Belçikalılar Mumcu okusaydı...
.
“Belçika’daki İslam Kültür Merkezi’ndeki cami gerçekten çok görkemli... Suudi krallığı üstlenmiş caminin yapımını... Arsa tahsisini de Belçika Kralı yapmış.Geniş bir bahçe ve görkemli bir yapı. Cami bu yapının üst katında. Kristal avize insanın gözünü kamaştıryor. Çapı 40 metre olan bir daire düşünün. Bu büyüklükte, pırıl pırıl kristal. Ve avize Suudi Kralı tarafından camiye armağan edilmiş. Halılar, pencerelerdeki renkli vitraylar da öyle. Belçika ve Hollanda’da İslamcı akımların yayılmasında hükümetlerin katkısı var. 1974 petrol krizinden sonra Belçika hükümeti, Suudi Arabistan ile ilişkilerini iyi tutmak için İslam dinini ‘devlet tarafından tanınan din’ statüsüne almış. Bu tarihten sonra Suudiler İslamcı akım ve örgütlerin yönetimini üzerlerine almışlar. Brüksel’in en işlek caddelerinden birinde kurulan ‘İslam Kültür Merkezi’, yalnızca Belçika’daki değil Avrupa’daki Suudi kaynaklı İslamcı akımların da merkezi olmuş. İslam Kültür Merkezi, Kahire’deki ünlü Ezher Camii’nin modeline göre yapılmış... Suudi Arabistan hükümetinin öncülüğü ile kurulmuş...”
Bu cümleler Uğur Mumcu’nun Rabıta kitabından. 2 bin kişinin namaz kılabildiği Büyük Cami, Brüksel’in tam göbeğinde, Avrupa Birliği kurumlarının olduğu semtin hemen yanında, Schuman Meydanı’nın 300 metre arkasında başlayan 30 hektarlık meşhur 50. Yıl Parkı’nda yer alıyor.
1897’de Belçika’da düzenlenen ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da aralarında bulunduğu 27 ülkenin katıldığı Brüksel Dünya Fuarı’nda, 1889 Paris Fuarı’nın etkisinde kalan Belçikalılar tipik egzotik evler ve binalar da inşa etmişler. Fuarda oluşturulan Tunus ve Cezayir semtlerinde Araplar dolaştırılmış. Ressam Émile Wauters’ın 114x14 m boyutlarındaki dev “Kahire ve Nil’in kıyıları” adlı panoramik resmini fuarda sergilemek için geçici olarak inşa edilen, Ernest Van Humbeeck’in Arap tarzında tasarladığı oryantal pavyon, daha sonra Tunuslu mimar Mongi Boubaker’ın dairesel dış yüzeyi büyük ölçüde koruyarak içeride yaptığı değişikliklerle 1978 yılında Büyük Cami olmuş.
Suudi Arabistan Kralı Faysal’ın 1967’deki Belçika ziyareti sırasında Kral 1. Boudewijn, 1897 yılında yapılan ve bakımsızlıktan viraneye dönen Van Humbeeck’in pavyonunu, cami ve Belçika İslam-Kültür Merkezi’nin merkezi yapılmak üzere Suudi kraliyet ailesine kira almadan 99 yıllığına hediye etmiş. 1968’de Faysal, tüm finansmanı üstlenmiş. Yine aynı yıl Belçika hükümeti İslam Merkezi’ni Belçika’daki tüm Müslümanların temsilcisi olarak kabul etmiş. Bu yerin, Suudilere, 22 Mayıs 1967 yılında Brüksel’de “l’Innovation” mağazası yangınında yaşamını kaybeden 251 kurbanın yakınlarına Faysal’ın yaptığı mali yardım nedeniyle bir jest olarak sunulduğu söylense de, bazı şom ağızlılar bu ödünün Belçikalı FN Herstal şirketi tarafından Suudilere satılan yüklü silah ve mühimmat karşılığı olarak verildiğini iddia ediyor.
Riyad’a veto
16 Mart 2017’de, Belçika hükümeti Kral Boudewijn’in Suudi Arabistan’a sağladığı ayrıcalık anlaşmasını oybirliği ile iptal etmeye karar verdi. Rabıta kontrolündeki İslam Kültür Merkezi, 31 Mart 2019 tarihi itibariyle camiden elini eteğini çekecek. Caminin geçici olarak Belçika Müslüman Temsil Kurumu’na verilmesi düşünülüyor.
Brüksel’deki 22 Mart 2016’daki terör saldırısını araştıran meclis komisyonu, cihat çağrısı yapan bildiriler dağıtılan Büyük Cami’nin, İslam’ın Suudi Arabistan’a özgü aşırı yorumları olarak nitelenen vahabizm ve selefizm gibi düşünceleri Belçika’da yaydığı, radikalizmin yuvası olduğu konusunda yeterince kanıt bulunduğuna karar verdi. Uğur ağabey bir dizi ekonomik, siyasal, dinsel yabancı kurumun şeriat zeminindeki ortaklıklarını ve bunların, ülkemizdeki uzantılarını, araştırmalarını Avrupa’da da yürüterek ortaya çıkardı. “Belçika’daki Türk imamlarının maaşlarının 1982’den 1984’e kadar Rabıta örgütünce ödendiğini”, önce Belçika’da başlayan bu uygulamanın, daha sonra Federal Almanya’da da devam ettiğini gelip yerinde araştırdı. Brüksel’de İslam Kültür Merkezi’nin müdürü, başimamı Abdullah El Ehdel ile görüşerek teyit ettirdi ve “1985 yılında 30 milyon Belçika Frangı yardım yaptık” ifadesini aktardı. Hatta El Ehdel, Uğur ağabeye “Belçika’da 155 cami var, hepsi de bizim denetimimizde” itirafında bulundu.
Uğur ağabeyin 31 yıl önce yazdığını Belçika hükümeti daha yeni gördü ve Brüksel’in göbeğindeki Merkez Cami’yi Suudiler’den geri almaya karar verdi. Belli ki Belçikalılar onun kitaplarını okumuyor... Uğur ağabey yaşasaydı, sanırım Belçikalı yetkililere gür sesisiyle okkalı bir bonjour (günaydın) derdi!
erdincutku@binfikir.be
En Çok Okunan Haberler
- CHP'den 'İmamoğlu' çağrısı
- İhraç talebi ile disipline sevk iddiası!
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- Kazanan isim belli oldu!
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- Ahu Tuğba'nın ölüm nedeni belli oldu!
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısında yeni perde
- Canlı yayında fenalaştı: Apar topar hastaneye kaldırıldı