Bülent Arınç Twitter'ı eleştirdi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sosyal medyayı eleştirdiği açıklamasında 'Twitter denilen rezalet' ifadesini vurguladı.

Bülent Arınç Twitter'ı eleştirdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.02.2014 - 09:15

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümet olarak dini özgürlüklerin ve cemaatlerin yanında olduklarını söyledi.

Eliaçık: Başbakan'ın iman tazelemesi gerek

O vekilden Erdoğan övgüsü için açıklama

AKP'de Erdoğan övgüsünde son nokta

'TWİTTER DENİLEN REZALETİN İÇERSİNDE'

Bursa'da katıldığı bir etkinlikte konuşan Bülent Arınç,  "Bir cemaat bir topluluk bir hizmet hareketi daha çok mutu olabilir. Biz bunun teminatıyız. Buna yürekten inanan biz olmazsak teminat ortadan kalkar. Bunları söylüyoruz, herkes mesajı alıyor. Çok şükür, söylediklerimden dolayı 'Yanlış yaptım' demiyorum. Bir kısım kendini bilmez adam, bizi şirk koşmakla bile itham ediyor, Twitter denilen rezaletin içerisinde. Biz öyle şeylerle hamdolsun ki meşgul değiliz. Biz işin dini tarafını değil, siyasi tarafını söylüyoruz. Bir hükümet, dini özgürlüklerden yana olursa bir hükümet, dindarların dinini yaşamasına her zaman müsamahayla bakmışsa bunu bir temel insan hakkı olarak görüyorsa bu işin teminatı, siyaset kurumudur. Biz bugün gidelim, başımıza gelecekleri Allah korusun görmek mümkündür."  ifadelerini kullandı.

 


Bursa'da bulunan Arınç, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP'nin yerel seçimlerde kazanmasının çok önemli olduğunu, bunun sadece belediye başkanlıkları anlamına gelmediğini dile getiren Arınç, Türkiye'de bolluk ve bereketle işlerin yürümesinin buna bağlı olduğunu söyledi.

Geçen haftaki konuşmasında, hükümet giderse yüksek hızlı trenin de biteceğini söylediğini hatırlatan Arınç, kendilerinden sonra gelecek hiçbir hükümetin buna devam etmeyeceğini savundu.

"Onlara dönerek diyorum ki..."

Bülent Arınç, geçen haftaki konuşmasının ikinci bölümünün ise cemaat veya cemaatlere yönelik olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de bugün herkesin inancını rahatlıkla yaşadığını vurguladı.

Cemaatlerin, sosyal hayatın gerçekleri olduğuna değinen Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de cemaatler dindar ve dindarlığı yaşamak isteyen insanlarsa şuna dikkat etsinler; siz 11 yıldan beri yaşadığınız bu güzellikleri geçmişte hiç bulamadınız. Dolayısıyla bu hükümet, din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. Biz varsak her inanç bu ülkede rahatlıkla yaşanabilecektir. Sadece kılık kıyafet, başörtüsü değil, insanlar düşüncelerini açıklarken bile hiçbir zorlukla ve zorbalıkla bizim dönemimizde karşılaşmadı. Geçmiş dönemlerde ne büyük zulümler, haksızlıklar, inancımıza aykırı, zulmeden otoriter hükümetler, valiler, bakanlar, başbakanlar gördük. Sözüm budur. Onlara dönerek diyorum ki; siz varsanız biz varız ama biz olmazsak siz de zorluklar içinde yaşar hatta olmayabilirsiniz. Herkes söylediğimin ne anlama geldiğini bildi ama iki grup bunu istismar etti. Birincisi, 'Ne demek biz sizden önce de vardık, sizden sonra da var olmaya devam edeceğiz.' Amenna. İslamiyetin zuhurundan bu yana Hazreti Peygamber'in yolunu takip edenler, sahabelerinin ölçüsüyle hareket edenler her devirde olmuştur. "

"Bir kısım kendini bilmez adam..."

"Kurslara, Kur'an öğretimine karşı herkesin düşmanlık yaptığı bir Türkiye, kaç yıl öncesinin Türkiye'sidir?" diyen Arınç, dünyada bir Müslüman bile kalmışsa onun, bunun mücadelesini vereceğini dile getirdi.

Rahatlık ve huzur içinde daha da çoğalarak, bu işin eğitimini daha rahatlıkla yapmak suretiyle bir cemaat veya bir topluluk, bir hizmet hareketinin daha çok mutlu olabileceğine dikkati çeken Arınç, şu ifadeleri kullandı:

"Biz bunun teminatıyız. Buna yürekten inanan biz olmazsak teminat ortadan kalkar. Bunları söylüyoruz, herkes mesajı alıyor. Çok şükür, söylediklerimden dolayı 'Yanlış yaptım' demiyorum. Bir kısım kendini bilmez adam, bizi şirk koşmakla bile itham ediyor, Twitter denilen rezaletin içerisinde. Biz öyle şeylerle hamdolsun ki meşgul değiliz. Biz işin dini tarafını değil, siyasi tarafını söylüyoruz. Bir hükümet, dini özgürlüklerden yana olursa bir hükümet, dindarların dinini yaşamasına her zaman müsamahayla bakmışsa bunu bir temel insan hakkı olarak görüyorsa bu işin teminatı, siyaset kurumudur.

Biz bugün gidelim, başımıza gelecekleri Allah korusun görmek mümkündür. Bazen aklıma şöyle geliyor; hani 3 aylığına ortadan bir kayboluversek sobe oyunu oynar gibi bir yere saklansak ve arkadan bizim yerimize 3'lü, 4'lü bir koalisyon kursalar da 3-4 ayda memleketin ne hale geldiğini bir görseler, acaba çok da etkili olur mu diye düşünüyorum. Allah korusun, bunu düşünmek bile zor. O yüzden hükümetimizin kıymetini herkes iyi bilsin. Herkes elini vicdanına koysun ve şunu düşünsün; AK Parti giderse onun yerine gelecek güçlü bir parti ve hükümet var mı? Görebiliyor musunuz? Bugün 3 tane parti varsa parlamentoda bunlar birbiriyle anlaşabiliyor mu? Bunların fikirleri, zikirleri birbirini tutuyor mu? CHP kendi içinde kaç parça? MHP'nin gücü ne kadar? Öbürlerini saymaya bile gerek görmüyorum. Biz Türkiye'de barışın, kardeşliğin, inancın, hizmetin sigortasıyız. Bu sigortayı attırmayın. Bu sigorta atarsa ülke karanlıkta kalır."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler