Bir festival daha ne kadar niş olabilir?

Dağ Filmleri Festivali’nin adını duyunca verilen ilk tepki başlıktaki gibi olabiliyor. Memlekette kültür-sanat alanında içerik üretmek, içeriği kitlelerle buluşturmak bu denli zorken sadece Dağ Filmleri gösterme iddiasındaki bir festivalin hayata geçmesi fantezi değilse nedir? 10 yıldır Dağ Filmleri ismini taşıyan bir festivalimiz var ve gelinen noktada o artık aslında bir doğa sporu festivali.

Bir festival daha ne kadar niş olabilir?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.04.2015 - 14:30

Dağ Filmleri Festivali’nin yolculuğu bundan 13 yıl öncesinde başlıyor. 2002’de Doğa Aktivite Grubu Derneği çatısı altında bir grup, Birleşmiş Milletler’in o yılı Dağlar Yılı olarak kabul etmesinin böyle bir festival için güzel bir fırsat olacağına kanaat getiriyor. Festival için hazırlıklar başlıyor fakat ekonomik kriz nedeniyle sponsor bulunamayınca proje 2006 yılına sarkıyor. 

İnsan neden böyle bir festival düzenlemek ister? Her şeyden önce festivalin öncüleri pek tabii ki dağcılık sporuyla uğraşan insanlar. Bu sporla ilgili bir film, hatta iyi bir çeviri kitap bile bulamadıklarından dolayı böyle bir organizasyona girişmeye karar veriyorlar.

2002’den bu yana organizasyonda yer alan Festival Koordinatörü Murat Yılmaz internetin yaygınlaşmasıyla yurtdışı kaynaklara erişmeye başladıklarını ve dünyada bu alanda ciddi bir üretim olduğunu gördüklerini söylüyor. “Bir de baktık ki” diyor Yılmaz, “İtalya’nın Trento kentinde 1952 yılında Dağ Filmleri Festivali düzenlenmiş örneğin. Ondan fazla ülkede devam eden festivallar var. Cesaretimiz arttı, biz de bir festival düzenlersek çektiğimiz sıkıntıları bizden sonrakiler yaşamaz diye düşündük. Öyle de oldu. Festivalimiz 10. yılında 50’ye yakın filmin gösterildiği, yarışmaları, sergileri, söyleşileriyle Türkiye’nin en büyük doğa etkinliği haline geldi.”

Evet, bugün gelinen noktada Dağ Filmleri Festivali, dağ filmlerinin gösteriminden ibaret bir organizasyon değil.

Yamaç paraşütü, rafting, sky diving, yelken, kayak gibi doğa sporları da festivalin içerik ürettiği ve sergilediği alanlar arasında. Böyle olunca seyirci kitlesi de değişmiş durumda. Başlangıçta sadece dağcılar ilgi gösterirken artık her türden doğa sporunun tutkunu festivali takip ediyor.

Festival on yıl boyunca çeşitli değişimlere de uğramış tabii. Üçüncü yıldan itibaren Doğa Filmleri Yarışması düzenlenmeye başlanmış. Genç sinemacıları bu alana yönlendirmek amacıyla üniversitelere özel yarışmalar düzenlenmiş. Amatör video üretimi ve fotoğraf sanatını özendirmek için her yıl ‘Çek-Getir’ adı altında bir başka yarışma düzenlenir olmuş.

Bunun dışında lokasyonda da değişikliklere gidilmiş. Başlangıçta sadece İstanbul’da film gösterimleri yapılırken önce Ankara ardından da İzmir devreye girmiş. Bu illere bu yıl Bursa da dahil olmuş. Önümüzdeki yıl Kayseri, Erzurum ve Niğde’nin de organizasyon kapsamına alınması planlanıyor. 

 

HOBİ GECELERİ

Bu yıl farklı bir etkinlik daha var: Hobi Geceleri. Amaç, aynı spora ilgi duyan insanları buluşturmak. Bu nedenle dağcılık, koşu, kayak, bisiklet, gezginler, su dünyası başlığındaki gecelerde bu sporların meraklıları buluşacak, tanışacak. İlgililere duyurulur!

Bundan sonra hedef ne? İki temel hedef var: Festivali genişleterek dağ kentleri ve kayak merkezlerine taşımak. Ve İran gibi dağları ve doğa sporlarını seven ülkelere organizasyonu ihraç etmek.  

 

ÜÇ FİLM

Evden Uzakta: Tıp öğrencisi Brolin’in doğduğu yer olan Uganda’dan çıkacak ilk Kış Olimpiyatları sporcusu olma isteğinin hikayesi. 30 Nisan Perşembe, 19:30, Atlas Sineması.

Buzulların Peşinde: Kahraman bir foto muhabirinin karbondioksit salınımının arttığı dünyamıza umut getirmeyi kendine görev edinmesinin öyküsü. 26 Nisan Pazar, 15:00, Atlas Sineması.

Sıradışı İnsanlar: Filmde üç sporcunun, Halvor Angvik, Guillaume Nery ve Gerhard Gulewicz’in kendi alanlarında en iyi olma yolundaki çabalarına şahit oluyoruz. 25 Nisan Cumartesi, 15:00, Atlas Sineması.

*Biletler için www.biletino.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon