“Bu yıkımla yüzleşmek bir zorunluluk”

24 Nisan anmasının son durağı dün akşam Tünel Meydanı'ydı. Birkaç yüz kişilik kalabalık, 102 yılın ardından gerçek bir yüzleşme, özür talep ediyordu.

“Bu yıkımla yüzleşmek bir zorunluluk”
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.04.2017 - 10:24

24 Nisan 1915 anması için bir araya gelen birkaç yüz kişi, dün saat 19.15'te Tünel Meydanı'nda polis demirleriyle çevrili bir alanı doldurdu. Üniformalı ve sivil polislere basın mensuplarını eklediğinizde, bu grubun sadece anma için toplananlardan daha kalabalık olma ihtimali var.

“Bundan tam 102 sene önce 24 Nisan, Ermenilere yönelik büyük bir harekatın başlangıç günü olarak seçilmişti” cümlesi yükseldi mikrofondan. 102 yıl önce akşamın çöktüğü bu saatlerde polis bazı Ermeni evlerinin kapısını çalıyor, birkaç soru için karakola gelmeleri isteniyordu. Hemen döneceğini düşünerek pijamasıyla çıkan vardı. Büyük çoğunluğu dönmeyecekti.

O yüzden İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon bu yıl da gündüz 12'de Sultanahmet'teydi. Bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olan Merkez Hapishanesi, yazar, çizer, gazeteci, eğitimci, vekil, şair, tiyatrocu, doktor, matbaacı, 250'ye yakın Ermeni yurttaşın evlerinden toplanıp getirildikleri yerdi. Ayaş ve Çankırı'daki cezaevlerine doğru, sonu meçhul ya da malûm yolculuğa buradan çıkacaklardı. Dün akşam fotoğrafları meydana dizilmişti; tek tek isimleri okundu. 

“Yüzleşmek bir zorunluluk” 

Hafıza Merkezi'nin direktörlerinden olan gazeteci Murat Çelikkan'ın okuduğu anma bildirisinde “Demokrasinin, çatışma kültürü yerine barış içinde bir arada yaşama dinamiklerinin güçlenmesi, ırkçılığın ve nefret söyleminin geriletilmesi, içindeki her bir bireye, gruba, çevreye, kimliğe güven veren bir sosyal dokunun inşa edilmesi, bunların hepsinin başarılması için 102 sene önce başlayan ve birkaç sene içinde tamamlanan bu yıkımla yüzleşmek bir zorunluluk” deniyordu. Bunun neresindeyiz? Sadece sosyal medyada içinden “24 Nisan” ve “soykırım” geçen bir arama yapmak insanın yüreğine taş oturtuyor, 1915'ten sonra Ermeni halkına yaşatılanların mesûlü olan zihniyetin dipdiri varlığı, yüzleşmeye dair ihtimali ufalıyıveriyor. 

Göz göre göre öldürülen Hrant Dink'in “23 Nisan’ı birlikte kutladığımız gibi, 24 Nisan’ı da birlikte andığımız gün, bu sorun ‘sorun’ olmaktan çıkacaktır” diye bitirdiği bir yazısı var. “Bir Gün... 24 Nisan” başlıklı bu yazının ilham verdiği 23,5 Nisan anması beş yıldır Pangaltı'da, HDP Şişli İlçe Örgütü öncülüğünde düzenleniyordu. Bu yılın “olağanüstü halleri” bu anmayı da meramına ulaşacağı sokaktan koparıp kapalı bir binaya mecbur bıraktı örneğin. Dün Tünel Meydanı'nı dolduran çok kişinin kafasından geçmiştir “Bu yıl izin vermezler” cümlesi. Evet, çünkü verilmeyebilirdi. O kadar belli olmazdı. Her şeye rağmen gerçekleşebilmesinden duyduğu hoşnutluğu dile getirenler vardı. 

“Kardeşlik edebiyatı” 

Balıkçı ailesi meydandaydı. Anmanın gün içindeki bir durağı da Sevag Şahin Balıkçı'nın Şişli Ermeni Mezarlığı'ndaki mezarı olmuştu. Tam altı yıl geçmiş. Sevag'ın, Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda zorunlu askerliğini bitirmesine 23 gün kala, Paskalya'ya denk gelen 24 Nisan'da “samimi bir arkadaşının” silahından çıkan kurşunla “kazayla” öldüğü söylenmişti başta. Yıllara yayılan davada sanık “bilinçli taksirle öldürmek” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası aldı sonra; bir de aileye reva görülen 40 bin liralık manevi tazminat.

Şunu unutmak zor. Cinayetin ardından Batman'a giden ailesine, her şeyden önce Sevag'ın devre arkadaşlarıyla mutlu fotoğraflarının olduğu kalın bir fotoğraf albümü verilmişti. Kimi komik, klişe askerlik hatıra fotoğrafları... Kiminde Sevag, bir süre sonra onu öldürecek kişiyle birlikte. “İşte bakın aralarında husumet yokmuş” demeye getiriyorlardı yani baba Garabet Balıkçı'ya. “İşte onlar kardeş gibilermiş” demek istiyorlardı anne Ani Balıkçı'ya.

Yaraşır cesaret, dürüstlük ve haysiyetle yüzleşilmedikçe, “Soykırım dedi mi?”ye sıkıştırılan tartışma, 1915'ten hiç konuşmadan yapılan “kardeşlik edebiyatı”, işte ancak o fotoğraf albümü kadar hakikate yakın geliyor. Bugün dediğimiz, hesabı görülmemiş dünden müteşekkildir biraz da.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler