Bedri Baykam'a önemli görev
Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği (UPSD) Türkiye Başkanı, sanatçı ve yazar Bedri Baykam, Çek Cumhuriyeti’nde yapılan küresel zirvede dört yıllığına Dünya Sanat Birlikleri (UNESCO-IAA/AIAP) Başkanı seçildi.
İKSV imzalı 14. Uluslararası İstanbul Bienali’nin sonu yaklaşıp da, 10. Contemporary Istanbul’a doğru geldiğimiz günlerdeyiz. Hal böyle iken, Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği (UPSD) Türkiye Başkanı, sanatçı ve yazar Bedri Baykam ile Piramid Sanat Merkezi’nde geçen günlerde bir araya geldik. Baykam ayrıca önceki gün, Çek Cumhuriyeti’nin Pilsen kentinde 14-18 Ekim arasında yapılan UNESCO-IAA/AIAP Dünya Sanat Birlikleri (International Association of Art) 18. Genel Kurulu’nda, dört yıl için UNESCO- IAA/AIAP Dünya Başkanı seçildi! Seçimden sonra Baykam başkanlığında devam eden genel kurula, sanatçı haklarını ve sanatçının yaşam koşullarını savunan beş önerge sunuldu ve kabul edildi. Bunların en ilginçlerinden biri ise kamuya açık alanda sergilenen sanat eserlerinin teşhirinden, görsel sanatçıların da aynen eserleri radyoda çalınan müzisyenler gibi bir maddi karşılık almalarını öngören sunum oldu.
Geoges Braque, Joan Miro, Hans Hartung, Andre Masson, Henry Moore ve Cesar gibi sanatçıların üyesi olup destek verdikleri IAA/AIAP, kurulduğu yıldan itibaren UNESCO’nun ortağı. Baykam, UPSD’nin 1989-90’da kuruluşunu gerçekleştiren ilk yönetim kurulunda yer aldıktan sonra, 2006’da UPSD Başkanlığı’na seçilmişti ve o tarihten beri de bu görevini sürdürmekte.
Çok sert mesajlar
* “Türkiye’de ‘Trendsetter’ olan kimi koleksiyoncular, son yıllarda ‘’Biz artık Türk sanatından çıktık, biz çağdaş Türk sanatçısı artık almıyoruz satıyoruz, müzayedelere veriyoruz. Biz Kiefer, Botero, Warhol, Baselitz alıyoruz. Siz hâlâ Türk sanatı mı alıyorsunuz?” demekteler. Bunun ‘gurur’unu yaşıyor, Türk sanatını küçümseyip aşağılıyorlar.”
* “Mesela Can Elgiz, Bülent Eczacıbaşı, Cengiz Çetindoğan, Sarp Evliyagil, Ahmet Kocabıyık, Emre Dökmeci, Murat Ülker... Bunlar yabancı sanatçı da alıyor. Ama Türk sanatçısının önemi ve değerini unutmadan!”
* “Bugün beş ülke; Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Amerika müzelerinde birbirini döndürüyor. Sonra diyorsun ki, en önemli sanatçılar hep Batı pasaportu taşıyor. Bu son 10 yılda, bienaller ve fuarlardaki daha uluslararası yapıyla, biz de biraz kimyon, kekik olarak kullanıldık.”
* “Türkiye’de borsacılık alanında ticaretten men edilmiş biri sanat piyasasına girip aynı manipülasyonları yapmaya çalışabiliyor. Alımlar, satımlar, müzayedeler, spekülasyonlar... Kendi gözüne güvenmeyen koleksiyonerler de, göz göre göre içine düşürüldükleri spekülatif ortamlardaki sahte artışlardan ve düşüşlerden etkilenerek, kendilerini kime teslim olacaklarını bilmedikleri bir denizin ortasında buluyorlar.”
* “Maalesef ülke yozlaştığı için ‘Yine mi Atatürk’ten bahsediyorsun?’ derler. Evet bahsederim, çünkü en büyük kültür değerimizdir.
Senin bugün buraya gelmeni sağlayan kişidir. Senin Dubai’deki, Riyad’daki ya da Irak’taki adamdan farkını sağlayan adamdır. Senin bütün bu Adnan Çoker’lerinin Zeki Faik İzer’lerinin, Abidin Dino’larının olmasını sağlayan insandır.”
* “Bir koleksiyoner olarak, kendi duyarlılığın, sanat algın veya ne sevip sevmediğine bakacağına, önüne konulan CV’ye, dedikodulara, fiyata bakıyorsun. Ya da o anda seni ikna etmeye çalışan galericinin aslında kimin arkadaşı olduğuna bakıyorsun...”
‘Avignonlu Kadınlar’ın gizli hikâyesi
* “İstanbul Modern, daha ilk yılındaydı. Gittim, Avignon’lu Kadınlar ve Picasso’nun 100. yılıyla ilgili bir proje önerdim. Sevgili Oya Eczacıbaşı bayıldı projeye. O zaman müzenin başındaki Roza Martinez projeyi yaptırmadı. Sakıp Sabancı Müzesi’ne gittim. Sevgili Nazan Ölçer Hanım; “Bedri Bey harika proje. Ama biz canlı sanatçı sergilemiyoruz.” dedi. Ben de, “Açılışta bi makineli tüfekle tararım hepsi ölmüş sanatçı olur bir kurşun da kendime sıkarım” dedim. Pera Müzesi ise ithal, risk almayan sergilerin ana noktası. Projeyi önce kabul etti. Açılışa 11 ay kala, yönetimden gelen bir SMS ile (!) bütçeyi gerekçe gösterip, iptal etti. Çünkü böyle iddialı serginin Türkiye’den çıkmasını hazmedecek özgüven yok. Aradan yedi yıl geçti, Picasso Müzesi’nde geçen yıl bununla ilgili bir sergi yapıldı, 4D Mademoiselle d’Avignon işimle ben de katıldım. Küratörü Michael Fitzgerald, “serginin anafikri bir Türk sanatçının, Bedri Baykam’ın vs.” dedi. Bu küratörün tek farkı ise sergiyi genel olarak Picasso üzerinden açmasıydı.”
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!