'Çocuklarımız tertemizdi'
Emel Korkmaz Ali İsmail’ine, Emsal Atakan Ahmet’ine, Hatice Cömert de Abdullah’ına hasret. Acıları ortak 3 anne, yitirdikleri evlatları için ‘Onlarla birlikte biz de öldük’ diyor
Üç anne Ahmet’lerinin evlerinde buluştu. Kaybettikleri çocuklarının fotoğraflarının altında, adeta müzeye dönüştürülen evde gazetemize konuşan anneler gözyaşlarını tutamadı.
Antakya Gezi Direnişi’nde 3 evladını yitirdi. Yirmi iki yaşındaki Abdullah Cömert, 2 Haziran gecesi Antakya’da polis memuru Ahmet Kuş tarafından gaz kapsülüyle başından vurularak öldürüldü. O polisin tutuksuz yargılandığı dava Balıkesir’e alınırken Abdocan’ı vuran polisi mahkemeye bile getiremeyen yargı, adaleti hâlâ sağlayamadı. Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, 1 Haziran gecesi Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grubun saldırısı sonucu geçirdiği beyin kanamasının ardından 38 günlük direnişine karşın 10 Temmuz’da öldü.
Vicdanlar unutmadı...
Vicdanlar Ali İsmail’e atılan o son tekmeyi hiç unutmadı. Yirmi iki yaşındaki Ahmet Atakan’sa ODTÜ’deki protesto eylemlerine destek vermek için Antakya’da düzenlenen protestolar sırasında polisin biber gazlı müdahalesi sırasında bir apartmanın çatısından düşerek yaşamını yitirdi.
Gezi Direnişi’nin üzerinden 2 yıl geçerken geriye yüreği yaralı 3 anne kaldı. Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert ve Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan, gazetemiz için Atakanların evinde biraraya geldi. Kaybettikleri çocuklarının fotoğraflarının altında, adeta müzeye dönüştürülen evde gazetemize konuşan anneler gözyaşlarını tutamadı.
Neredesin adalet!
“Ne bizim çocuğumuz için ne de diğer ölen gençler için 2 yıldır adalet yerini bulmadı” diyerek sözlerine başlayan Emsal Atakan, oğlunun ölümünü, aydınlatılmamasına ve yargı sürecinin hâlâ başlatılmamasına isyan etti. Atakan, “20 aydır oğlum karatoprağın altında. Söyleyecek söz bulamıyorum. Çocuklarımız haksızlık karşısında mücadele verdi ve iktidar onları katletti. Hâlâ ‘marjinal, terörist, çapulcu’ diyorlar. Halbuki bizim çocuklar, tertemiz ailelerin çocukları. Biz çocuklarımızı eğitmek için göğsümüzü siper ettik. Eşim yurtdışına gitti ve 25 yıl Arabistan çöllerinde çalıştı. Neden? Çünkü bu ülkeye iyi bir evlat yetiştirmek için” dedi.
Sadece acı kaldı...
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, hem evlat acısı yaşadı hem de mahkeme sürecinde yaşatılan skandallarla acısı defalarca kanatıldı.
“Biz kendi halinde çok mutlu bir aileydik. Canımızı yaktılar, evlatlarımızı aldılar. Geriye sadece acı kaldı” diyen Emel Korkmaz “Onun öldürülmesini hâlâ kabul edemiyorum. Dönüp baktığımızda sadece acıyı hisediyoruz. Hiçbir şeyden mutlu olamıyoruz, tat alamıyoruz. İki yıldır hep konuşuyoruz, hiçbir şeyi değiştiremedik” diyor.
Katili hâlâ dışarıda
Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert de yaşadıklarına isyan ediyor. Oğlunun, “İnsan hakları, iyi bir yaşam ve savaşa hayır demek için” sokağa çıktığını anlatan Hatice Cömert “Sokağa çıkmak yasak değil çünkü herkesin hakkını arama, mücadele etme hakkı var. Abdullah mücadele etti, direndi; ama ne fayda... Bu hükümet yüzünden bizim çocuklarımız katledildi. Oğlumu kaybetmemin üzerinden iki yıl geçti; ama hâlâ katili dışarıda. Ben katilin cezalandırılmasını istiyorum. Oğlum toprak altında, katili takım elbiseyle görev başında. Abdocan sahipsiz değil. Onun canı da ucuz değil” diyor. Oğlunu çok özlediğini ağlayarak anlatan anne Cömert, “Her gün düşünüyorum. Pencede dibinde oturuyor ve ‘Abdocan gelecek?’ diye düşünüyorum, ağlıyorum” diye konuştu.
BAŞKA EVLATLAR ÖLMESİN
Gezi Direnişi’nde öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın (19) annesi Emel Korkmaz, Ahmet Atakan’ın (22) annesi Emsal Atakan ve Abdullah Cömert’in (22) annesi Hatice Cömert, direnişin ikinci yıldönümünde gazetemiz için bir araya geldi. Evlatlarını yitiren 3 acılı anne, “Evlatlarımızla birlikte bizi de öldürdüler” diyor. Yüreği yangın yeri olan üç anne, hem kaybettikleri evlatları için hem başka çocuklar ölmesin diye mücadelelerini sürdürüyor...
EMSAL ATAKAN
"Benim ahım çok büyük. Yüreğimizde büyük bir yangın bıraktılar” diyen Atakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katledenler ve sorumlu olanların da evlat acısını yaşamasını istiyorum. Hiçbir acı evlat acısı gibi olamaz. Dünyanın en büyük acısını bize verdiler ve biz anneler, aileler mücadelemizi veriyoruz. İstediğimiz adelet. Katillerin alması gereken cezaya çarptırılması. Biliyorum ki çocuğum artık geri gelmeyecek ama biz katillerin ceza almasını ve başkalarına ders olmasını istiyoruz. Bir insanın canı bu kadar ucuz olmamalı. Yüreğimizde o kadar büyük bir yara bıraktılar ki...”
EMEL KORKMAZ
“Bir gün o çıkıp gelecek diye de umut vardı içimde; ama gün geçtikçe o umudu yitiyorum. Acılarımızı Ali İsmail için kurulan vakıfla dindirmeye çalışıyorum. Ben hep orada kalmak istiyorum. Kendimi orada Ali’ye yakın hissediyorum. Oraya gençler geliyor, torunlar gidiyor. Bu da içimi çok yakıyor, yapacak bir şey yok maalesef. Mücadelemiz her zaman sürecek; ama bu kadar mücadele içinde hiçbir şeyi değiştirememek de canımızı yakıyor. İnşallah 7 Haziran’dan sonra bir şeyler değişir bu ülkede. Onu umut ediyoruz.”
HATİCE CÖMERT
“Beni bu hale düşüren, oğlumu öldürene destek olanlar da onun gibi katildir çünkü bizim çocuklarımızın hepsi gençti. Gelecekleri vardı; ama geleceği yıktılar. Bizi de öldürdüler. Ben çocuğum için yaşıyorum, ayaktayım. Bir oğlumu öldürdüler, bir oğluma da terörist muamelesi yaptılar, hakkında davalar açtılar. Biri de işsiz... Çocuklarımıza kimse iş vermiyor, korkuyorlar. Okuyan çocuk terörist olur mu? Olmaz. Gezi şehitlerini katlettiler, birçok kişiyi kör ettiler; ama biz bu gençleri unutturmayacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunlarda hiç vicdan yok mu.”
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'