Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi yok sayıldı

Kayıp yakınına suçlama: “Hareketsiz kaldılar”

Yayınlanma: 17.10.2015 - 11:19
Abone Ol google-news

1992’den beri kayıp Hasan Gülünay’ın gözaltında öldürülmesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ndeki (AYM) davaya görüş bildiren Adalet Bakanlığı, Gülünay’ın gözaltına alındığının ispatlanamadığını savunarak, ‘yaşam hakkı ihlali’ konusunda takdiri AYM’ye bıraktı. Bakanlık, etkin soruşturma yapılamamasının faturasını da Gülünay’ı bulabilmek için 23 yıldır çalmadık kapı bırakmayan aileye yıktı. Aileyi, ‘hareketsiz kalmakla’ suçladı.

Dört çocuk babası, Sirkeci’de arzuhalcilik yapan Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992’den bu yana kayıp. İşe gitmek için Tarabya’daki evinden çıktı ve bir daha geri dönemedi. 22 Temmuz’da işyerini telefonla arayan, Terörle Mücadele Şubesi’nden olduğunu söyleyen bir kişi, Gülünay’ın gözaltına alındığını söyledi.  Şubeden savcılığa verilen yanıtta ise, Gülünay’ın 19 Temmuz 1992’de başlatılan TKP/ML TİKKO operasyonu kapsamında arandığı, ancak gözaltı kaydının olmadığı ifade edildi.  Susurluk kazasında ölen İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, eşi Birsen Gülünay’a “Hasan Gülünay yaşıyor. İşkenceden geçmiş, yaralarının iyileşmesini bekliyorlar, düzelince çıkacak” demişti. Kocadağ, daha sonra bu konuşmayı yalanladı. Gülünay dosyası, 31 Ekim 2012’de, 20 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kapatıldı. Karar Ocak 2013’te kesinleşti. Gülünay dosyası şimdi AYM’de.  

 “Hareketsiz kaldılar”

Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı’nın AYM’ye sunduğu yanıtta, Gülünay’ın gözaltına alındığının ispatlanamadığı savunuldu. Gülünay’ın eşinin, eşi kaybolduğunda adli makamlara şikayette bulunmadığı ifade edilerek, “14 Eylül 1992’de TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na başvurmuştur.  Başvurucu uzun bir hareketsizlik dönemi sonrasında 29 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunmuştur. Başvuran 17 yıl boyunca haraketsiz kalmıştır” denildi. 

Gözaltına tanık oldukları ileri sürülen Erdal Şam ve Erol Çam’ın da gözaltı kaydının olmadığının bildirildiği kaydedilerek, şu değerlendirme yapıldı: “Gülünay’ın öldüğüne ilişkin de somut delil yok. Ancak geçen 23 yıl nedeniyle ölüm olayı karine olarak kabul edilebilir. Başvurucunun şikayetlerinin kabul edilebilirlik, esas ve usulünün incelenmesinde, yaşam hakkının ihlal edilip edilmediği bakımından, yukarıda belirtilen hususların da gözetilmesi konusunda takdirin Anayasa Mahkemesi’nde olduğu düşünülmektedir.”  


Açlık grevi dahil çok şey yaptı  


Gülünay, kaybedildiğinde 7 yaşında olan kızı Deniz Gülünay,  ‘haraketsiz kaldılar’ iddiasının komik olduğunu, kaybedilen kişiyi değersizleştirme amacı taşıdığını söyledi. Bu savunmanın babasının hiç aranmadığını da gösterdiğine dikkat çeken Gülünay, şöyle konuştu: “Ben 8 yaşındaydım. Annem Cumartesi eylemine giderdi, beni de götürürdü. O dönem 60 gün boyunca açlık grevi yaptı.  Biz 23 yıldır sürekli babamı arıyoruz. Devletin yetkili ne kadar organı varsa başvurduk.  Her Cumartesi biz dahil kayıp yakınları olası faillerle ilgili suç duyurusunda bulunuyor. Kayıplarının kemiklerini istiyor. Annem artık duygusal olarak kaldıramadığı için Galatasaray’a gidemiyor, yerine biz gidiyoruz. Giderse bir hafta boyunca ağlıyor, kendine gelemiyor.

Diyelim ki 17 sene boyunca babamı aramadık. Bu bizim sorunumuz. 80’de oğlunu yitirmiş ama korkudan susup sinmiş, oğlunu arayıp soramamış bir anne, 30 yıl sonra Cumartesi Anneleri’nin eylemine geldi. Biz de devletin zulmünden korkmuş, sinmiş olabilirdik. AYM’deki bir dosyaya bu savunmanın yapılması çok komik. Zaten, yıllardır üç maymunu oynamışlar.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler