Böceğe 43 yıl istendi

Gülen bağlantısı iddiası: Erdoğan’ın çalışma ofislerinde bulunan dinleme cihazlarına ilişkin 13 kişi hakkında dava açıldı. Zanlıların hangi örgüt veya ülke adına dinlemeyi yaptığının tespit edilemediği, bu nedenle dosyanın ayrıldığı belirtildi. Ahmet Türer'in HTS kayıtlarından yapılan araştırmada, Fethullah Gülen'in yardımcısı Sinan Dursun ile irtibatının olduğu iddiasına da yer verildi.

Böceğe 43 yıl istendi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.11.2014 - 04:00

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine böcek” olarak adlandırılan dinleme cihazı yerleştirilmesine ilişkin 13 kişi hakkında iddianame düzenlendi. Mahkemeye sunulan iddianamede, askeri ve siyasal casuslukla suçlanan eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ile Erdoğan’ın eski koruma müdürleri Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut’un da arasında bulunduğu şüpheliler hakkında 43.5 yıla kadar hapis cezası istendi. Şüphelilerin dinlemeleri hangi örgüt, cemaat ya da ülke adına yaptığının tespit edilemediği belirtilen iddianamede, şüphelilerin kurdukları, yönettikleri suç örgütü ile dinleme kayıtlarının bulunması amacıyla evrakın ayrıldığı belirtildi. Savcılık, şüphelilerin “Fethullah Gülen örgütsel yapılanması ile” bağlantısını araştırıyor. İddianamede, şüphelilerden Ahmet Türer’in HTS kayıtlarından yapılan araştırmada, Fethullah Gülen’in yardımcısı Sinan Dursun ile irtibatının olduğu iddiasına da yer verildi.

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Durak Çetin, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın yasadışı dinlendiği iddiasıyla ilgili soruşturmasını tamamladı. Savcı Çetin, soruşturma sonucunda hazırladığı 73 sayfalık iddianameyi, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gönderdi. Söz konusu mahkemenin başkanlığını, Ergenekon soruşturması sırasında örgüt üyeliği iddiasıyla dinlenen yargı üyeleri arasında yer alan hakimMahmut Kaya yapıyor.

Cumhuriyet’in ulaştığı iddianamede, zanlılar; askeri ve siyasal amaçlı casusluk, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kaydetmekle suçlanıyor. İddianamede, şüpheli Ali Özdoğan’ın Başbakan’ı 2011 yılından itibaren çalışma ofislerinden dinlemek istediği belirtilerek, şöyle devam edildi:

“Ali Özdoğan, bu amaçla hareket ederek tanıdığı Serhat Demir’e ulaşıp bunu kendi çalışanı olan şüpheli Sedat Zavar ile görüştürdü. Özdoğan, Sedat Zavar’ın çalışanlarından Enes Çiğci ve İlker Usta’dan oluşturduğu ekiple 2011 yılı 24 Kasım’dan itibaren Çankaya resmi konuttaki çalışma ofisinde 3’lü prizin içine şüpheliler Serhat Demir, Sedat Zavar, İlker Usta ve Enes Çiğci’nin dinleme cihazı yerleştirmeleriyle, dinleme cihazının bulunduğu 29 Aralık 2011 tarihine kadar dinleme yaptılar. Aynı ekip, 25 Kasım 2011 tarihinde Başbakanlık Keçiören ikametgahındaki çalışma ofisinde 6’lı prizin içine dinleme cihazı yerleştirmeleriyle, 28 Aralık 2011 tarihine kadar dinleme yaptılar.”

İddianamede, şüpheliler Mehmet Yüksel ve Zeki Bulut’un ise personelleri olan Ahmet Türer, Serhat Demir, İbrahim Sarı, Harun Yavuz, Hurşit Gölbaşı ve Seyit Saydam’a yaptıkları görevlerle ilgili olarak Başbakanlık ikametgâhlarındaki arama ve tarama faaliyetleri sebebiyle yeterince ve gerekli kontrolü, denetimi yapmayarak dinleme cihazlarının konulması için ortam hazırladıkları, bu şekilde suça yardım ettikleri öne sürüldü.

İddianamede MİT görevlisi Orhan Şengül’ün dosyası ise ayrıldı. MİT ekibinin Başbakan’ın Keçiören ikametinde arama-taramaya gitmesinden itibaren Ali Özdoğan’ı dosyası ayrılan Orhan Şengül’ün bilgilendirdiği aktarılan iddianamede, daha sonra Ali Özdoğan’ın Orhan Şengül ile buluştuğu kaydedildi. Cihazların TÜBİTAK’a incelenmek üzere gönderildiği sırada Orhan Şengül’ün TÜBİTAK yöneticisi Hasan Palaz ile görüştüğü ifade edilen iddianamede, bu görüşme sonucunda şüpheli Hasan Palaz’ın yapılan inceleme ve raporlarda yanıltma amaçlı çalıştığı savunuldu. Buna karşılık iddianamede, zanlılarla ilgili örgüt üyeliği suçundan ise dosyanın ayrıldığı belirtilerek, şöyle denildi:

“Şüpheliler Ali Özdoğan, Serhat Demir, Sedat Zavar, Enes Çiğci, İlker Usta, Ahmet Türer, Hasan Palaz, yaptıkları örgütlü siyasal amaçlı casusluk suçunun ve diğer işledikleri örgütlü özel hayatın gizliliğini ihlal ve dinleme eylemlerini hangi örgüt adına yaptıkları, örgüt kurucu, yönetici, lideri ve üyelikleri ile dinlemelerin adına yapılan örgüt, cemaat ya da ülke adına olduğunun tespiti bakımından şüphelilerin yapmış oldukları dinlemelerin nerede, hangi ülkede olduğunun tespit edilemedi. Dinleme kayıtları bulanamadığı anlaşıldığından şüphelilerin kurdukları, yönettikleri suç örgütü ile dinleme kayıtlarının bulunması amacıyla evrakın ayrılması gerektiği kanaatine varıldı. ”

İddianameye göre, örgüt suçundan dosyanın ayrılmasının nedeni, şüphelilerden Ahmet Türer’in üzerinden çıkan bir not. Notta, Askeri Yargıtay’da bulunan bir davadan bahsedildiği, bu davanın kaybedilmesi halinde “TSK içindeki hizmetin hâkimlerinin zarar göreceğinin” yazıldığı ifade edildi. Savcılık kaynakları, örgüt dosyasının Fethullah Gülen hakkında yürütülen ana soruşturmayla birleşebileceğini kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler