CHP'li Tanrıkulu: El Nusra ile ilgili 13 önergeme de yanıt verilmedi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanırkulu, hakkında "organize suç örgütü yöneticisi ve üyesi olmak" suçlamasıyla soruşturma başlatılan Sedat Peker'in "SADAT, El Nusra'ya silah sevketti" iddiası üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Sezgin Tanırkulu, TBMM'ye geçmiş yıllardan şimdiye kadar El Nusra ile ilgili 13, SADAT ile ilgili de 1 araştırma ve 4 soru önergesi verdiğini ancak bunların hiçbirine şimdiye kadar yanıt verilmediğini söyledi. 

MST TV yayınında konuşan Tanrıkulu şunları söyledi:

"Dün yaptığı açıklamalarda kendisinin, ki o fotoğrafları ben çok iyi hatırlıyorum yüzlerce tır gitti, yani işte Bayırbucak Türklerine gittiği ifade edildi. Onun gonderdigi tırlara eklemeler yapılmış. O eklemeler de Sadat'ın El Nusra'ya gönderdiği silahlarmış. Bakın sadece ben, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili olarak, Parlamentoda El Nusra ile ilgili olarak 13 ayrı soru önergesi vermişim. Sadat ile ilgili olarak 1 araştırma önergesi olmak üzere 4 soru önergesi vermişim. Bu Hükümet birine cevap vermemiş, tek birine bugüne kadar. 14 ayrı soru önergesi vermişim yanın bu yapılanma ile ilgili olarak. Çünkü El Nusra sonuç itibariyle cihatçı yanın terör örgütleri listesinde ilan bir örgüt ve orada Suriye'de insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt aynı zamanda, savaş suçu işliyor ve oraya Türkiye'den silah gidiyor. Bunu bu işin içinde olan Sedat Peker açıkladı. Peki bir adım var mı? Ya Mit Tırları nedeniyle Can Dündar yazdığı haberden dolayı başına gelmedik kalmadı. Türkiye'de değil şimdi, Türkiye'de değil. Yani kendi emeğiyle yaptığı bütün mal varlığına tedbir konuldu. Evine ondan sonra diğer mal varlıklarına Türkiye'de. E şimdi teker teker bu yazılanlar doğru çıkıyor. E ne olacak peki? Ne olacak? Hiçbir adım yok bu konularda bakın hiçbir adım Yargının adımı yok. Şunu da söyleyeyim: Bunların tümü kayıt altında. O nedenle bizler soru önergesi veriyoruz Parlamentoda. Parlamentonun hafızasında kalsın diye bir vesileyle burada kayıt altına almaya çalışıyoruz bütün bu insan hakları ihlallerini bir biçimiyle. Böyle ağır durumlarla karşı karşıyayız."