Bir porsiyon 'Mualla'ya ne dersiniz?
Çikolata Dükkânı’nın kapısında kuyruk oluşuyor. İki haftalık raf ömrü olan çikolatalar, doğal malzemelerle üretiliyor...
İstanbul Moda’da, her geçen gün müdavimleri artan bir mekan Çikolata Dükkânı. Anne ve teyze adındaki tatlılarıyla, kapısında kuyruklar oluşuyor. Dükkânda satılan çikolataların raf ömrü ise uzun değil. En fazla iki haftada tüketmek gerekiyor. Çünkü, tariflerde doğal malzemeler kullanılıyor. Mekânın sahibi Yılmaz Cihan, çikolata aşkıyla yaşamını değiştiren eski bir ‘beyaz yakalı.’ Marmara Üniversitesi’nde işletme okudu.
Bilgi Üniversitesi’nde reklam üzerine yüksek lisans yaptı. Reklamcı olarak işe başladı. Askerdeyken ‘aslında ben ne yapmak istiyorum’ diye düşünüyordu. Terhis olur olmaz, Belçika’ya giderek, çikolata yapımını öğrendi. 2012 yılından bu yana Moda’daki mütevazı dükkânında. 9 kişilik ekibiyle, sahlepten tarçına, tremisudan bibere, kavundan hurmaya kadar çok farklı lezzetleri çikolataya dönüştürüyor. Yeni bir çikolata akımı başlattı desek abartı olmaz. Üstelik, çikolatalarının tümünün tarifi de kendisinde gizli. Cihan, çocukluğunu, Almanya’da geçirmiş. Çikolatayı ise ‘çocukluğum’ diye tanımlıyor. Almanya’dan Türkiye’ye dönünce, oradaki yakınlarının yolunu gözlermiş, çikolata getirsinler diye...
En çok sevdiğim tatlı Yılmaz çikolataya başlama serüvenine dair şunları söylüyor: “Dünyanın her tarafında hayatta kalabilmek lazım. Bunun için de zanaat edinmek lazım. Beni çikolataya götüren buydu. En çok sevdiğim şey tatlı, onun içinde de çikolata... Kararımı verince Belçika’ya gittim. Uygulamalı her sürecin eğitimini alıyorsunuz orada. Çekirdekten çikolata üretmek ayrı bir iş, çikolatadan çikolata üretmek başka bir şey. Çekirdekten sadece fabrikalar yapıyor. Bizim yaptığımız çikolatan çikolatadan yapmak.” Muhabbet için.. Cihan’a göre, tatlılarının sevilme nedeni ise kaliteli çikolata arayışı.
“En iyi çikolatayı getirip müşteriyle buluşturmaya çalışıyoruz” diyor. Çikolata Dükkânı’nın hikâyesini ise şöyle anlatıyor: “Bir atmosfer yaratalım dedik. Açıkçası, bugün dükkânın önünde sıra oluşacağını tahmin etmeden yaptık bunları. Komşularımızla muhabbet edebilelim istedik. İlk önce en çok sevilen tatlımız Asuman’ı yaptık. Asuman, sosyal medyanın etkisiyle tüm Türkiye’e ulaştı. Hatta bir gün uçakta seyahat ederken dergi okuyordum. Dünyada ziyaret edilmesi gereken 5 çikolatacıdan biri de biziz. İnanılmazdı bizim için. Mütevazıydı bizim işimiz, bugün sizinle konuşuyor olmak da bizim için çok şaşırtıcı. Bugünü o zaman göremezdim.
Asuman teyzenin adı
Cihan, hem çikolata yapmak hem de mahalle kültürünü yaşatmak istemiş. Eskiyi anımsatmak için tatlıları da üstlenmiş: “Komşuların cenazesine, düğününe gidelim ruhunu yaşatmaktı amaç. Tatlılarımıza da annelerimizin, teyzelerimizin isimlerini koyduk. Asuman bir arkadaşımızın teyzesinin adı, Mualla bir büyüğümüzün adı, Neriman benim teyzemin adı. Bundan sonra yapacağımız bütün tatlılara da bir annemizin veya teyzemizin adını koyacağız. Şimdi yeni bir proje için kolları sıvadık. Moda’da, daha fazla tatlı ve çikolata çeşidinin yer alacağı Asuman adında bir mekân açacağız.”
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?