Çorlu katliamında oğlunu yitiren Mısra Öz’ün acısı hâlâ taze: 40 mumun 40’ı da yanıyor

Mısra Öz, oğlu Oğuz Arda’yı kaybettiği Çorlu tren “kazasının” ardından verdiği adalet mücadelesiyle hep en ön safta. Acısı da öfkesi de ilk günkü gibi taze...

Çorlu katliamında oğlunu yitiren Mısra Öz’ün acısı hâlâ taze: 40 mumun 40’ı da yanıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.05.2021 - 02:00

Koronavirüsle savaşını kazanan Öz, bir süredir Çeşme’de yaşıyor, Oğuz Arda’yı anlattığı bir kitap yazıyor. Anneler Günü vesilesiyle söyleştik. Annelere, “Çocuklarınızla bol bol anı biriktirin” diyor. 

Geçmiş olsun. Nasılsınız şimdi? 

Biraz daha iyiyim... Entübeden uyandırıldığımda, “Niye buradayım, trafik kazası mı geçirdim acaba” dedim. Doktora sordum, sonradan ambulansla hastaneye gittiğimi hatırladım. Nasıl bulaştı hiç bilmiyorum. 

Oğuz Arda’yı gördüğünüzü söylediniz... 

Yoğun bakımdayken hep gözümü kapattığımda bir ışık huzmesinin içinde onu gördüm. Belki görmek istediğim için hayal ettim... Gün ışığı gibi bir parıltının içinde... O, her zaman benim yanımda, her zaman bana güç veriyor.

Hastane günlerinden geriye ne kaldı, en çok neye sevindiniz, iyileşmek dışında?

Odaya çıktıktan sonra ailem gösterdi mesajları, adalet nöbetini, doğum günüme dair mesajları. Servise çıkarıldığımda doğum günümün üzerinden altı gün geçmişti. Hastaneye gelip küçük bir hediye bırakıp geçmiş olsun diyen tanımadığım insanlar oldu... Bu halk, sevdiği zaman çok güzel sahip çıkıyor.

YAŞAMADIĞIMI FARK ETTİM 

Dava sürecinde bazen yalnız kaldığınız da oluyordu ama değil mi?

İnsanlar siyasi olaylardan korkuyorlar. Duruşu sergilemek belki de onlara külfet gelebiliyor. İnsanları anlamıyor değilim. Biz çok adalet nöbetleri tuttuk Çorlu’da, Çerkezköy’de, Tekirdağ’da, Uzunköprü’de... 25 kişi Trakya’dan can verdi, en çok destek almamız gereken halk, Trakya halkı nöbette yanımızda yoktu. Bakıp geçiyorlardı... Bu tür davalar biraz politik. İnsanlar çekiniyorlar. Herkesin bir hayatı, umutları var... Bizim mücadelemiz evlatlarımızı geri getirmeyecek ama asıl mücadele başka çocuklar, canlar yaşasın diye...

Hayata bakışınızı etkiledi mi entübe olup tekrar uyanmak?

Arda’nın gidişiyle hayatımdaki birçok şey değişti ama şimdi şunun farkına vardım: Yaşamak dediğimiz şey ne bir saniye öncesi ne bir saniye sonrası. Şu an içimize çektiğimiz nefes. O nefes varsa varsınız, sonrasının garantisi yok. Bu, inanılmaz bir ders oldu, ertelemem gereken, sahip çıkmam gereken şeyleri fark ettim. Bu, bir hayat mücadelesi. Çorlu davasından bir sonuç almadan hiçbir zaman rahat etmeyeceğim. Çorlu davası haricinde gerçekten yaşamadığımı fark ettim. Biraz da yaşamam gerektiğini, hayatımdaki bazı şeylerin kıymetini bilmem gerektiğini fark ettim.

Taburcu olunca ilk ne yapmayı planlamıştınız?

Bir süredir İstanbul’da yaşamıyorum, dava için İstanbul’a geliyorum. Çeşme’ye sakin hayatıma dönmeyi çok istemiştim. Oğuz Arda’yı anlattığım bir kitabım var, onu yazmaya devam edeceğim... Kontrollerden sonra Çeşme’ye gideceğim...

Ya acınız?

Bu acı hafiflemez, geçmez. Ben onun fotoğrafına bakınca “Su gibi çocuğum gitti” diyorum. Onun özlemi, onun sıcaklığı, onun yeri hiçbir şeyle doldurulamaz. İnsan acıya alışmıyor, ilk günkü gibi taze. 40 mumun 40’ı da içimde yanıyor.

Bugün için annelere mesajınız var mı?

Çocuklarıyla bol bol vakit geçirsinler, anı biriktirsinler. Fotoğraflar, videolar, çeksinler. Evlatlarını kaybedecekler diye değil, ilerleyen zamanlarda bir araya gelince paylaşmak için... Ben iyi ki o anıları biriktirmişim Arda ile... O kadar çok ki anlatamam size. Anneler daha anlayışlı olsunlar, kıymetini bilsinler çocuklarının... 

‘YAPILAN HİÇBİR ŞEYİ UNUTMUYORUM’

Hakkınızda iki dava açıldı...

Öncelikli davam Çorlu, birbir hesabı sorulduktan sonra, bu süreçte bize vicdansızca, merhametsizce insanlıktan yoksun şekilde davranan herkese de bunun hesabı sorulacaktır. Ben unutmadım Ankara’da üzerime yürüyüp beni yolun ortasına fırlatan bana “Şov yapıyorsun” diyen polis amirini, hâlâ gözümün önünde, o dava eylül ayında. Ben unutmadım, hâkimlerin 25 kişinin öldüğü bir katliamda 4 alt düzey memura 3 yıl vererek geçiştirip, en ufak bir eleştiriyi kaldıramayıp, “üç maymunu oynuyorlar” dediğim için bana açtıkları davayı... Yapılan hiçbir şeyi unutmuyorum. Zaman üstünü örtmeyecek, içimdeki öfke daha da yükseliyor. Zamanı geldiğinde bütün hesaplar görülecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler