Bu yıl 30. kez düzenlenecek Ankara Film Festivali’nin açılışında büyük coşku vardı

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 30. Ankara Film Festivali, Ankara MEB Şura Salonu’nda yapılan açılış töreniyle başladı.

Bu yıl 30. kez düzenlenecek Ankara Film Festivali’nin açılışında büyük coşku vardı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.04.2019 - 22:51

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 30. Ankara Film Festivali, Ankara MEB Şura Salonu’nda yapılan açılış töreniyle başladı

Bu yıl bahar gecikti. İstanbul’da hele... Ama Ankara’ya gelince gördüm ki, hava hâlâ bir hayli soğuk olmasına rağmen kente bahar gelmiş. Tıpkı İstanbul gibi. 30. Ankara Film Festivali’nin önceki akşam yapılan açılış törenine de bu bahar atmosferinin damga vurması kaçınılmazdı elbette. Gecede kısa bir konuşma yapan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’den tutun da tören sonrası davetlilere sağlam bir müzik ziyafeti sunan Moğollar grubunun efsane ismi Cahit Berkay’a kadar hemen herkes bu bahara atıflar yaptı, yeni dönemin heyecanını paylaştı.

Sunuculuğunu Şenay Gürler ve Ünsal Ünlü’nün üstlendiği 30. Ankara Film Festivali açılış gecesi sponsorlara verilen plaketlerin sunumuyla başladı. Türkiye’nin belki de tek bağımsız film festivali olan ve bu yüzden de sponsor desteklerinin son derece önem kazandığı etkinliğe destek verenler arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Çankaya Belediyesi, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Goethe Institut gibi resmi kurumlarla çok sayıda özel kurum ve kuruluş da yer alıyor ama Ünsal Ünlü’nün hemen her sahneye çıkana söylediği gibi bu desteklerin her yıl sürmesi gerekiyor. Başka türlüsü zor çünkü. Öte yandan yıllardır tüm zorluklara rağmen festivali güçlü programından ödün vermeden sürdüren Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol ve Festival Başkanı İnce Demirkol’un olağanüstü çabalarını da bir kez daha vurgulamakta yarar var. Onlarsız da çok zor zira.

Onur ödülleri

Gecede üç isme onur ödülü takdim edildi. Bunlardan ilki geçen günlerde artık dizi yapmak istemediğini dile getiren ve yine dizi çekimleri yüzünden törene katılamayarak bir video yollayan Gülse Birsel idi. Yolladığı mesajda sık sık özür dileyen Birsel, Ankara’da olamadığı için üzgün olduğunu ifade etti. Gecenin bir diğer onur ödülü olan “Sanat Çınarı” ödülü ise Türk edebiyatının güçlü kalemi, Ankaralı yazar Nazlı Eray’a takdim edildi. Ona ödülünü veren isim Vecdi Sayar oldu. Gecenin son ödülü “Aziz Nesin Emek Ödülü” sinemamızın yaşayan en büyük efsanelerinden birine, Kadir İnanır’a verildi. Ödülü almak üzere alkışlar eşliğinde sahneye gelen İnanır, önce Aziz Nesin ile olan birkaç anısını anlattı ve sözlerini şöyle noktaladı: “Eğer demokratik bir ülke olmak istiyorsak düşünen, konuşan, cesur aydın insanlara ihtiyacımız var. İşte Aziz Nesin böyle bir aydındı, böyle güzel bir insandı. Keşke tanısaydınız, inanamazdınız, cimriye çıkmıştı adı, asla cimri değildi. Çünkü biriktirdiği bütün paraları kimsesiz ve yoksul çocukların eğitimi için bir vakfa gönderiyordu. Kendisi de orada yatıyor zaten ama capcanlı içimizde, bizim gönlümüzde. İşte böylesine büyük bir ustanın, işte böylesine büyük bir aydının adına verilen böylesine büyük bir ödüle layık görüldüğüm için son derece onurluyum. Çok teşekkür ederim.”

‘Moğollar değil...’

Ödüllerin verildiği, festival filmlerinin, yarışma jürilerinin tanıtıldığı ve 30. yıl için hazırlanan kısa belgeselin gösterildiği gecede finali, 50 yılı aşkın bir süredir varlığını sürdüren Moğollar grubu yaptı. Cahit Berkay, Taner Öngür, Emrah Karaca, Serhat Ersöz ve Kemal Küçükbakkal’dan kurulu grup yaklaşık bir buçuk saat boyunca en bilinen parçalarını çalıp söyleyerek salonu duygudan duyguya sürükledi. Sivas’ta katledilen 33 aydın için yazılan “Issızlığın Ortasında”, başta Serhat Ersöz (klavye) olmak üzere tüm ekibin tek tek sololarla döktürdüğü “Tamirci Çırağı”, sahnedeki perdeye Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının görüntülerinin yansıdığı “Geri Sar” (Geri sar 68 ruhuna, Denizlerin aşkına geri sar) gibi parçalar seyirciden büyük alkış alırken, Cahit Berkay’ın konser boyunca sık sık sarf ettiği “Dün İstanbul’da o kadar sevinmişim ki sesim kısılmış” cümleleri Serhat Ersöz’ün geceye damga vuran esprisine yol açacaktı: “Oldu olacak grubun adını Moğollar değil Mazbata yapalım.” 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler