Bu utanç aslında kimin?
Habercilik ülkemizde çok güzel. Bu cümleyi bir gazeteye yazacağım aklıma gelmezdi ama öyle. Misal her gün (en az) bir adet “tecavüz” haberi yapılıyor. Ve haberciler de ister istemez “Bu haberi nasıl daha okunası hale getiririm” diye düşünüyorlar. Konuya Türkiye sınırları içinde bulunan yaratıcı çözümlerse gerçekten muazzam!
Tıklanır cinsel şiddet haberinin kodları
Tecavüz haberinize, jenerik bir “erkek eli önünde yüzünü kapatmış, üstü başı yırtılmış kadın” fotoğrafı eklemekle başlayın. Ya da elinizde mevcutsa mağdurenin fotoğrafını, sanki olaylardan o sorumluymuş gibi, gözlerini bantlayarak, yüzünü mozaikleyerek yayınlayabilirsiniz. Görsel seçerken, aynı gün cinsel saldırıya uğrayanın mozaikli ve mozaiksiz fotoğraflarını kullanmak suretiyle kendinizle çelişmeniz de hiç sorun olmaz. Daha da önemlisi, mağdurenin Facebook profiline, Instagram hesabına girip özel fotoğrafları ile bir galeri oluşturabilir, hele ki mağdure ünlüyse, eski sevgilileriyle çekildiği yahut bir defilede verdiği pozlarla haberinizi süslemekten zerre imtina etmezsiniz.
Çünkü cinsel saldırıya uğramış bir kadının hayatı boyunca verdiği en şuh pozları haberinizde kullanmak, sizin en doğal hakkınız!
Görseli seçtikten sonra sıra haberin metnini yazmaya gelecek. Zor gerçekten. Bu ülkede cinsel saldırılar durmuyor, haliyle her gün yeni bir haber yazma motivasyonunuz düşüyor. Bu vesileyle yapmanız gereken haber metni içine minik, ilgi çekici ayrıntılar bırakmak. Mesela kadının o gün üstünde ne olduğu, tecavüzcülerin nasıl canice fanteziler uyguladığı haberiniz içinde detaylanabilir. Ya da mağdurenin kimliğini güzelce araştırır, haberin içine başına bu işlerin neden açıldığına dair ufak bir dokundurma yerleştirirsiniz. Mağdure gece erkeklerle bir evde içki içmiş olabilir, yurttan kaçmış olabilir, bir barda, otelde çalışıyor olabilir, tek başına gezmeye çıkmış ya da ülkemize yalnız başına seyahate gelmiş olabilir… Sonuçta herkes tecavüze uğramıyor, uğrayanın hiç mi sorumluluğu yok?
Geldik haber başlığına… Öyle bir manşet vurmalısınız ki oraya, insanın ister istemez gözü kaymalı. Habere bir internet sitesinde, yahut Twitter’da denk geldiyse, tıklamadan geçememeli. Eee bu kadar ilgi çekecek başlığı atmak kolay değil. Yineliyorum, “her gün en az bir tecavüz haberi” yapılırken, farklılaşmak ister istemez zor! İşte bu sebeple, hikayenin en iç acıtıcı, en rezil, en korkunç kısmını başlığa taşımalısınız. İşin içinde ensest varsa, ölüm varsa, hele vahşi cinayet varsa, bunlar başlıkta mutlaka olmalı. Mağduremiz öldürüldüyse nasıl? Cinsel saldırı topluca yapıldıysa kaç kişi? Reşit değilse tam olarak kaç yaşında? Bunlar başlığa taşıyabileceğiniz önemli hususlardır.
Susmaktan vazgeçenler ya da ölümü seçenler
Yaşadığı cinsel saldırı ve baskılar sonucu intihar eden Aysun Altay’ın haberiyle, komedyen Bill Cosby’nin onlarca yıl boyunca istismar ettiği 35 kadının haberi, gündeme aynı günlerde düştü. Aysun, abisi tarafından saldırıya uğramış, aile bireyleri tarafından tehdit edilmiş ve erkek arkadaşının tabancasıyla kendini kalbinden vurmuştu. Bu, ülkemiz için kahredici bilinirlikte bir hikayeydi. Öte yanda ise, komedyen Bill Cosby tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırıların, uzun süredir Amerika toplumu tarafından bilindiği ama kimsenin buna inanmadığı konuşuluyordu.
Gerçekten de 2005 yılında açılan davada, 12 kadın Bill Cosby’nin cinsel saldırılarından şikayetçi oldu. Fakat hem medya hem de toplum, kadınları para ve şöhret peşinde koşmakla suçlayınca, Cosby hayatına ve icraatlarına esenlikle devam etti. Taa ki standup komedyeni Hannibal Buress, bir şovunda Bill Cosby’den “tecavüzcü” olarak bahsedene kadar. Buress’in videosu Amerikan toplumunda, özellikle genç kesimde yoğun bir sosyal medya tepkisi ile karşılaştı. Artık kendilerine inanan genç bir güruh olduğunu ve sosyal medya desteğini gören cinsel şiddet mağduru kadınlarsa, bir bir seslerini yükseltmeye başladılar. Son olarak New York Magazine bu kadınlardan resimlerinin, hikayelerinin ve isimlerini kullanılmasına izin veren 35’ini kapağına taşıdı. Makalede ise artık Bill Cosby’nin komedyenliğiyle değil cinsel saldırılarıyla anılacağı, dahası bu olayın bir emsal teşkil edeceği ve artık kadınların erkek gücü karşısında korkmayacakları, başlarına gelenlerden utanıp susmayacakları muştulanıyordu.
Türkiye gerçeğine ve Aysun’un haberine dönecek olursak, haber medyamızda az çok yukarıda anlattığım şekillerde işlendi. Hatta Akşam gazetesi sosyal medya tepkisine rağmen hâlâ kaldırmadığı “Utanca dayanamadı” başlığı altında verdi Aysun’un kahredici haberini. Çünkü onlara göre utanması gereken, suçlanması mübah olan, bizzat saldırıya uğrayan, yani Aysun, yani onun nezdinde tüm kadınlardı. Tıpkı ülkemizde kadın başına asla otostop çekilmeyeceğini bilmesi gereken Pippa Bacca, yahut zengin çocuklarla arkadaş olmaması gereken Münevver Karabulut gibi…
Farkında mıyız biz de bu suça ortak oluyoruz
Bir yanlışa verdiğimiz tepki, temelde o yanlışla daha ne kadar karşılaşacağımızı belirliyor. Kadınlara karşı işlenmiş suçları konuşurken kullandığımız her “ama” ise, sorumluluğu suçluya değil, bizzat mağdurun sırtına yüklüyor. Bu sebeptendir ki, belki şu an başka bir Aysun, evinde kendini öldürmekle, bir başkası yaşadıklarını kimseye anlatamadığı, anlatsa kendisi daha çok zarar göreceği için susup saklanmakla, yaşadığı acılara tek başına katlanmakla meşgul. Böylece yanlış bizim kullandığımız dille, savunma mekanizmalarıyla ve toplumda insana verdiğimiz değerle kendini sürekli yineliyor.
Cinsel saldırı hem suç, hem de bir insanın başına gelebilecek en korkunç trajedilerden biri. Bunu normal gösterecek her satırı yazdığımızda ve bunu mağdurun sorumluluğu sayacak her kelimeyi okuduğunuzda, biz de bu suça ve trajediye ortak oluyoruz. Bu çarkı döndüren dişlilerden biri oluyoruz. Olmayalım.
En Çok Okunan Haberler
- Önce kağıdı yırttı, sonra valizi çıkardı!
- Kalben ödül gecesine 'erkek' olarak katıldı
- Tapuda yeni dönem başlıyor!
- Cumhurbaşkanı sekreterine bıçaklı saldırı
- Trump tarih verdi, tehdit etti: 'Cehenneme dönecek'
- Parlamentodan 'geçersiz' kararı
- TÜİK kasım ayı enflasyonunu açıkladı
- Esad'a çağrı yaptı: 'Sırada Münbiç var...'
- Sucuk, peynir, börek ve zeytinyağında sahtecilik!
- İstanbul'un suç haritası belli oldu