Çetin Doğan Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu
Balyoz Davası'nda aldığı 20 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, 'Adil yargılama hakkının ihlal edildiği ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Balyoz Davası'nın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan avukatı Hüseyin Ersöz aracılığıyla bugün Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Avukat Ersöz tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunulan 11 sayfalık dilekçede, Balyoz Davası'nın soruşturma ve yargılama aşamasına yer verildi. Sanıklar tarafından talep edilmesine rağmen dönemin Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenilmediği bunun da savunma hakkının ihlali anlamına geldiği belirtilen dilekçede şu ifadelere yer verildi: "Balyoz Davası'nın şehrin 100 km dışında Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün yanında bulunan salonda yapıldı. Sıradan adliye binalarında olmayan olağanüstü güvenlik önlemlerinin hakim olduğu ve avukatların cep telefonları ile içeri girmelerinin yasak olduğu bir ortamda duruşmalar görülmüştür. Duruşma salonunda tavandan sarkıtılan ses kaydedici cihazlar ile avukatların, müvekkileri ve diğer meslektaşlarıyla arasında gerçekleşen konuşmaları CMK'nın 154. maddesine aykırı olarak kayıt altına alınmıştır. Bu da savunma hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Dosyada bulunan delillerin tartışılması aşaması atlanmıştır. Çetin Doğan'ın 2003 yılından yaşamış olduğu sağlık sorunları yargılamanın hiçbir aşamasında tartışılmamıştır. Ancak suçun teşebbüs aşamasında kalması Çetin Doğan'ın ameliyat olmasına ve bazı sanıkların emekliye sevk edilmesine bağlanmıştır. Bu değerlendirme dayanaktan yoksundur. Zira Çetin Doğan amaliyat sonrası tekrar görevinin başına dönmüştür. Yargılamanın hiçbir aşamasında gündeme getirilmeyen bir konunun aleyhe bir husus olarak gerekçede yer alması savunma hakkının ihlalidir."
Başvurusunun duruşma açılmak suretiyle değerlendirilmesini talep etti
Dilekçenin 'sonuç ve talep' bölümünde, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin onama kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. Maddesi, AİHM içtihatları ile Anayasa'nın 36, 37, 38, 138 ve 140. maddelerine aykırı olduğuna karar verilmesini talep etti. İhlal kararının yerel mahkemeye tebliğ edilmesi istendi. Dosya kapsamında bulunan bilimsel mütalaalara ödenen ücretlere ve uğranılan maddi zararlara istinaden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunan Doğan, yargılama giderlerinin de davalı idare üzerine bırakılmasını talep etti. Gerekli görülmesi durumunda bilimsel mütalaalarda yer alan tespitler çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini isteyen Doğan, başvurusunun duruşma açılmak suretiyle değerlendirilmesine de karar verilmesini talep etti.
Hasdal Cezaevi'ndeki sanıklar: Aytaç Yalman'ın açıklamalarından umutlandık
Balyoz Davası kapsamında Hasdal Cezaevi'nde tutuklu bulunan aralarında Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ve Albay Ali Türkşen'in de aralarında bulunduğu sanıklar 'Türk Hukuk Vicdanları rahatlatmalıdır' başlıklı ortak bir yazı kaleme aldı. Açıklamada "1. Balyoz iddianamesinde sözde darbenin Sayın Aytaç Yalman tarafından önlendiği açık olarak ifade edilmektedir" denilen açıklamada sanıkların ısrarla Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenmesi için ısrarla talepte bulunduğu ancak Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenilmediği ifade edildi. Davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Aytaç Yalman'ı dinlemeden sanıkları haksız bir şekilde 16-20 yıl arasında değişen hapis cezaşlarına çarptırıldığı belirtilen açıklamda, "Türk Millletinin vicdanını yaralayan bu karar ne yazık ki Yargıtay tarafından da dikkate alınmamış ve Yargıtay 'Anılan tanıkları dinlemenn dosyaya bir katkı sağlamayacağı' görüşü ile kararı onamıştır" denildi.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın 4 Kasım 2013 günü medyaya açıklama yaptığı ifade edilen açıklamada şu ifadeler yer verildi: 3 yıla yakın süredir suçsuz yere hapiste olsak da vicdanın sesine dayanamadığı anlaşılan Yalman yaptığı açıklamada, "Balyoz Darbe Planı'ndan haberi olmadığını, Seminer'de yapılan konuşmaların sadece disiplin suçu oluşturduğunu, Seminere katılmamış olan 134 denizci ve 41 havacı subayın 16-20 yıl ceza almasına sebep olan sahte CD'lerin kimler tarafından oluşturulduğunun araştırılması gerektiğini' ifade etmesinden ve bildiği tüm gerçekleri yayımlayacağı kitabında açıklayacağını belirtmesinden son derece umutlandık. Sayın Yalman'ın yaptığı son açıklamalar, 10. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay kararında belirtilen 'Tanık dinlemenin dosyaya bir katkı sağlamayacağı' ifadesi ile çelişmektedir. Açıklamada belirtilen hususlar yargılamayı tümden etkileyebilecek ve yeninden yargılama yapılmasını gerektirecek kadar kuvvetli delil niteliğindedir. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, diğer bir ifadeyle Türk Hukuk sistemi kamuoyu vicdanının tatmin olması için yeni delil olabilecek bu yetkin görüşleri dikkate almalı ve gözardı etmemelidir. Hasdal'daki Balyoz Esirleri."
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi