Brüksellahanası Brükselli mi?
Türkiye’de sosyetik ürün olarak bilinen kuşkonmaz, beyaz hindiba ve brüksellahanası Belçika mutfağının önemli sebzeleri. Türkiye’de marulu çok severdim. Burada yanına beyaz hindiba da eklendi. Alır elime çerez niyetine yerim. Brüksellahanası ile kuşkonmaz için aynısını söylemek zor. Tadını hiçbir zaman alamadığım ve sosların ve yanındaki diğer sebzelerin hatırına yediğim brüksellahanası yerine bizim beyaz lahana tercihimdir.
Lüks bir restoranda yediğim kocaman tabağın ortasında ancak mikroskopla görülebilecek büyüklükteki kuşkonmazı unutmam ise mümkün değil. Kremalı sosuna ekmek bandırarak doyabilmiştim ancak. Üstelik farklı farklı pişirme yöntemleri var ve hepsine birer ilginç isim vermişler pişirildiği yöreye göre.
Yıllardır Brüksel’den yazıp da “brüksellahanası” hakkında kalem oynatmamak olur mu?.. Brüksellahanası ya da diğer adıyla frenklahanası (Brassica oleracea Gemmifera), turpgiller ailesinden pinpon topu büyüklüğünde küçük yumru şeklinde ve kalınca kat kat yaprakları olan ve matruşkayı andıran bir sebze. A, C ve K vitaminlerini bolca içeren bu sebze, demir ve potasyum mineralleri bakımından zengin ve 100 gramında sadece 42 kalori bulunuyor. Sıfır kolesterol içeren bu sebze kalsiyum, fosfor, folik asit, beta karoten, E vitamini, B6, B1 vitamini, manganez ve Omega3 yağ asitleri de bulunduruyor.
Hakkında yazılanlara bakarsanız her derde devadır ve neredeyse bir ölümsüzlük iksirini andırır (!) Diyet yapanların yakından tanıdığı ve diyetisyenlerin salık verdiği bu sebze ile ilgili olarak “Yaşlanmayı engelleyen, kanserden koruyan ve sindirim sistemine büyük katkısı olan mucizevi sebze; faydaları saymakla bitmeyen brüksellahanası...” gibi tanımlara rastlarsınız.
13. YÜZYILA UZANIYOR
Diyetler yüzünden brüksellahanası ve brokoli “türü tükenmekte olan bitkiler” listesine girecek neredeyse. “Biri brokoli ve brüksellahanası dışında başka sebzeler de olduğunu diyetisyenlere hatırlatsın!” paylaşımı yapıyorum sosyal medyada. Hemen soru geliyor: “Brükselliler brüksellahanasını çok tüketiyor mu? Ha ben yiyorum da herkes kaçıyor... Talep nasıl bu sebzeye...”
“Brüksel’le çağrıştırılan küçük lahana burada da popüler. Pazar yazısı yazıp anlatayım kökeni 13. yüzyıla varan, 17. yüzyıl sonlarında Fransız kolonistlerce Amerika kıtasına ulaştırılan ve 18. yüzyıl başından itibaren orada da bilinen sebzeyi” diye yanıt veriyorum.
“Çıkışı gerçekten Brüksel mi, menşeini anlatın. Diyetisyenlerin dayattıkları sebzenin köklerini öğrenelim... Olmasaydı ne yapardık?” diye sevimli bir taleple karşılaşıyorum.
Bir kış sebzesi olan brüksellahanası ilk olarak Romalılar zamanında İtalya’da görülmüş. Her sağlıklı besin olduğu gibi, aslında bu sebze de Akdeniz kaynaklı yani. Büyük bir olasılıkla 1200’lü yıllarda Brüksel’de yetiştirilmeye başlanmış. Şu an bildiğimiz halindeki brüksellahanası hakkında ilk kayıtlar 1587 yılına ait. Şekil olarak lahanaya çok benzemesi ve ilk yığınsal üretiminin Brüksel’de yapılması nedeniyle sebze brüksellahanası olarak isimlendirilmiş. 1800’lerde Amerika’nın da keşfettiği minik büyülü mucize, 1900’lerin başında 1920’de Kaliforniya’da yetiştirilmeye başlanmış. 1940’larda dondurulmuş gıda sektörünün gelişimiyle endüstrinin önemli bir ürünü olmuş.
Türkiye’de de üretimine başlanan brüksellahanasıyla farklı çorbalar yapılıyor, et yemeklerinin yanında haşlama olarak veya garnitür olarak kullanılıyor. Salatalara çiğ olarak incecik doğranıyor, sosla fırında pişiriliyor. Püresi yapılabiliyor. Havuç ve soğanla ayrı düşünemediğim bu sebze buharla haşlandığı zaman besin değerini daha iyi koruyor.
Çocukların görünce kilometrelerce kaçtığı bu besin değeri yüksek sebze fazla pişirilince etrafa feci bir koku salıyor. Onun çözümü ise pişirirken bir miktar süt katmak! “Gaz yapıcı özelliğinden dolayı özellikle ülser veya ishal sorunu olanlar dikkat etmeli. Guatrojenik bir besin olduğundan aşırı tüketimi troid bezinin yavaşlamasına neden olur ve guatr hastalığına yol açar. K vitamini nedeniyle antikoagülan alanların brüksellahanası yerken dikkat etmesi gerekir” diye özetleyebiliriz kimi uzmanın değindiği bu büyülü sebzenin yan etkilerini. Belçika’da yılda kişi başına 7 kg. beyaz hindiba yeniyor. Belçika’yı 3.5 kg ile Fransa ve 3.2 kg ile Hollanda izliyor. Brüksellahanası Avrupa’da en çok İngiltere’de, Hollanda’da ve Belçika’da yetiştiriliyor. Dondurulmuş gıda sektörü için endüstriyel alanda yüzde 70’i Belçika’da üretiliyor. Avrupa’da en çok Brüksel lahanası yenilen ülkeler de bu 3 ülke. İngiltere’de yılda kişi başına 810 gr, Hollanda’da 710 gr ve Belçika’da 700 gr. brüksellahanası tüketiliyor.
‘VİVALDİ’ KOALİSYONU
Aslında genel seçimden 493 gün sonra kurulan Belçika federal hükümetini yazmak istiyordum ama brüksellahanasına başlamıştım bir kere. Zaten yeni hükümet de brüksellahanası gibi. İçinde her türlü vitamin; sosyalistler, liberaller, Hıristiyan demokratlar ve yeşiller var. Bakalım brüksellahanası hükümeti koronavirüs ile mücadeleyi kazanabilecek mi? 44 yaşındaki yaşamını kadın-erkek eşitliğine ve ezilenlerin korunmasına adayan belki de dünyada görebileceğiniz en sola yakın liberal başbakan Alexander De Croo (Open Vld) umut veriyor. Vivaldi’nin “4 Mevsim” adlı bestesinden esinlenerek 4 farklı siyasi eğilimi temsil eden koalisyona Vivaldi adı verildi.
erdincutku@binfikir.be
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!