çok net. Bugüne kadar hiç uygulanmayan bu maddeye göre Başkan Yardımcısı ile kabinedeki çoğunluk ”görevini yapamaz ya da yetkilerini yerine getiremez durumda olduğunda” Başkan’ı görevden alabilir. Kışkırtıcı sözleriyle baskında rolü olduğu kanaati hakim olan Trump’ın “kontrolü elinden kaçırması”nın bu maddeye uyarlanabileceği belirtiliyor.
PENCE, CUMHURİYETÇİLERİN YENİ KAHRAMANI OLABİLİR
Baskın sonrası ortaya çıkan ilginç sonuçlardan biri de (Trump’ın) Başkan Yardımcısı Mike Pence’in, Cumhuriyetçilerin yeni kahramanı olabileceği tahmini. Son derece renksiz bir politikacı olan 48. Başkan Yardımcısı Pence, Trump’ın dediklerini, yapmayarak, Trump’dan memnun olmayan Cumhuriyetçi seçmenlerin gözünde “parti değerlerine saygılı” bir figür olarak belirdi şu son iki günde. Gelecekte ne olur bilinmez ama Cumhuriyetçiler için bir alternatif olarak adı gündeme gelebilir yeniden.
Trump, yarattığı kaos ile, görev başındayken Kuzey Kore ile görüşmek, Rusya’yla son derece tuhaf ilişkiler geliştirmek, çatışmalı bölgelerden asker çekmek gibi anlaşılması zor uygulamalarının yanında “seçim kaybettiği” için Kongre binasını bastıran Başkan olarak da tarihe geçmiş oldu.
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?
- MHP’den ‘Atatürk’ açıklaması: ‘Bizleri memnun etti’