‘Bu suçlar ölümle kapanmaz’

Yargıtay savcısı Mücahit Erdoğan, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ölümü nedeniyle düşürülen 12 Eylül davası kararının bozulmasını talep etti. 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 50 kişinin idam edildiği, 230 bin kişinin yargılandığı 12 Eylül darbesini tasarlayan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 Haziran 2014’te müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkeme, Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesine göre sanıkların rütbelerinin sökülmesine de hükmetmişti. Yargıtay, 2015 yılının Mayıs ayında Evren’in, Temmuz ayında da Şahinkaya’nın ölmesi nedeniyle kararı bozdu. Yerel mahkeme de bozma sonrası yargılama kapsamında Mayıs 2017’de davayı düşürdü.

Suçtan elde edilenler

Düşme kararının sonra darbenin ardından gözaltında katledilen Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Sekreteri ve Merkez Komite üyesi Mustafa Hayrullahoğlu’nun eşi Aynur Hayrullahoğlu, avukatı Ergin Cinmen aracılığıyla karara itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, “sanıklar hakkında müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığı” kararının bozulması talep edilerek şöyle dendi: “Müsadere konusu olabilecek eşyalar, onların darbe yapılması sürecinde haiz oldukları iktidardan kaynaklanması nedeniyle elde edildiğinden yani suçtan elde edilen eşya olduğundan kararın bozulması gerekmektedir.”

TSK’den çıkarılmadılar

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mücahit Erdoğan, temyiz talebini değerlendirerek, kararın bozulması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Erdoğan kararında, şu ifadeleri kullandı: “Sanıklar hakkında bu hükmün verilmesi halinde, sanıklar bu rütbe ve memuriyetlere ilişkin hiçbir hak ve yetkiyi kullanamayacaklardır. Bu durumda ise örneğin maaş, ikramiye, orduevinden istifade, koruma, ev, eşya tahsisi vb. hiçbir haktan istifade etmeleri mümkün olmayacaktır. Bu durum mirasçıları bakımından da geçerli olacaktır. Bozma ilamından sonra sanıklar hakkında müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi nedeniyle sanıklar hakkında Askeri Ceza Kanununun 30. ve 31. maddelerindeki ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinden Çıkarma’ cezası tatbik edilmemiş, dolayısıyla sanıklar general rütbesinin vermiş olduğu hak ve yetkileri mirasçıları eliyle kullanma imkanı ortaya çıkmıştır. Bu durum ise zaman aşımı ve ölüme rağmen müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden davaya devam edilmesini öngören yasal düzenleme ve bozma ilamının özüne ve ruhuna aykırı olacaktır.”